❦ BÖLÜM -5-

855K 1.1K 184
                                    

Hellö 💦

Genç kadın ne yapacağını şaşırmış bir şekilde dosyaları yerine yerleştirdi ve Neslihan'ın söylediklerini aklına kazımaya çalıştı.

"Ahzal Bey, çok pimpiriklidir. Her şeyi kusursuz olmazsa patlayacağı ilk insan sensin. Normalde insanlarla pek konuşmaz. İletişime geçmesi gereken kişi sen olacaksın. Amerika'da bunu asistanı yapardı ama artık her şey sana kaldı. Senin de onun gibi olmanı bekleyecektir. Bu yüzden sana onun yaptıklarını harfiyen anlatmaya çalışacağım. Öncelikle, Ahzal Bey'in sevgilileri olur. Hepsi birlikte olduklarını sanarak buraya gelir ama onları Ahzal Bey'in burada olmadığına inandırman gerek ya da onlara Ahzal Bey talep etmese de hediyeler göndermelisin ki Ahzal Bey'i rahatsız etmesinler." demesi ile Hamra şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırmadan edemedi. Bu huysuz adamla kim sevgili olmak isterdi ki? Kadınlar deli olmalıydı.

"Çalıştığı şirketlere ya da ünlülere düzenli olarak çiçekler yollaman, hediyelerle onları şımartman gerek ki haberleri ilk sana uçursunlar." demesi ile Hamra başını onaylar anlamda sallamakla yetindi. Neslihan daha bir sürü şeyler sıralarken Hamra olduğu yerde başı balon gibi şişmiş bir hâlde öylece bekliyordu.

Öğlene kadar sadece odayı kendisine göre düzenlemekle geçirmişti. Saat on iki olduğunda ise kapısına dayanan Demre kazınan midesine ilaç gibi gelmişti.

"Oo, Hanımefendiye bak sen. Kendisine özel odası var. Abim sana torpil mi geçiyor ne yapıyor çözemedim bak şimdi?" diyen Demre ile Hamra şaşkınlıkla arkadaşına bakmadan edememişti. Demre ise yürürken kendi kendine konuşmaya devam ediyordu.

"Güzel karısın vesselam. Seni yengem olarak birkaç kere düşündüm ama sizin aşkınız asistan patron ilişki ile başlamamalı. Böyle daha atraksiyonlu, daha heyecanlı..." demesi ile genç kadın yanındaki kısa boylu çok konuşan kızın omzuna vurmadan edemedi.

"Kapa çeneni geri zekâlı. Adamın asistanı oldum. Ne bekliyorsun? Kendi özel şeylerinin yayılmaması adına bir oda. İstersen yerime geçebilirsin." demesi ile Demre saçlarını geriye itekledi ve omuz silkti.

"Yok canım kalsın. Abimle bütün gün aynı oda içerisinde olduğumu düşünemiyorum." dedi ve yalandan ürperip gözlerini kocaman açarak kendisine baktı.

"Çok yakışıklı Beyefendilerle tanıştım. Görsen, bir içim sular. Allah özene bezene yaratmış. Hangisine göz koyacağımı şaşırdım." demesi ile Hamra gözlerini devirip başını onaylamaz anlamda salladı ama bir şey demedi. Ne de olsa bu beyaz saçlı deli, ne derse desin bildiğini okuyacaktı.

"Sadece onlarla birlikte çalışacağını ve buranın da abinin şirketi olduğunu unutma. Her zamanki gibi rahat davranamazsın. Unutma." demesi ile Demre onu geçiştirircesine başını onaylar anlamda salladı ve ileride kendilerine bakan adamlara gülümsemeye başladı. Hamra ise Demre'nin baştan onu dinlemediğini görmesi ile çaktırmadan onu çimdikledi.

"Demre, önüne baksana ya. İlk günden adamları başımıza musallat edeceksin." dedi ve artık çok geçti. Demre'nin sipariş ettiği yemekler dinlenme salonuna geldiğinde masalarına çoktan dört erkek oturmuştu bile.

Erkeklerle iletişimi harika olan Demre dört adamı da ağzının içerisine düşürürken keyifli keyifli odakta tutmayı başarmıştı. Hamra ise kaçan iştahıyla onları izliyordu.

Tam da o sırada aşağı inen Ahzal ise ortamı yoklamak isterken kardeşinin ve arkadaşının dört erkekle oturup kahkahalarla sohbet ettiğini görmesi ile kaşları çatılmıştı. Dört erkek, iki kız mı? Bunlar kendisiyle dalga mı geçiyorlardı?

Anında gözleri Hamra'ya kaydı. Kızıl saçlı kadın telefonundan bir şeye bakıyordu. Demre ise adamların kendisine bir şey anlatmasını dinliyordu. Tam da o sırada Hamra'nın yanında oturan adam, Hamra'nın koluna dokundu ve telefondan dikkati kendisine çekti. Ahzal, olduğu yerde merakla onları izlerken kadının vereceği tepkiyi bekledi.

Hamra ise karşısındaki adamın kendisine dokunmasından hoşlanmasa da merakla yüzüne baktı.

"Kusura bakma. Telefonuna dalmıştın. Sana sesleniyordum." demesi ile karşısındaki adamın kibar bir şekilde konuşması üzerine tepkisini sert tutmadı.

"Önemli değil. Bir şey mi oldu?" diye sorduğunda adam tam bir şey söyleyecekti ki bir anda gözleri arkasındaki bir şeye takıldı. Bir şeye baktığını anlayan Hamra merakla arkasını dönüp baktı ve gördüğü kişi ile gözleri kocaman açıldı.

"Göktuğ?" Yerinden kalkıp şaşkınlıkla kendisine gülümseyen adama bakarken genç adam kollarını iki yana açmış ona bakıyordu.

"Hamra, senin burada ne işin var?" dedi ve uzanıp kadını kolundan tuttuğu gibi kendisine çekip sarıldı. Demre de kimin geldiğine merakla baktığında karşısında gördüğü tanıdık yüzle şaşkınlıkla kaşları havaya kalkmadan edemedi.

Hamra, geri çekilip asker tıraşı olmuş yakışıklı adama baktı. "Asıl senin burada ne işin var?" diyen Hamra geri çekilip adamı süzmeden edemedi. Göktuğ da aynısını yaparken konuştu.

"Ben burada çalışıyorum. Sen ne için geldin?"

"Ben de burada çalışmaya başladım." demesiyle genç adam ilgiyle kadına bakmadan edemedi. Uzun zaman sonra bu kadını karşısında görmekten elbette memnundu.

"Demre, sen de mi çalışmaya başladın?" diyen Göktuğ ise merakla beyaz saçlı kadına bakmıştı. Demre ise yüzünü komik bir hâle sokup konuştu.

"Ne yaparsın eski enişte, hayaller yaz tatilinde beachlerden çıkmamak, koy koy gezmekti, hayatlar abimin şirketinde çalışmak oldu." demesi ile genç adam gülmeden edemedi.

"Eski enişte mi? Bir an kendimi kötü hissetmedim değil bak." demesi ile uzandı ve Hamra'yı kendisine çekip kolunun altına aldı.

"Yeni enişte olma şansımız yüzde kaç?" demesi ile Demre uzandı ve Hamra'yı kolunun altından çekiştirdi.

"Exten next olmaz koçum, geri bas." demesi ile masadakiler de Ahzal da uzaktan şaşkınlıkla izliyordu.

"Tamam ya. Benimle eğlendiğiniz yeter. Sen ne zamandır burada çalışıyorsun?" diyen Hamra ise yerine yerleşirken Göktuğ çoktan yanına sandalye çekip oturmuştu ve masada bu sefer beş erkek olmuştu bile. Onlar sohbet ederken genç adam öylece olduğu yerde onlara bakmadan edemedi.

Bir masada beş erkek, iki kız oturması da ne demekti? Hepsiyle eskiden beri arkadaş olamazlardı ya? Hadi oldular diyelim ki bu daha kötüydü. Her yerde bu kadar erkek arkadaş çıkması iyiye işaret değildi.

Bu kırmızı kadın düşündüğümden daha tehlikeli çıktı, diye düşünen genç adam kaşlarını çatarak onlara bakmadan edemedi. Ne yani, bu kadın yıllardır kardeşinin yanında durarak onu böyle ortamlara mı sokuyordu?

Bölüm nasıldı?

Yazar: İlayda Melis Okurgan

Youtube: Mel Okurgan
Instagram: ilmelistan
Twitter: ilmelistan

YARDIMCI HESAPLARI

Wattpad: melis_hikayeleri
Instagram: melseytanlari
Facebook: melis hikayeleri

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin