BÖLÜM -23-

940K 8.9K 2.4K
                                    

Hellö 💦

Genç kız yavaşça derin bir nefes aldı. Ya yeri boylayacaktı -ki bu adam onu bırakmaya çok meyilli bir şekilde bakıyordu- ya da ağzını mühürleyip pot kırmanın son reddesine imza atmaktan vazgeçecekti.

"Sabrımı sınıyorsun." dedi adam köpüren gözlerle kadına bakarken. Hamra ise o an bulundukları durumun farkına vardı. Toparlanmak adına derin bir nefes daha aldı ve yavaşça doğruldu ve adam yaklaştı. Ahzal ise kendisine yakından bakan o mavişlerin içerisinde kaybolurken duydukları ile düşüncelerinden sıyrılması uzun sürmemişti.

"Neden?"

"Ne demek neden?"

Anlamayan bir şekilde kendisine bakan adama dik dik bakan Hamra, umursamaz bir eda ile yeniden sordu.

"Diyorum ki, neden sabrınızı sınıyorum? Alt tarafı bir krem sürdü."

Ahzal, duydukları ile birden sinirle dolup taşarken ellerini Hamra'nın kollarından çekti ve ters ters bakmaya devam etti.

"Ne demek alt tarafı krem sürdü? Oradan bakılınca alnımda gavat mı yazıyor kızım benim?"

Hamra, karşısındaki adamı daha fazla sinirlendiğini fark edip toparlamak istese de artık çok geçti. Ahzal sinirlenmiş ve karşısındaki kadının bu kadar umarsız olup kendisine hesap sormasına tilt olmuştu.

"Üstelik hatırlarsan seninle bir anlaşma yaptık. Her saatine para ödüyorum ben senin. Her saatin bana ait. Başka adamları eğlendiresin diye değil..." dedi. Bu sözleri söylerken dilini testere ile kesmek istedi ama artık çok geçti. Söylemişti bile. Bu tatlı, dolu dolu kendisine bakan mavi gözler ise kalbine deli gibi hançerler saplamaya yetiyordu.

Pişman oldu. Sözlerini yarıda kesse de geri almak istedi ama hiç bir harekette bulunmadı. Hamra ise karşısındaki bu soğuk kanlı acımasız adamın ağzından çıkan sözlere karşılık yüzünü asmak yerine burnunu dik tuttu ve derin bir nefes alarak konuştu.

"Haklısınız Ahzal Bey! Ben, her zaman kiralanmıyorum ama ilerleyen zamanlarda böyle bir hatada bulunmayacağıma emin olabilirsiniz."

Ahzal, duydukları ile daha da üzülürken az önceki söylediklerine lanet etmek istedi ama çok geçti. Hamra, çoktan yerinden kalkmış adama uzaktan bakıyordu.

"Kreminizi de istediğiniz kadına sürdürebilirsiniz. Ne de olsa ben size kiranızı ödemiyorum."

Arkasını döndü. Hemen ardındansa suya atladı ve bir hırsla yüzmeye başladı. Otelin bütün genişliğini kaplayan havuzun bir ucun görmek imkansızdı. Hamra, oraya kadar yüzemese de kısa sürede ulaşmayı başarmıştı. Hırsını alamayıp geri dönmek üzere yeniden yüzmeye başladığında çoktan birçok erkeğin dikkatini çekmişti bile. Kimin dikkatini çekmezdi ki sudaki kızıl uzun saçlar. Ne güzel dalgalanıyordu öyle. Ne tatlı bir beyazlıktı. Tazecikti.

Hamra, havuzun yarısına geldiğinde nefes nefese kalmış, dinlenmeye çalışıyordu. Birçok insan suda olsa bile pek yakınında değillerdi. Gölgeye sığınmak amaçlı üzerinden geçen küçük köprünün altına sığındı ve saçlarını geriye itekledi. Yüzündeki suları eliyle itekledi. Derin bir nefes aldı ve az önceki olanları unutmaya çalıştı.

Ne kaba adamdı bu adam. Hiç mi ayarı yoktu? Biraz oynasa da normal ayara getirseydi keşke. Ama bir anı bir anını tutmuyordu bir türlü. Neye sinirlenmişti ki? Başka adamın tenine dokunmasından mı? İyi de, sevgilisi yok muydu zaten bu adamın? Nereden geliyordu bu sahiplenme aşkı?

Düşünceler içerisinde biraz daha yüzdü. Birkaç adam yanına gelip onunla tanışmaya kalksa da Hamra kısa zamanda onları fark edip hemen yüzmeye başlıyordu. Birkaçını atlatmıştı ama kendisi yüzerken de peşinden gelen adam sonunda kendisini yakalayabilmişti. Hamra, sakin olmaya çalışarak adamı görmemiş gibi yapıyorken adam gelmiş ve önünde durmuştu.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin