"Ağır değil. Teşekkür ederim."

"Adın Hamra mı? İlk defa duydum."

"Evet, pek duyulan bir şey değil zaten. Arapça kökenli."

"Ne anlama geliyor?" diye soran meraklı adama karşılık Hamra alışık bir şekilde konuştu.

"Kırmızı. Senin adın ne?"

"Bora. Kendinle oldukça uyumlu bir adın var. Benim senin gibi bana has olan bir adım yok." demesiyle Hamra güldü ve dış kapıyı açıp konuştu.

"Yine de güzel isim. Bundan sonrasında ayrılıyoruz." dedi ve kapının önünde duran adamla göz göze gelip yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirerek yanındaki adama geri döndü.

"Seninle tanışmak güzeldi. Belki bir daha görüşürüz." demesiyle uzun, yakışıklı adam gülümsedi ve başını onaylar anlamda salladı.

"Görüşürüz." diyerek kendi arabasına doğru ilerlemesiyle Hamra da yüzündeki gülümseme ile patronuna doğru ilerledi.

Yüzü sirke satıyordu ve gözleri kendisinden bir an bile ayrılmıyordu. Evet, sabah sabah onu sinir falan etmek istemiyordu ama eline böyle bir fırsat geçmişken değerlendirmeden olmazdı. Hem Demre'nin sevgilisi gibi davransa Ahzal tilt olabilirdi. Hâli hazırda böyle bir fikre kapılıp madem kendisini sinir etmişti, o zaman keyfini çıkarmalıydı.

"Günaydın Ahzal Bey!"

Genç adam, kocaman sırıtarak konuşan kadına ters ters baktı.

"Günaydın Hamra." dedi ve arkaya doğru yönelip bagajı açtı. Genç kız tek kelime etmeden küçük valizini arkaya koyduktan sonrasında kendi yerine doğru yöneldi. Ahzal da yerine geçince yol boyu tek kelime etmediler.

Genç adam oldukça sinirlenmişti. Evden bir adam çıkmıştı. Hem de dün geceki konuşmalarından sonrasında. Üstelik bu kadın o saatten sonrasında hem çalışıp hem de nasıl o erkekle ilgilenebilmişti ki?

Arabadan indiklerinde uzandı ve ikisinin de valizini çıkardı. Hamra, onun kendi valizini taşımasını istemediği için hızla öne atılıp kendi valizini eline almıştı bile. Ahzal ise buna dikkat bile etmeden aklındaki soruyu sordu.

"Toplantı için çalıştın mı?"

"Evet, Ahzal Bey." diyen kadın ise etrafına bakınıp havaalanına giren çıkanlara bakıyordu. Güvenlik kısmında sıraya girdiklerinde huysuz adam, dayanamadı ve yeniden konuştu.

"Çalıştığına emin misin? Bu önemli bir toplantı ve..." diyerek devam ediyordu ki Hamra, ona dönüp bakarken sözünü kesti.

"Evet, çok eminim. Hatta o kadar eminim ki isterseniz size toplantının detaylarını anlatabilirim. Sunum ister misiniz?" diyerek inadına adamla uğraşması ile Ahzal, Hamra'nın bu tavrından hoşlanmamıştı.

Dün gece yüzünden böyle davrandığının farkındaydı ama iş konusunda oldukça ciddi biriydi. Dün gece yaşanan, mesai dışında kalmalıydı ama anlaşılan bu kadın bunu ayırt edemiyordu. Hoş, ne iş tecrübesi olabilirdi ki? Yirmi bir yaşındaydı.

Yavaşça onu süzdü. Bugün, iş kıyafetlerinden ziyade daha rahat giyinmişti. Kot pantolon ve duruşu tuhaf olan beyaz bir bluz giymişti. O resmî kıyafetlerin aksine yaşına oldukça uygun ve hoş durmuştu. Güzel kızdı ve böyle bir kızın da bu şekilde kötü davranışlar sergilemesi hiç hoşuna gitmemişti. Üstelik bir de evden adamla birlikte çıkıyordu. Bu kadının hiç utanması yok muydu?

Derin bir nefes aldı ve kendisine kızdı. Belki sevgilisiydi. Belki uzun zamandır birlikteydiler ve o gün, bu adam için hazırlanmıştı. Her şeyi yanlış anlamıştı.

KIRMIZI KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now