❦ BÖLÜM -10-

866K 1.2K 141
                                    

Hellö 💦

Şaşkınlıktan ne yapacağını anlayamayan genç kız, "Ne yaptığını sanıyorsun? İndir beni!" diye bağırmaya başladı ama boş yolda onlara dikkat edecek kimse yoktu. Ahzal da çırpınan kızın sözlerini umursamıyordu zaten.

Ahzal, kapıyı açıp Hamra'yı koltuğa oturttuktan sonra arabayı otomatik kilitlemeye aldı ve kendisi binene kadar açmadı. Hamra ise o binerken tam iniyordu ki Ahzal içeri uzanıp kapıyı sert bir şekilde kapatmış ve arabayı yeniden kilitlemişti.

"Bırak beni. Bu yaptığın barbarlık değil de ne?"

"Seni bu saatte yalnız başına bırakamam." diyen Ahzal ise sakin bir şekilde arabasını tekrar çalıştırıp ilerlemeye başladı ama Hamra kesinlikle sakin değildi. Hiddetini herkese sunmak istercesine burnundan solurken tekrar konuşmuştu.

"Ya ben zaten yalnız eve dönmeyecektim. Size dedim. Sevgililerimden birisini arayacaktım ve..." diye devam ediyordu ki Ahzal sıkıntıyla nefesini bırakıp konuşmasını yarıda kesti.

"Sus artık! Tamam, sevgililerin seni alabilirdi ama ben bırakmak istiyorum. Oldu mu? Şimdi lütfen otur ve bağırmamaya çalış. Bugün yeterince yoruldum." demesiyle Hamra kaşlarını çatarak yanındaki adama baktı. Şeytan diyordu konuşmaya devam et ama adam haklıydı. Daha fazla onunla tartışıp delirmek istemiyordu. Bir an önce eve gidip ondan kurtulmak ve sıcak yatağına girmek istiyordu.

Evin önüne gelene kadar konuşmadılar. Geldiklerinde ise Hamra tek kelime bile etmeden arabadan indi ve eve doğru bütün hiddetiyle ilerledi. İçeri girmiş, eşyalarını kenara atıyordu ki elinde dondurma kabıyla duran arkadaşı anlamaz bir şekilde kendisine bakar bir hâlde karşısında duruyordu.

"Ne oldu? Yine heyheylerin tepene gelmiş?"

"Ne olacak? Yobaz abin, bütün sinirlerimle oynadı."

"Upss! Bu konuya girmek ne kadar istesem de odamda misafirim bekliyor ve inan bana bu dondurmayı kaşıklayarak yemeyi kesinlikle düşünmüyorum." demesiyle Hamra iğrenir gibi yüzünü buruşturdu ve başını iki yana sallayıp onu umursamadan salona doğru ilerledi. Üst kata çıkıp yatağına girmeye üşendiği için koltuklar gözüne oldukça rahat görünmüştü.

Yatıp sakinleşmeye çalıştığı o sırada ne kadar süre işlemeli tavanına baktı bilmiyordu. Işıklar en kısık ayarda yanıyor ve bulunduğu ortam oldukça loş bir şekilde gözlerinin dinlenmesine neden oluyordu. Aslında burada uyumak güzel fikirdi ama Demre'nin eve misafir getirdiğinde ne yapacağı belli olmadığı için odasına çıksa yeriydi.

Tam yerinden kalkıp odasına gitmeye yeltenecekti ki karnında tuttuğu telefonu titredi. Uzanıp ekranına bakmak için telefonunu eline aldığında ise o adamın adını görmek, sinirlerinin yeniden canlanmasına yetmişti.

Gönderen: Ahzal Remizade
-    Yarınki toplantı için hazırlan da gel.

Bu adam kendisiyle dalga falan mı geçiyordu? Hayır eğer amacı buysa oldukça başarılıydı da ondan. Hâlâ onca olandan sonrasında nasıl oluyor da kendisiyle çalışacağına inanıyordu? Parmakları hızla klavyenin üzerinde dolanırken ona cevap yazdı.

Gönderilen: Ahzal Remizade
-    Bugün olanlardan sonra sizinle çalışacağımı da nereden çıkardınız?

Meydan okurcasına kaşlarını kaldırdı ve yerinden kalkıp odasına doğru ilerlemeye başladı ama daha merdivene ulaşmadan telefonu titredi.

Gönderen: Ahzal Remizade
-    İş dışında olan tartışmamız yüzünden işten ayrılacak mısın?

Hamra, mesajdaki küçümsemeyi ve algıyı fark etmişti. Bir an olduğu yerde durakladı ve ne diyeceğini düşündü ama bir yandan da haklı bir mesajdı. Yutkundu. İş disiplini konusunda her zaman kendince çok başarılı olduğunu düşünürdü ama anlaşılan bu adama gelince pek de öyle olmuyordu.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin