BÖLÜM -54-

835K 2.4K 494
                                    

Hellö 💦

Ne diyeceğini bilemedi genç kadın. Korktu, iliklerine kadar susuzluğu sömürüldü sanki. Aklı başından gitti ama dilinin ucuna gelen her kelimenin anlamın unutmanın verdiği rahatsızlıkla soluklandı istemsizce.

Karşısında kendisine bakan bu yabancı kadın, neden hamileydi? Neden sevdiği adamın evinde, onun kapısın açıyordu. Ahzal, o neredeydi? Neden aklında bunca soru işareti dolanırken kendisiyle sorunlar yaşayarak bir çözüm arayacak kadar yıpranıyordu?

Kadın hamileydi. Kendisine dimdik bakan bu kadın hamileydi. Neden karnı burnunda olan bir kadın, kendi sevgilisinin evine gelirdi ki? Üstelik, bu kişi o adamın eski sevgilisiyse.

"Sen kimsin?"

Yabancıydı. Kendisiyle İngilizce konuşuyordu. Yeşil gözlerinin üzerindeki soğukluk elle tutulur cinsteyken sanki bazı şeylere tahammülü yokmuşçasına ters konuşmuştu.

"Ahzal nerede?" dedi Hamra kadına uyum sağlayarak yabancı kadına İngilizce cevap vererek. Sakin olması gerekiyordu. Öyle olmalıydı ama arkasında duran en yakın arkadaşının karşısında bu hâle düşmekten utanıyordu. Özellikle de bunu yapan kişinin kendi öz abisi olmasından...

Yutkundu.

"İçeride. Sen neden geldin? Şu an müsait değil." demesiyle Hamra dudaklarını sabrettiğini resim edercesine büyük bir gülümseme yerleştirmişti.

"Neden kapının önünden çekilmek yerine hâlâ bana sorular yöneltiyorsun?" dedi ve bir basamak çıkıp kapıyı itekledi ve kadının tutmasını önemsemeksizin içeri girdi. Şaşıran kadın, ne diyeceğini bilemezken Demre de Hamra'nın ardından sinirle ilerliyordu.

Bu iş bitmişti. Abisi ve Hamra işi artık olmazdı. Bu kadını üzmeye kimsenin hakkı yokken abisinin bu kadar üzmesine katlanamıyordu. Adam, her defasında bataklığa daha da batıyor, bir de üzerine Hamra'yı da yanında çekiştiriyordu.

Büyük odaya geldiklerinde gördü sevgilisini. Elinde viski bardağı ile düşünceli bir şekilde oturuyordu tekli koltukta cama doğru. Aklı çok başka bir evrende gibiydi çünkü geldiklerini bile duymamıştı.

Neydi bu adamı bu kadar düşünceli yapan? Yoksa, az önce gördüğü kadın mı onu bu kadar sekteye düşürmüştü?

Şaşırmıyordu artık. Tuhaftı ama sanki bu adamla olduğu her dakika bir şeyler olacakmış gibi geliyordu. Ahzal, sorunlarıyla kendisini başa çıkarmaya çalışıyor ardından yeni bir sorunla selam veriyordu.

Bu kadın hamileydi.

Onun evindeydi.

Baş başaydılar ve gelmesi gerektiği saatte gelmeye bile yeltenmemişti.

"Ahzal!" dedi istemsiz dudaklarını aralayıp ona seslenirken. İçinde bir boşluk, anlam veremediği bir serseniz vardı sanki.

Genç adam, o tanıdık sesi duymasıyla irkilerek döndü onlara. İlk önce hayal sanmıştı ama hayır, o kızıl kadını, karşısında büyük hayal kırıklığı ile dikiliyordu işte. Ardında ise Sophia vardı. Karnı burnunda bir şekilde olaydan habersiz halde duruyordu.

Ne yapacaktı bu adam şimdi? Büyük bir batağa düşmüştü. Evet orası kesin. Tam her şeyi düzene koyduğu için sevinirken yeni bir bela ile karşı karşıyaydı ve bu sefer altından kalkamayacağına adı kadar emindi.

Yerinden kalktı yavaşça. İki insan, o an ruhlarını testereyle ayırmaya kalkışırcasına acı çekiyordu.

Hamra'nın hayal kırıklığı ellerindeki kanla bedenine bir veba gibi bulaşıyordu.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin