BÖLÜM -47/ PART 1-

958K 5.7K 722
                                    

Hellö 💦

Gençler, herkesten özür dilerim. Uzun bir bölüm bekliyordunuz ama ben onu yazamadım. Yazmıyorum diye isyan etmeyin diye de size bu bölümü atmak istedim. Aslında yazmaya çalıştım ama şu an Hamra ve Ahzal modumda değilim. Akşama falan kendimi ayarlayıp devam etmeye çalışacağım. Meraklanmayın sınır yok, devamı çok kısa süre içerisinde gelecek.

°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°

Hoparlörden gelen ses arabaya öyle bir bomba bırakmıştı ki arabada oturan iki insan da şoka uğramış, ne diyeceklerini şaşırmış bir hâlde öylece bekliyorlardı.

Hamra, telaştan arabayı kenara hızla çekerken ikisi de bu fevri hareketi önemsememişti.

"Hamra... Arabada mısın sen? Ne oldu?" diyen Demre ise diğer tarafta her şeyden habersiz bir şekilde merakla bekliyordu.

"Ben seni sonra arayacağım" diyen Hamra ise arkadaşının cevap vermesini dahi beklemeden telefonu yüzüne kapattı ve talaşla yanındaki adama döndü. Demre'ye bunu söylediği için utancını elbette bir kenara süpürmüştü. Şu an asıl önemli olay o beyaz saçlı delinin söylediğinin doğuracağı sonuçlardı.

"Ahzal?"

Genç adam şaşkınlıkla kendisine bakan Hamra'ya dönmüştü.

"Bu benim hiç aklıma gelmedi." diyen Ahzal ise başını iki yana salladıktan sonra hemen cebinden telefonunu çıkardı ve rehberinde gezinip bulduğu numaranın üzerine tıkladı.

"Ne yapıyorsun?" diye soran Hamra ise merakla adama bakıyordu.

"Doktoru arayacağım." diyen genç adam ise kulağına götürdüğü telefonun açılmasını bekledi. Uzun da sürmedi. Anında açılan telefon ile birlikte karşı taraftan enerjik bir şekilde konuşan kadının sesi kulağına ilişmişti.

"Ahzal, nasılsın?"

"İyiyim Gülin. Sen nasılsın?"

"Sesin pek iyi gelmiyor. İyi olduğuna emin misin?" dediğinde ise Hamra az buçuk duyduğu kadın sesini dinlemeye devam etti.

"Aslında sana acil sormam gereken bir şey olduğu için arıyorum." dedikten sonrasında yanındaki kadına döndü ve uzanıp gergin görünen hâlini rahatlatmak için yanağını okşadı.

"Tabi, dinliyorum."

"Bir kadının hamile olup olmadığı ne kadar süreye belli olur?" dediğinde Hamra şaşkınlıkla Ahzal'a bakakaldı. Pat diye sorulur muydu bu soru da canım? Deli miydi bu adam?

Ahizenin diğer tarafında duran kadın bir an duraksadı. Hemen ardından ise profesyonel bir şekilde sorgulamadan konuya girdi.

"Hemen belli olmaz. 15 gün olduysa kan testiyle öğrenebiliriz." dediğinde Ahzal birlikte olmalarının üzerinden geçen 3 günü düşündü. Daha 12 günleri vardı.

"Daha erken bir sonuç almak mümkün değil mi?"

"Maalesef Ahzal'cığım. Bu gibi durumlar için belirli şeylerin olması gerekir. O da zaman gerektiriyor." demesi ile ikili birbirlerine baktı. Hamra da söylenenleri duyuyordu.

"Ne oldu, herhangi bir sıkıntı mı var?"

"Neyse. Ben seni sonra yeniden ararım Gülin. Teşekkür ederim." diyen genç adam ise kadının sorusunu cevaplamadan telefonu yüzüne kapattı.

Yanındaki kadına döndü ve ne olduğunu anlamak istercesine baktı.

"Ben bunu nasıl akıl edemedim?" diye kendi kendine kızan Ahzal ise geriye yaslandı ve ileriye baktı.

Hamra ise gergin bir şekilde arkasına yaslanırken Ahzal'dan bir ışık bekliyordu. Kahretsin, bu konu hakkında herhangi bir fikri olsa anlardı ama o da yoktu ki. Ahzal'ın gerginliğine bakılırsa durum kötüydü.

"Şimdi ne yapacağız?"

Bilmiyordu genç adam da. Ne cevap vereceğini bile kestiremezken öylece ileriye baktı.

Yanındaki bu küçük kadın, karnında kendi bebeğini taşıyor olabilirdi.

Bir an gözlerinin önünde canlanan kızıl saçları olan bir bebek ile ürperdi ve derin bir nefes alıp verdi. Yanındaki kadına dönüp baktı. Daha çocuktu. Gençti. Çok genç. Böyle bir duruma onu sokmamalıydı. Ne de olsa bu konu hakkında tecrübeli olan kendisiydi ve şimdi de kendi hatası yüzünden hayatını altüst etmek üzere olabilirdi.

"Beklememiz gerek." dedi Ahzal rahatlamaya çalışırken.

"Sen merak etme. Ben bu konuyu halledeceğim."

"Nasıl?"

"Bilmiyorum. 15 gün beklememiz gerekiyormuş. O zamana kadar... Elimizden bir şey gelmiyor." dediğinde Hamra derin bir nefes aldı ve arabayı yeniden çalıştırdı. İkisi de tek kelime etmezken genç kadın, insanların kendilerine bakmasını önemsemeden arabayı sürmeye devam etti. Aklını kemiren sorular ise kafasını karıştırıyordu.

Evinin önüne geldiklerinde ise genç adam arabadan indi ve güllerle çevirdiği arabaya baktı. Bugün için çok güzel planları vardı. Ama o şimdi aklında tek bir soru yüzünden saçma sapan triplere girmişlerdi.

Hamra da kendisine bakıyordu. Öyle tatlı ve masumdu ki genç adam yine içten içe kendisine kızdı. Bu kadına nasıl böyle bir gerginlik yaşatıyordu aklı almıyordu.

Yavaşça arabanın etrafında dolandı ve Hamra'nın önünde durdu. Ona sarılmak istiyordu. Ona sarılıp özür dilemek ve bu durumu bir şekilde halledeceklerini söylemek istiyordu ama genç kadına yakınlaşmaya bile çekinir olmuştu. Kendi hatası yüzünden bir de ondan anlayış beklemesi haksızlıktı.

Genç kadın ise tıpkı adam gibiydi. Kendisine sarılmasını ve bunların geçeceğini söylemesini bekliyordu. Ama karşısında öyle gergin duruyordu ki bir an kendisini suçlu hissetti. Ne yani, o güzel birlikteliklerinin de böyle bir acı gerçeği mi olacaktı?

"Ben eve gitsem iyi olacak." diyen Ahzal ise durumun tuzu biberi olmuştu. Genç kadın hayal kırıklığı ile yüzleşirken kendisini toparlamak için acele ile derin bir nefes aldı ve başını onaylar anlamda salladı.

"Tamam. Benim de birkaç işim vardı." demesiyle Ahzal bir an duraksayıp ne işi olduğunu sormak istedi ama çekindi. Sanki birkaç dakika içerisinde birbirlerine ilk tanıştıkları günden bile uzak olmuşlardı.

Kahretsin bu kadına sarılmak istiyordu.

Kahretsin, bu adam kendisine neden sarılmıyordu?

Ama aralarında hiçbir etkileşim olmazken genç adam ne yapacağını bilmeden başını onaylar anlamda salladı ve ona arkasını dönüp evine doğru yürümeye başladı. Genç kadın ise iri adamın arkasından bakıyordu.

Yazar: İlayda Melis Okurgan

Youtube: Mel Okurgan
Instagram: ilmelistan
Twitter: ilmelistan

YARDIMCI HESAPLARI

Wattpad: melis_hikayeleri
Instagram: melseytanlari
Facebook: melis hikayeleri

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin