BÖLÜM -49-

784K 7.1K 5.2K
                                    

Hellö 💦

"Hamra, neden canını sıkıyorsun anlamıyorum. Abimin belki işi vardır. Hayır yani, sırf geçmişte birliktelerdi diye şimdi de olmak zorunda değiller ya? Kadın manken. Abimin hep böyle insanlarla işi olur." diyen Demre tedirgin bir şekilde arkadaşına bakıyordu.

Hamra ise oralı bile olmadı. Kıyafetlerini yere attı ve iç çamaşırlarını da çıkarmadan önce suyu kontrol etti.
"Umurumda değil Demre. Duş alacağım." diyen Hamra ise karnındaki düğümü yok etmek istiyordu. Sanki orada bir bozgun vardı ve ancak bekleyerek geçecek gibiydi. Kahretsin, sevdiği adamı, baş başa bir kadınla yemek yiyordu ve o burada kendini yapayalnız hissediyordu.

Demre ise arkadaşının bir anda suskunlaşmasının iyiye işaret olmadığını biliyordu. Hamra, ancak çok sinirlendiğinde ve üzüldüğünde sessizliğe bürünür, düşünür dururdu. Düşündüğünde ise verdiği kararlar, insanların canını sıkardı. Çünkü Hamra zaman geçtikçe, insanları hayatından çıkarmak konusunda oldukça ustalaşmıştı.

Normalde başkası olsa, Hamra'yı bu konuda ikna etmekten ziyade, rahatlatmak için adamı kötülerdi ama işin ucunda abisi ve ilişkileri vardı. Seviyorlardı birbirlerini. Bunu görmemek imkânsızdı. Şimdi abisini kötüleyip Hamra'yı gazlasa bu sefer de olacak olan iş de olmazdı. Hoş, adam baş başa bir kadınla yemeğe çıkmıştı ya orası da ayrı meseleydi.

Bu adam delirmiş olmalıydı. Herkesin gözü, kendi üzerindeyken nasıl oluyordu da gidip bir kadınla buluşmayı göze alabiliyordu? Üstelik eskiden görüştüğü bir kadınla?

Hamra, suyun altına girip duşun kapısını çektiğinde buharlaşmış kapıların ardında belli belirsiz silueti görünüyordu. Tek kelime etmeyen arkadaşına karşılık gerilirken yavaşça banyodan çıktı. Onu rahat bırakması en iyisi gibi duruyordu.

Hamra ise duşunu alırken düşündü durdu. Sevdiği adamı başka bir kadınla görmenin verdiği ağırlığın, kendisinde bıraktığı etkinin ne kadar yıkıcı olduğuna şahit oldu.

Belki de ona sert konuştuğu için bu olmuştu. Belki de kendisini yanlış anlamış ve başka insanlarla görüşmeye karar kılmıştı. Ama bu mantıksızdı. Bu adam kendisiyle birlikte olmak için çok uğraşmıştı. Belki de annesinin zamanında dediği gibi, "Erkekler bacak arana giriş yapana kadar seni göklere çıkarır, amaçlarına ulaştıklarında ise seni bir çöp gibi kenara atarlar." Sözleri aklında yankılanıyordu. Olabilir miydi gerçekten? Ahzal, böyle bir şey yapar mıydı kendisine?

Sinirle saçlarının arasında parmaklarını dolandırdı. O huysuz adamı sinirlendirdiği için yapabilirdi. Tanrım, onu tam olarak tanımamışken birlikte olmuştu. Bu konuda yanlış mı yapmıştı? Kendisi, buna bir sürü anlam yükleyebileceğinin farkındayken üstelik. Her defasında kavga ettiği adamla birlikte olup ertesi gününde hediye almasının ardından sırf hamilelikle, ilgili kavga ettiler diye başka kadınla görüşmeye gitmişti.

Tanrım! Ama onu seviyordu. Hâlâ onunla olmak çok doğu gibi geliyordu. Üstelik, Ahzal bakireliği ile ilgilenen bir adam olmazdı ki. Onu öyle görmüyordu bile. Hiç hesapta yokken evlilikten de bahsetmişti. E o zaman? Neden şimdi bir kadınla, baş başa yemek yiyordu?

Derin bir nefes aldı ve vücudunu yıkamaya başladı. Soğuk su, aklını başına getirmekten ziyade, bedenini uyuşturmuştu.

Belki de dünkü kavgamızdan sonra benden uzaklaşmaya karar verdi. Belki de onu çok kırdım ve o da bu şekilde derman arıyor.

Kahretsin! Sevdiği adam, dermanını başka kadında değil, kendisinde aramalıydı.

Kurulanıp duştan çıktığında sinirle odasına girdi ve bir an, çırılçıplak odada dikildi.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin