❦ BÖLÜM -18-

809K 1.1K 68
                                    

Hellö 💦

Genç kız, bu pozisyona anında nasıl geldiğini çözemezken adamla yeniden çok yakın olmanın getirdiği telaşla uzaklaşmayı düşündü ama suyun içerisinde olmaları sinirlerini bozmuştu.

"Yüzmek istemediğimi söylemiştim."

"Artık çok geç. İşin gereği benimle yüzmeni istiyorum."

"İşimin çalışma şartlarında böyle bir şey yok."

"Sen asistanımsın. İstersem olur." dediğinde Hamra kaşlarını çatmadan edememişti. Adamın ellerinin belinde olduğunu önemsememeye çalışırken ellerini çıplak omuzlarına gergin bir şekilde yerleştirmişti ama ona oldukça dokunmamaya çalışıyordu. Hoş, bedeni adamın bedenine dolanmışken bu pek mümkün değil gibi duruyordu.

"Şu bir haftada yaşadığım siniri ömrüm boyunca toplasanız yaşamamışımdır." diyen genç kız bacaklarını adamın bedeninden çözdü ve yavaşça parmaklarını zemine değdirdi. Evet, tahmin ettiği gibi fazla derin değildi. Adamdan bir adım uzaklaşıp bedenini ondan uzaklaştırırken rahat bir nefes sonunda alabilmişti. Evet, adama kızıyor olabilirdi ama bedeninin ona verdiği tepki çok başkaydı.

"Bana sinirlenmek için çok sebebin olmalı."

"Fazla sebep vermeseniz üzerinde durmazdım." diyen genç kadının hareketlerine karşılık Ahzal gülmeden edemedi. Fazla inatçıydı. O küçük burnu dik bir şekilde karşısında kendisine meydan okurken bu hareketleri hak ettiğinin farkındaydı ama yine de bir kadından böyle tepki almaya kesinlikle alışık değildi. Sinirlenmeye başladığını fark ederken uzandı ve Hamra daha geriye adım atamadan belinden tuttuğu gibi kendisine çekti. Zor olmamıştı. Bedeni, suyun içerisinde kolayca süzülüp bedenine yaslanmıştı bile. Hamra ise bu yakınlığın getirdiği tedirginlikle öylece kalakalmıştı.

"Ne yapıyorsunuz?"

"Dilin çok uzun Hamra." demesiyle genç kız meydan okurcasına kaşlarını kaldırdı ve onu itmek için omuzlarına elini koydu ama adamın iri bedeni bu hamlesine karşın bana mısın dememişti.

"Çekilir misin!" diye ilk defa senli benli konuşması üzerine genç adamın dudakları yukarı kıvrılmıştı.

"Bir daha benimle bu şekilde konuşmayacağına söz verirsen bırakırım."

Hamra isyan edercesine güldü ve karşısındaki adamın gözlerine parıldayan gözleriyle baktı.

"Patronum olmasan, seninle iletişime bile geçmem ben."

Genç adam uzandı ve bu sefer sırtına elini yaslayıp kendisine doğru çekmeye çalışmasıyla Hamra'nın ayakları yerden kesildi ve bütün gücüyle adamdan yüzünü uzaklaştırmaya çalışırken kendisini buldu.

"Susman gerek. Yoksa seni burada, gündüz vakitte öperim ve inan bana bu sefer arkana bakmadan kaçmana da müsaade etmem." demesiyle Hamra gözleri kocaman olmuş bir hâlde adama bakar olmuştu. Ciddi miydi? Zümrüt yeşilleri şeytani bir kıvılcımla parıldarken gayet de ciddi duruyordu.

"Sakın!" dedi sinir olmuş bir şekilde.

"Bunu sakın yapayım deme."

Ahzal ise dudakları belli belirsiz yukarı kıvrılmışken davetkâr dudaklarda gözlerini dolandırdı ve ikisinin de kanının hızlanmasına neden olacak o sözleri dile getirdi.

"O zaman sana yardım etmeme izin ver."

Hamra, bariz bir şekilde zorla kendisine seçenek sunduğunu fark edince öfkeyle nefesini bırakmıştı.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin