❦ BÖLÜM -2-

773K 1.2K 186
                                    

Hellö 💦

Sıkıntıyla siyah kotunun düğmesini bağladı ve tişörtünün bir kısmını içine soktuktan sonra aynada kendisine baktı. İşte buydu. Normalde tanışmada adamın karşısına aynen bu şekilde çıkıp iyi aile kızı pozunda ilerleyecekti ama o çıka çıka jartiyerle çıkmıştı karşısına iyi mi?

Sıkıntıyla yine nefes aldı ve kızıl saçlarını hızlıca arkadan örüp ucunu bağladı ve tam da o sırada kapısını çalmadan içeri dalan Demre merakla arkadaşını odanın içerisinde aradı. Beyaz saçlarını tepesinde toplamıştı ve mavi gözleri kocaman açılmış bir şekilde kendisine bakıyordu.

"Ay kuzum özür dilerim. Bu kadar çabuk geleceğini tahmin edemedim. Hem seni aradım ulaşamadım da. Şehir dışına çıkmıştık. Yazlığa gidiyorduk." demesi ile Hamra ters ters arkadaşına baktı.

"Bundan sonra sana evden başka yerde kalmak yasak. Duydun mu beni?" diye parmağını sinirli bir şekilde arkadaşına doğrultup konuşan genç kızla Demre ellerini suçlu bir şekilde iki yanında kaldırdı ve konuştu.

"Tamam Rara, sakin ol. Alevinden yanıp bittim be güzelim." diyen genç kız ise ortamı yumuşatmak için tatlı tatlı sırıttı ama Hamra oralı bile olmadı.

Demre, yakın arkadaşının neden bu kadar sinirli olduğunu çözemese de sorgulamadı çünkü az önce olanlar hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu. Ne de olsa o, abisinin odaları gezmek için eve geldiğini sanıyordu. En yakın arkadaşının, abisinin karşısına jartiyerle çıktığını elbette bilmiyordu.

"Hadi, gel artık. Abim seninle tanışmak istiyor. Hem fıstık gibi olmuşsun." diyerek uzandı ve örmüş olduğu saçlarını tutup omzundan sarkıttı.

"Benim böyle doğal kızıl saçlarım olsa, önüme gelenin gözlerine sokarım senin yaptığın şeye bak. Babaanneler gibi saçlarını örüyorsun."

"Seni babaanneler gibi pataklarım Demre." diyen Hamra ise etrafına bakındı ve oyalanacak bir şey aradı ama bulamadı. Artık şu adamla normal bir şekilde tanışma vakti gelmişti ama o korkutucu zümrüt yeşillerinin yeniden üzerinde olacağı düşüncesi sinirlerini bozmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Birlikte odadan çıkıp aşağı indiklerinde büyük salonlarındaki koltukta oturan iri adama baktılar. Demre ve Hamra o koltukta oturup film izlerlerdi ama onlar otururken koltuk çok geniş gibi gelirdi. Şimdi ise adam öyle bir oturmuştu ki koca koltuk gözlerinde küçülmüştü iki genç kızın.

"Abi, tanıştırayım." dedi Demre hemen konuya girerek yüzüne her zamanki o aldatıcı güzel gülümsemesini yerleştirmiş dururken.

"Bu benim en yakın arkadaşım, Hamra. Hani sana telefonda birkaç kere bahsetmiştim." demesi ile Hamra yeniden adamla göz göze geldi.

Adamın gözleri, gergin bedenini daha da germek için yetmişti zira kendisine öyle bir bakıyordu ki bir an karşısındaki adamın ömrü boyunca jartiyerli hâlini unutmayacağını düşünmeye başlamıştı.

"Birlikte yaşadığınızdan bahsetmemiştin." diyen adam ise iki genç kızın da gerilmesi için yeterli bir ses tonuyla konuşmuştu.

Hamra, abisine birlikte yaşadıklarını söyledi sanarak Demre'ye döndü ama Demre bu konuyu tamamen unutmuştu.

"Ah, gerçekten mi? Ben bahsettim sanıyordum." demesi ile Hamra utanmış bir şekilde kendisine kaşlarını çatarak bakan adama baktı. Bu adam neden öyle bakıp duruyordu? İnsan, kaşlarını çatmaktan yorulurdu ama bu adamı gördüğü andan beri kaşları çatık duruyordu.

"Ne zamandır birlikte yaşıyorsunuz?" demesi ile Hamra adama yukarıdan bakıp tetikte durmaktan sıkılmış ve tekli koltuğa kendisini bırakmıştı. Aklından binbir türlü düşünce geçiyordu ama ilk sırada Demre'yi diri diri doğramak vardı.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin