BÖLÜM -53-

816K 5.3K 2.2K
                                    

Hellö 💦

Ne yapacağını şaşıran genç kadın aklına dolan bir sürü şekilde düşüncelerle boğuştu. Midesinin acısı boğazını yakarken ağzındaki kötü tadı yok etmek istercesine eğildi ve suyla ağzını çalkaladı ama tek kelime etmeye mecal bırakmamıştı. Sanki aklı fikri bir anda düğmeyle kapatılmıştı.

Hamile olabilir miydi?

"İndiğimiz an hastaneye gideceğiz. Artık bu testi yaptırmamız gerek." demesiyle birlikte irkilen Hamra yavaşça doğruldu ve ona döndü. Makyajının akmasını ikisi de umursamamıştı. Bu durumda en son umursayacakları şeydi çünkü.

"Ama toplantın?"

"Senden önemli değil. Beklesinler." demesinin hemen ardından uzandı ve ona sarıldı. Küçük, çelimsiz bedeninin kollarının arasında olmasının verdiği hisle huzur bulurken bu küçük bedeninin kendi bebeğini taşıması ihtimali ile yüzleşti. Ne diyeceğini bilemedi. Aklı sanki karman çorman oldu. Ne diyeceğini bilmeksizin öylece uzun süre beklediler. Uçakta inmelerine yakın yerlerine oturmuşlardı. Hamra, Ahzal sayesinde sakinleşmiş olsa da ne yapacağını bilmiyordu. Ahzal tarafından aklında soru işareti yoktu. Sorun da buradaydı ya. Bütün düşüncelerinin kaynağı kendisinden başka bir şey değildi.

Uçaktan indiklerinde hemen önlerinde onları bekleyen arabaya bindiler. Şirket yerine hastanenin yolunu tuttuklarında ise Ahzal, bir an bile olsun Hamra'nın elini bırakmıyordu. Genç adam, oraya gitmeden önce geleceğinin haberin vermişti hastanenin sahibi, samimi olduğu bir arkadaşıydı. Geldikleri gibi anında kapıda karşılanırken onlar için o da çoktan hazırlanmıştı bile. Hamra, bir anda kendisini koltukta kolundan kan alınırken bulmuştu. İğneden korkmazdı ama sanki şimdi koluna takılan o küçük tüp, hayatını hızlıca emiyordu.

Hamra'nın testleriyle işi bitene kadar ikisi bekleme salonuna geçmişlerdi. Tek kelime konuşamıyorlardı. Genç adam birkaç kere konuyu değiştirmeye kalkışarak başka şeylerden bahsetmek istemişti ama hayır, Hamra bir türlü ona ayak uyduramıyordu.

İçeri giren doktor, ikilinin dikkatini anında dağıtırken Hamra, içine oturan gerginliği yok etmek istercesine nefesini tutmuştu.

Doktorları, Hülya Hanım dudaklarında tatlı bir gülümseme ile onlara bakarken elindeki kağıtları yavaşça masanın üzerine koydu.

"Çok gergin görünüyorsunuz. Konuyu fazla uzatmamam en iyisi anlaşılan."

"Lütfen!" diyen Hamra, merakla kadına bakarken Ahzal da Hamra'ya katılmıştı. İkisi de alacağı cevabı bekliyordu. Doktor ise bu duruma alışıktı ama karşısında duran önemli iş adamının sinirini bozup bozmayacağını bilmediği için gergin bir şekilde nefes aldı.

"Hamra Hanım, kan sonuçlarınız %99 oranı ile hamile olmadığınızı söylüyor." demesiyle ikili öylece kalakaldı. Genç kadın konuşmaya devam ediyordu ama hayır, kulaklarında sadece hamile olmadığı gerçeği uğuldayıp duruyordu.

Sevinmeli miydiler?

Genç adam, Hamra'nın hamile olmasını isterdi. İçinde garip bir üzgünlük söz konusuydu ama öyle ahım şahım değildi. Onca olanlardan sonra en doğru olanını bu olduğunu düşünüyordu. Ama asıl garip olan kişi Hamra'ydı. Kadının söylediklerine karşılık içi burkulmuştu. Midesi yine bulanmıştı ama midesinde zaten bir şey kalmamıştı. Dişlerini birbirine geçirirken sanki karnında bir şey olmamasının verdiği garip duygu ile cebelleşiyordu. İyi de, buna sevinmesi gerekmez miydi? O, bu yaşta bebek istemiyordu?

Derin bir nefes aldı. Evet, en doğrusu buydu. Kendine gel kızım! Diye içten içe kendisini uyarsa da öyle olmadı. Bir türlü içindeki o hayal kırıklığı kendisini gösterip duruyordu.
"Hamra'nın kan sonuçlarında bütün değerlerinin iyi olduğu gözüküyor. Sadece D vitamini biraz az çıktı ama o küçük bir takviyeyle düzelecek seviyede. Diğer kontrolleri de yaptığımız zaman sağlıklı bir şekilde doğum yapabileceğiniz bir gerçek." demesiyle Hamra başını kaldırıp kadına baktı.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin