BÖLÜM -48-

788K 6.6K 5.6K
                                    

Hellö 💦

Genç kız, kendisine bakan adama karşılık şaşkınlıkla gözlerini gözlerine dikmeden edemedi. Ne demişti o az önce? Karnında bir bebek olduğu düşüncesi Hamra'yı istemsiz korkuturken kollarından bir an da olsa adamın çıkmaya yeltendi ama Ahzal izin vermeden kollarını sımsıkı sararak ona baktı.

"Ne var, neden geri çekiliyorsun?"

"Karnımda bir bebek yok. Böyle diyerek beni korkutma."

Genç adam, telaşlı kadının tavrına karşılık gülümsemeden edemedi.

"Sadece bir ihtimal." diyen Ahzal ona kollarını daha sıkı sararken "Sana her halükârda yanında olduğumu söyledim. Hamile olursan da basarız yıldırım nikahını." demesiyle Hamra şaşkınlığının üzerine daha da şaşkınlık eklenmiş bir hâlde öylece kalakaldı.

Bu iri adam, bunca zaman hayatını burnundan getirip illallah ettiren adam az önce evlenmekten mi bahsetmişti? Hem de hamile kaldıktan sonrasında olacak bir etken olarak?

Kaşları çatıldı bu sefer genç kadının.

"Evlenmek için ve çocuk için oldukça gencim."

"Olursa aldırmayı düşünmüyorsun herhalde?" diyen Ahzal ise öylece karşısındaki kadına bakmadan edemedi. Ama Hamra kararlı bir şekilde sözlerinin arkasında durmaya devam etti.

"Elbette düşünürüm. Ahzal, 22 yaşındayım. Daha okulumu bitirmedim. Çocuk doğurmak için yeterli herhangi bir şartı bile sağlamıyorum. Biz evli bile değiliz."

"Evleneceğimiz..." demesine kalmadan bu sefer kadın, adamın kollarından kurtuldu ve onun sözlerini kesti.

"Evliliği daha öncesinde hiç ciddi olarak düşünmedim, şimdi de sırf karnımda olabilecek embriyo yüzünden düşünecek değilim. Üstelik, sen bunu zorunluluk olarak görürken asla seninle evlenmem." dediğinde genç adam şaşırmadan edemedi. Bozulmuştu da. Ne de olsa hayatında ilk defa bir kadına evlenmekten bahsediyordu ve o kadın da gelmiş evlenmeyeceklerinin altını çiziyordu.

Sinirleri bozuldu. Yavaşça yatakta yatan kadından uzaklaşırken kaşları çatık bir hâlde ona bakmadan edemedi.

"Bu zorunluluk değil. Seni sevdiğimi söylüyorum."

"Benimle evlen demiyorsun. Çocuk varsa nikahı basarız diyorsun. Sen nasıl bir hanzosun ya?"

"Ne dememi istersin? Dizlerimin üzerine çöküp benden bir evlilik teklifi mi bekliyordun hanımefendi?" dediğinde Hamra istemsiz meydan okurcasına kaşlarını kaldırdı ve o da yatakta doğruldu.

"Ne yani, sen bana evlenme teklifi etmiş olsan dizlerinin üzerine çökmeden edebileceğini mi sanıyordun?"

"Evlenme teklifi etmeme ne gerek var? Çocuk karnındaysa..."

"Aldırırım. Evlenmem. Bu bir çözüm değil." dediğinde genç adam daha da sinirlendi.

"Ne yani, burada benim hiçbir söz hakkım yok mu?" dediğinde Hamra istemsiz sinirle adam bakmadan edemedi.

"Ahzal, sen çocuk istediğine mi karar verdin?"

"Hayır, konumuz bu değil. Karnında bir bebek varsa bunu bana sormadan aldırabileceğine gerçekten inanıyor musun? Buna cevap ver." dediğinde Hamra karşısındaki adamın kendisine emir verircesine konuşmasına sinirlenmişti.

"Sen delirdin mi? Bu hâlde benden bir bebek mi istiyorsun?"

"Soruma cevap vermiyorsun."

"Sen de saçma sapan konuşuyorsun."

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin