❦ BÖLÜM -3-

835K 1.2K 173
                                    

Hellö 💦

"Hamra ben şimdi ne yapacağım? Adam aynı şehirde yaşamaktan bahsediyor. İnanabiliyor musun?" diyen genç kız isyan ederek elindeki çantayı kenara fırlatmış ve neredeyse ağlayacak hâlde arkadaşına baktı.

"Demre, bu kadar büyütme. Alt tarafı seni çalıştıracak. Hem zamanı gelmişti."

"Çalışmaktan bahseden kim Rara. Ben hapı yuttum. Ben bittim. Gece hayatım bitti." demesi ile Hamra gözlerini devirdi ve koltuktaki yastığı alıp ona fırlattı.

"Geri zekâlı ben de bir şey oldu sandım." dedi ve koltuğa kendisini bırakıp rahat bir nefes bıraktı. Sonunda adamın yanından ayrılmışlardı. Arabada kokusu bile rahat bırakmamıştı ve bu hiç hoşuna gitmemişti. Adamın garip bir aurası vardı. Etkiyi üzerinde bırakmak şöyle dursun, sanki olduğu ortamda bütün ilgiyi üzerine çekmeyi başarabiliyordu. Belki de böyle düşünmesinin sebebi gece boyunca bütün ilgisinin onun üzerinde olmasıydı. Ah! Başka ne olabilirdi ki? Adam kendisini hiç görmemesi gereken bir hâlde görmüştü ve onunla normal biriymiş gibi iletişime falan mı geçmeliydi? Ah, kim bilir kendisi hakkında ne düşünmüştü.

"Hamra, bir de ilerideki yeni yapılan yer onunmuş. Adam dibime çökmüş âdeta. Onca yıl gelme. Tam da hayatımı rayına soktum derken gel." diyen genç kız ise diğer koltuğa kendisini bırakmıştı.

"Ya çok büyütüyorsun gözünde. Adam ne de olsa Amerika'da yaşıyordu. Böyle şeyleri kafasına takacağını sanmam."

"Abi bu. Damarlarında Türk kanı akıyor. Beni her zaman farklı adamla gördüğünde Amerika'da yaşaması bile kurtarmaz."

"O zaman sen de farklı adamlarla görüşmezsin canım benim." diyen Hamra ise arkadaşının sinirine dokunduğunu biliyordu ama hak etmişti. Bugün olanların suçlusu oydu. Garibim bir de arkadaşının başına gelenleri bilse muhtemelen takılacağı en son şey abisinin görüştüğü insanlara karışacağı olurdu.

"Hamra bazen nasıl bunca yıl arkadaş kaldık diye düşünmüyor değilim." dedi Demre sinirlenmiş bir şekilde ama Hamra onu umursamadı bile.

"Çünkü beni seviyorsun."

"Seni artık sevmiyorum."

"O zaman neden benimle geleceksin diye abine tatava yapıyorsun kızım sen? Bırak ne güzel işimi yapayım. Sen de şirkette çalış. Adam senin yüzünden bana iş bulacak şimdi."

"İyi oldu."

"Sana da iyi oldu." dedi ve iki genç kız da bir süre sessiz bir şekilde düşünmeye başladılar. Kavga falan etmiyorlardı. Bu, onların her zamanki halleriydi. Akıllarındaki düşüncenin başrolü ise aynı adamdı. Sadece ikisi de farklı bir şekilde düşünüyordu.

"Ben bunu giymem." diyerek elindeki elbiseyi yatağın üzerine atan Hamra'yı tınlamayan Demre hâlâ saçının kenarından çıkan saçları yok etmeye çalışıyordu.

"Abim geç kalınmasından nefret eder. Onu giy. Ne sandın, üzerine lakost verecekler sen de kot pantolonla ortalıkta gezecek misin?" dediğinde Hamra bir an yüzünü asmadan edemedi. Öyle düşünmüştü.

"Ne var yani kot pantolon giyip gitsem? Bence yeni bir bakış açısı getirmiş olurum."

"Geç kalıyoruz Hamra. Giy şunu." dedi ve Hamra'yı kilit bir konuyla baş başa bıraktı.

Genç kız ise sessiz sedasız üzerindekileri çıkarıp elbiseyi giydi. Diz altında biten, kırmızı gül kurusu renginde dar bir elbiseydi bu.

"Ya bu rengi özellikle mi seçtin?" diyerek rahatsız bir şekilde aynada kendisine bakan Hamra saçları ile uyum sağlayan elbiseye baktı.

"Bence çok göze batıyor." diye kendi kendine konuşurken Demre çoktan yanına gelmiş, oturması için çektiği sandalyeye onu omuzlarından bastırarak oturtmuştu.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin