BÖLÜM - 61 -

49K 3.7K 2.6K
                                    

Hellö 💦



Derin bir nefes aldı genç kadın. Baştan aşağı titriyordu ve sıcak öyle bedenini sarmalamıştı ki birazdan düşüp bayılacak gibi hissediyordu. Yüzüne yeniden soğuk suyu çarptı ama bir işe yaramadı. Dayanamadı üzerindekileri de çıkarıp kendisini duşa atınca rahat bir nefes almayı planladı ama bedenine değen her su, aklındaki o güzel rüyayı bir türlü silebilmesine izin vermiyordu. 

O kadar gerçekçi gelmişti ki uyandığında kitap okurken uyuyakalmış olmanın verdiği hayal kırıklığı istemsiz ağlamasına neden olmuştu. Ne kadar çok özlemişti onu? Ne kadar özlemişti kendisine bakan zümrüt yeşillerini? 

Duştan çıkıp saçlarını kurulamak için havluyu tam eline almıştı ki kapısının çalması ile duraksamak zorunda kaldı. Saati aradı odada ama bulamadı. Geç bir saat olduğu için istemsiz telaşlandı. Havluyu lavaboya bıraktı ve kapıya gitti. Dışarıda kim olduğunu göremeyeceği için de ardındaki insana seslenme ihtiyacı duydu. 

"Kim o?" 

Bir an bir sessizlik oldu. Hemen ardındansa kulağına gelen ses tonu ile beyninden vurulmuşa döndü. 

"Benim... Ahzal!" 

Bir an nefesini tuttu genç kadın. Yine rüyada mıydı yoksa? Uyanamamış mıydı? İki parmağının arasına sıkıştırdığı etini sıktı ama hayır, hâlâ uyanmamıştı. 

"Hamra?" 

Kendi adını kapının ardından seslenmesi üzerine genç kadın bir an telaşa kapıldı ve kapının yanındaki aynada kendisine baktı. Duştan çıkmış, gözleri ağlamaktan kızarmış bir halde duruyordu. Kahretsin! Bu nasıl olabiliyordu? Adam da tam gelecek vakti bulmuştu iyi mi? Ama yapacak bir şeyi olmadığı için uzandı ve kapının kolunu aşağı indirdi. Kalbi yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu ve ardında olan insanın bu sefer gerçek olduğu bilinci aklını başından almaya yetecek bir sebepti. 

Kapıyı açıp Ahzal'ı karşısında gördüğünde bu sefer elinde ne çiçek vardı ne de yüzük. Üzerine sanki yatağında kalkıp gelmiş gibi bir eşofman ve tişört yer alıyordu. Saçları da darmadağınıktı. Tam da o sırada karşıdaki kapının açık bırakıldığını fark etti. 

Karşı dairede mi kalıyordu? 

Soran gözlerle Ahzal'a baktığında ise adamın dikkatle kendisini süzdüğünü gördü. Bornozla kapıyı açmasında değildi de sanki iyi mi diye kontrol ediyor gibi duruyordu. 

"Ne oldu Ahzal?" dedi artık merakına yenik düşerek. Ahzal ise tedirgin gözlerini genç kadının gözlerine kaldırdı. 

"İyi misin diye kontrol etmek istedim." dedi Hamra'yı şaşırtarak. 

"Bu saatte mi?" dedi Hamra bir anda dayanamayarak. Bir terslik olduğunu Ahzal'ın yüzünden anlamak mümkündü çünkü tedirginliği yüzüne kadar yansımıştı. 

"Evet. Ben..." diyen Ahzal ise ne diyeceğini bilemez bir halde bocalamış bir şekilde kendisine baktı. "Doğrusunu söylemek gerekirse seni rüyamda gördüm." demesiyle Hamra öylece kalakaldı. 

Ne dediğinin farkında mıydı bu adam? Ama Ahzal olanlardan bihaber bir şekilde konuşmaya devam etti. 

"İyi görünmüyordun. Özür dilerim. Seni bu saatte rahatsız ettim. Sadece... İyi misin diye kontrol etmek zorunda hissettim kendimi." demesiyle Hamra şoka girmiş bir şekilde bakıyordu karşısındaki adama. 

Bu nasıl olabiliyordu nasıl aynı anda birbirlerini rüyalarında görmüş olabilirlerdi? Sanki hissetmiş gibi bir de kapısına gelmesi yok muydu? Ah! Bu adamı nasıl unutabilirdi ki şimdi? Üstelik, gördüklerinden sonra bir de karşısında böyle masum dikilmesi...

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin