❦ BÖLÜM -21-

813K 1.8K 57
                                    

Hellö 💦

Şampanyalar patlatılmış, masadaki gerginlik unutulmuş ve yeni konularla sohbet ederlerken Hamra, tadını beğendiği şampanyadan üçüncü bardağını yudumluyordu. Keyfi oldukça yerindeydi. Nasıl olmasındı ki? Yanındaki adam ona LCC demişti. Bu, bir an önce Demre'yi arayıp birlikte telefonda çıldıracakları bir etkendi ama onu arayamıyordu ve içindeki heyecanı bastırmak için de bu asitli, en azından şaraptan daha güzel olduğunu düşündüğü şampanyayı yudumluyordu.

Dalmış öylece düşünürken karşısındaki adamın adıyla kendisine seslendiğini fark etti. Başını kaldırıp merakla Yavuz'a baktığında adamın da gözlerini kendisine diktiğini gördü. Yanlış duymamıştı. Adam kendisine adıyla seslenmişti.

Yanındaki adam, konuştuğu adamın oğlunun bir saattir yanındaki kadını izlediğini ve onunla sohbet etmek için bir sürü çabaya girmesini izlemişti. Hamra ise yanında şampanyasını yudumlarken aklında çok başka bir şey olmalıydı ki adamı her defasında duymuyordu. Bu hoşuna gitmişti ama şimdi de adıyla seslenip onunla gereksiz bir samimiyete girme çabasına karşılık yanındaki kadının da dikkatini sonunda çekebilmişti. Hasan Bey, kendisine bir şey anlatıyordu ama gözü de kulağı da yanındaki iki insandaydı.

"Efendim Yavuz Bey?" diye merakla soran Hamra ise hafifçe dönen başına karşılık dudaklarına istemsiz bir gülümseme yerleştirmişti ama bu gülümsemenin karşısındaki adama kattığı rahatlamanın farkında bile değildi.

"Yemeğin başından beri pek konuşmadınız. Memnun olmadığınız bir durum mu var? İstediğiniz bir şey olursa söylemeniz yeterli hemen getirtelim."

Hamra, adamın ilgiyle konuşmasına karşılık dudaklarına minnet dolu bir gülümseme yerleştirdi.

"Çok teşekkür ederim Yavuz Bey. Oldukça memnunum. Sadece alkolle pek aram yok ve bu benim üçüncü bardağım." demesiyle genç adam şaşkınlıkla gülümseyip kadının elinde tuttuğu bardağa baktı.

"İçten bir eğlence tufanında olduğunuzu bilseydim baştan sizi konuşturmak için hamle yapardım." demesiyle adamın bariz bir şekilde flört etmesine şahit olan Ahzal istemsiz olduğu yerde gerildi ve parmaklarını oturdukları sandalyenin kollarına geçirip sakinleşmeye çalıştı ama olmadı.

Bu kadının madem alkolle arası pek iyi değildi o zaman neden geldiğinden beri içip duruyordu?

Üçüncü bardağına geçtiğini elbette fark etmişti. İstemsiz onun ne yaptığını kontrol edip duruyordu ama alkolle arası olmayıp bir iş toplantısında içmesi hoşuna gitmemişti. Özelikle de kendisini başından beri ilgiyle izleyen Yavuz gibi bir adamla aynı masada oturuyorsa...

"Teşekkürler, çok düşüncelisiniz Yavuz Bey. Siz şirkette hangi departmanda çalıştığınız söylemiştiniz?" demesiyle dinlenmediğini fark eden Hasan Bey, konuşmayı kesip karşısındaki adamın neyi dinlediğini anlamak için yanındaki oğluna baktı. Oğlu, beğeniyle başından beri karşısındaki kadını izliyordu. Elbette farkındaydı. Yaptığı imayı da kızın patronuyla sadece çalışan işçi mi yoksa başka bir yakınlığı mı olduğunu anlamak için yaptığını biliyordu.

"Ben Amerika'da master yapıyorum. Bir yıl sonra babamın şirketinde artık nerede iş verirse oradan başlayacağım." demesiyle Hamra ilgiyle adama bakmıştı. Masada başkasının da okuyor olması hoşuna gitmişti. Hepsinin büyük ve iş adamı olduğu düşüncesi başından beri kendisini geriyordu.

"Okulu bittiği gibi yerimi ona bırakacağım. Artık çalışmaktan yoruldum." diyen Hasan Bey ise oğluna destek vererek babacan bir şekilde gülümsemişti bile. Ahzal, yanındaki kadına döndü. Büyük bir şirketin oğlunun kendisiyle flört etmesine gerçekten karşılık veriyor mu diye anlamak istedi ama Hamra boş boş karşısındaki adama bakarken konuşmaya devam ediyordu.

KIRMIZI KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now