BÖLÜM -43-

781K 6.4K 2.2K
                                    

Hellö 💦

İki genç kadın da karşılıklı oturmuş sohbet ediyorlardı. Hamra, elinde tuttuğu acı kahvesini yudumlarken Efnan ona teselli olmak için elinden geleni yapıyordu.

"Aslında bakarsan, bu olanlardan sonrasında bu kadar dik bir şekilde ayakta durman çok olgunca bir hareket." diyen Efnan'a karşılık Hamra merakla yüzüne baktı.

"Daha önce yaşamış gibi konuşuyorsun."

"Tecavüz girişimi mi?" diye sordu Efnan. Hamra, başını onaylar anlamda sallayıp onu onayladığında ise devam etti. "Birkaç kez. Her defasında da o gördüğün sevimsiz kurtardı beni." dedi yine tatlı tatlı gülümserken. Yavaşça arkasına yaslandı ve derin bir nefes alıp etrafına bakındı. Hamra da ona katılıp etrafını inceledi istemsiz. Bulundukları ev, âdeta bir saray yavrusuydu. Büyük bir arazi içerisinde, köşk gibi tasarlanmış büyük duvarları ve huni şeklinde çatısı yer alıyordu. Bulundukları büyük salonda ise her şey o kadar özel tasarlanmıştı ki şaşaa içerisinde insanın nutku tutulmuyor değildi.

"Merak etme. Sevgilin için telaşlanıyorsun, anlıyorum. Ama telaşlanmana gerek yok." dedi yeniden dikkatini çekerek Efnan. "Oktar, böyle şeylerin üzerini örtmekte nefes almak kadar ustadır. Bırak birisinin bundan bahsetmesini, ölen adamın adını bile başka yerde duyman muhtemel olmayacaktır."

Hamra ise derin bir nefes alıp Efnan'a baktı.

"Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?"

Kendisinden küçük olan kadının ölüm sonrasında bu kadar rahat davranıp bir de üzerine kendisini rahatlatmaya çalışmasına akıl erdirmeye çalışıyordu.

"Çünkü her yıldız, milyarlarca yıl öncesinde aslında solmuş ve parıldamıyormuş Hamra. Dış görünüş gerçekleri yansıtmıyor. Bunu 16 yaşımda öğrenmeye başladım. Tecrübe de beraberinde geldi işte." diyerek yine dudaklarına bir gülümseme kondurdu ama bu sefer dudaklarına kondurduğu gülümseme donuk ve korkutucu geldi Hamra'ya.

O da mı alışacaktı? Bu imkânsızdı. O ki Ahzal Remizade. Sırf kendisi için birisini öldürmüşken buna devam etmesini mi bekliyordu? Belki de bu kadın delirmişti. Oktar Hazzar gibi bir ismin altında yaşamanın ne demek olduğunu tahmin dahi edemezdi ne de olsa.

16 yaşındayım demişti. O yaşta küçük bir kızın başına ne gelmiş olabilirdi ki?

"Şimdi kaç yaşındasın?"

"19." dediğinde Hamra istemsiz şaşkınlıkla ona baktı.

"Oktar kaç yaşında?"

"25."

Hamra, kendisinden sadece 3 yaş büyük olan adama karşılık şaşkınlıkla ona bakmadan edemedi.

"Bu yaşta böyle kötü işlerle uğraşmanız..." dedi Hamra ama devamını getirmesine gerek kalmadan Efnan konuşmaya devam etti.

"Oradan bakılınca ne kadar saçma geldiğinin farkındayım ama bence sorgulama. En son sorguladığımda kendimi ülkenin en tehlikeli sokaklarında yalnız başıma yürürken bulmuştum."

"Neresi?" dedi Hamra merakla.

"Ölü Kent."

Hamra, duydukları ile şaşırmadan edemedi.

"Ölü Kent mi? Yanlış anlama ama sen..." dedi Hamra doğru kelimeyi bulmaya çalışarak ama Efnan onu anlamış gibi elini sallayıp rahat bir şekilde konuşmaya devam etti.

"Benim gibi birisinin Ölü Kent'te ne işi olabilir değil mi? Bunu ben de başlarda çok sorgulamıştım aslında ama şimdi alıştım. Orada da bunun kadar büyük ve gösterişli olmasa da ufak bir evim var biliyor musun?" dedi Efnan gözlerini kocaman açıp yine gülümseyerek.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin