BÖLÜM -17- / 4

1M 36K 4.8K
                                    

Hellö 💦

SINIR 4K VOTE 4K YORUM

Üzerimdeki kıyafete asansör aynasında utanarak baktım. Demre ise kolumu dürtükleyip duruyordu. Ona dönüp baktığımda ise kocaman mavi gözlerini çıkarmış bana ters ters baktığını gördüm.

"Garip garip davranma. Çok güzel oldun." dedi ve kendi katında duran asansörle herkes gibi inip gitti. Üst kata çıkacak başka kimse kalmamıştı. Bunu verdiği rahatlıkla aynaya tekrar baktım. Kırmızı bir elbise giymiştim. Tanrım! Bunun için kafayı yiyebilirdim ama aldığımız bütün kıyafetlerin rengi kırmızı ve tonları olunca işler değişiyordu. Dünkü alışverişimdeki aldığımız hiçbir kıyafet içime sinmemişti. Hepsi ya çok dar ve hatlarımı ortaya seriyordu ya da fazla kısa ve cüretkar oluyordu. Üzerimdeki elbise ise aralarında bulduğum en sade elbiseydi. Dizlerimin bir karış üzerinde olan elbisenin etekleri pileliydi. Göğüs kısmı daralıyor ve tek kol bir şekilde uzuyordu. Bir kolum uzun, diğer omuzumda ise ince bir askılı ile düşük bir tül ayrıntısı yer alıyordu. Saçlarım ise salınmış ve dalgalıydı. Yüzüme ise hafif bir makyaj ve kırmızı mat bir ruj sürmüştü. Tanrım! Çok değişik duruyordum ve ben bu görüntü ile Ahzal Bey'in karşısına çıkarsam beni lime lime ederdi.

-*-

Genç kız asansörden indi ve Neslihan Hanım'ın masasında oturup kendisine ayağa kalkarak selam vermesi ile yine bir şaşkınlık yaşadı. Ama Neslihan Hanım'ın yüzündeki şaşkınlık daha fazlaydı. Yaşlı kadın bile hayranlıkla genç kıza bakakalmıştı. Hamra ise diğer insanların cam ofislerinden kendisine bakışlarının esiri olmamak için odasına doğru koşturdu.

Herkesin dikkatinin üzerine çekilmesinin bir diğer ayrıntısı ise Ahzal'ın herkese sevgili olduklarını açıklamasıydı. Tanrım! Bu berbat bir şeydi. Ne yapacaktı şimdi? Sadece Ahzal Bey'in sinirlerini bozması gerekiyordu ama bunu herkesin gözü önünde dururken yapamazdı.

Ah Demre! Diye düşündü sıkıntıyla. Bu kız keçileri kaçırmıştı. Onun aklına uyan kendi aklı o vakitler neredeydi acaba?

Odasına çantasını ve eşyalarını koyduğunda kutusunu da masaya yerleştirip ne eşyası varsa eski yerlerine koydu. Demre'nin de dün hediye olarak aldığı biraz büyük çerçeveyi masasına sıkıntıyla yerleştirmeden edemedi. Tanrım! Bunu Göktuğ görürse işler karışırdı. Eskiden çekilmiş bir fotoğraftı. Hamra, Demre ve Göktuğ'un olduğu bir fotoğraftı bu. O zamanlar sevgiliydiler elbette. Bu fotoğrafları ne zaman buldu en ufak bir fikri dahi yoktu ama işlerin daha da karışması için uğraşan arkadaşına aklı ermiyordu.

Patronunun odasına gitti ve yeni hazırladığı kahveyi koydu. Masası yine her zamanki gibi düzenliydi. Yine de stresten eşyaların yerlerini değiştirmeye kalkıştı. Düzen değişikliği iyidir diye düşündü ama sonrasında aklına patronunun yapacakları gelince derin bir nefes aldı ve eşyaları geri yerine yerleştirmeye başladı. Tam da o sırada kapı açıldı. Neslihan Hanım ise telaşla patronunun arkasından ilerliyordu.

Ahzal, masasına doğru eğilmiş genç kızı görmesi ile bütün dikkati Neslihan'dan çekilmişti. Uzun, ince bacaklarının bembeyaz güzelliği ile kendisine sırıtması derin bir nefes almasına sebep olmuştu. Onu burada gördüğüne şaşırmıştı elbette. Bugün gelmeyeceğini bildiğinden sıkıntıyla gelmişti yol boyunca. Canı sıkılmıştı. Hiç hoşuna da gitmemişti. Şimdi ise muhteşem bir güzellikle karşısında duruyordu. Her geçen gün aklını kaçırmasına sebep oluyordu bu güzel kız. Şimdi ne diye böyle giyinip dudağına o güzelim ruju sürerek dikkat çekmişti ki?

"Günaydın Ahzal Bey!"

"Hamra?" dedi genç kızı utanmaz gözlerle süzerken. Neslihan ise gördükleri ile konuşmayı kesti ve izin isteyip odadan çıktı ama kimse onu umursamıyordu.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin