"Evet, eğer bir sorun varsa yeni bir şey söyleyebilirim." diyen Hamra ise meydan okurcasına karşısındaki adamın gözlerinin içerisine bakmıştı.

Ahzal, Hamra'nın inadına gözlerinin içerisine bakmasına karşılık istemsiz kaşlarını çatmadan edemedi. Bu kadın ne yapmaya çalışıyordu? Yoksa onu aşağı göndermediği için küçük bir intikam mıydı? O mavi gözlerin kendisine dik dik bakmasına bakılırsa muhtemelen öyleydi.

"Ben bunun kadar küçük bir şeyle doyacak adama mı benziyorum?"

Genç kadın omuz silkti ve sanki dediklerinin farkında değilmiş gibi yeniden konuştu. "İsterseniz yeni bir şey söyleyebilirim."

Ahzal ise karşısındaki kadının umursamaz tavırlarına karşılık derin bir nefes aldı ve sandalyesini geriye doğru itekleyip ayağa kalktı.

"Hazırlan. Yemeğe gidiyoruz." dedi ve askıdan ceketini alıp üzerine geçirdi. Hamra ise beklediği tepkinin çok aksini almasıyla şaşkınlıkla karşısındaki adama baktı. Al işte, yemek nereden çıkmıştı şimdi?

"Ama benim yemeğim..." diye tam konuya giriyordu ki genç adam tek kaşını kaldırarak karşısındaki kadına baktı.

"Hamra, beklemekten hiç hoşlanmam. Böyle geleceksen o başka." diyerek genç kadını işaret ettiğinde Hamra kaşlarını çatmadan edemedi. Şeytan diyordu böyle geleceğim diye tuttur ama sonrasında Demre haber alamayınca olay çıkarabilirdi ve adama sinir oldu diye de giyinmemezlik yapamazdı.

"Nasıl isterseniz Ahzal Bey." diyerek arkasını dönüp ilerlediğinde içinden ona kadar saymayı denedi. Bu adam ne garip insandı çözememişti gitmişti. Ne yani, kendi dilediğince öğle yemeği yiyemiyordu bir de üstüne adam ne isterse onu yapmakla tabi tutuluyordu.

Ceketini ve çantasını aldı. Telefonuna baktığında Demre'den başka bildirim olmadığını gördüğünde salatasına üzülerek baktı ve odadan çıkıp patronunun odasına geçti. Ahzal da elinde telefonla uğraşıyordu. Hamra'nın geldiğini fark ettiğinde ise başını kaldırıp ona baktı.

"Hazır mısın?"

"Evet."

"Güzel. Hadi çıkalım." dedi ve kapıya yöneldi. Genç adam kendi için kapıyı açıp ilerlemeye başladığında Hamra bir de kendisi için kapıyı tutmamasına sinir oldu. Tutmak zorunda değildi ama bu bir centilmenlikti. Karşı tarafı hoş görmekti. Düşündüğünü kanıtlamak gibi bir şeydi işte ama bu adamda o ne gezerdi? İri, huysuz ve dengesizin biriydi.

"Neslihan." dedi adam sekreterinin masasının önünden geçerken.

"Biz öğle yemeğine çıkıyoruz. Öğlenden sonra olan bütün görüşmelerimi perşembe gününe al. Yarın Antalya'ya Hamra da gelecek. Onun için de hazırlık yapın." demesiyle iki kadın da duyduklarıyla şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Hamra, yarın patronunun yüzünü göremeyeceği için mutlu hissederken birden patronu ile şehir dışına çıkmak zorunda olduğunun farkına varmıştı. Sinirleri bozuldu. Elbette iş şartları arasında böyle bir görev de yer alıyordu ama bu kadar çabuk beklemiyordu ki. Üstelik Antalya mı? Demre bunu duyunca kendisini öldürecekti.

Bu yaz için abisi iş kitlememiş olsaydı, Antalya'ya arkadaşları ile tatile gidecek oradan sonra da tekneyle koy koy gezeceklerdi. Şimdi o gidemeyip de kendisi bir günlük, iş için gidiyor olsa da Demre onu mahvedecekti.

Asansöre doğru ilerlemeye başladıklarında Hamra istemsiz sormadan edemedi.

"Ahzal Bey, yarınki görüşmeye benim de geleceğimi bilmiyordum."

"Artık biliyorsun." diyen adam ise elleri pantolonunun cebinde öylece asansörün kapılarının açılmasını bekledi. Hamra, patronunun kendisine ukala bir şekilde cevap vermesine karşılık dudaklarını araladı ve ağzının payını vermek istedi ama sonrasında dudaklarını geri bastırmak zorunda kaldı.

Ne yapıyorsun kızım sen? Adam senin patronun ve seninle şehir dışına çıkmak zorundaysa çıkacaksın. Ne bekliyordun? İstediğine göre hareket etmesini falan mı?

Asansör geldiğinde ikisi de boş olan asansöre binmişlerdi. En üst katta kendileri oldukları için de kendilerinden başka binen olmamıştı. Genç kadın, adamdan en uzak köşede durmaya çalışırken bir alt katta asansör durdu ve içeri iki kişi girdi. Birkaç katta daha durup içeri insanların doluşmaya başlaması ile Hamra içten içe küfür etmeden edemedi. Öğle arasıydı ve insanlar yemekhaneye gitmek için hep birlikte bekliyorlardı.

Genç kız ise köşede, iri yarı bir adamın arkasında sıkışmanın verdiği gerginlikle öylece duruyordu. Başını çevirip rahatlamak için derin bir nefes aldı ki patronunun kendisine baktığını gördü. Kaşları çatılmıştı ve bir önündeki adama bir de kendisine bakıyordu. Genç kadın, adamın bakışlarından hoşlanmazken önüne döndü ve beklemeye başladı. İnsanlar yemekhane katında anında inerken onlar, otopark için beklemeye devam ettiler.

Genç kadın, boşalmış olan asansörde rahat bir nefes alıp alanını genişletirken dönüp yeniden patronuna baktı. Böyle uzun ve iri adamları sık sık göremezdi. Garipti çünkü Demre ufak tefek bir kızdı. Abisini birkaç kez fotoğraflarda görmüştü ama hiç dikkatli bakmamıştı. Şimdi ise karşısında durmuş, anında dünyadaki en nefret ettiği adam moduna girebilmişti. Oysaki Demre'ye bakınca hiç de sinir olunabilecek bir abisinin olduğunu düşünmemişti. Belki de kendisini o iç çamaşırlarıyla görmesinden kaynaklıydı.

Aman, dedi kendi kendine. Böyle olması daha iyi. Hatırladıkça utanabilirdi ne de olsa.

Birlikte arabaya bindiklerinde Hamra, sesini çıkarmadan camdan dışarıyı izlemeye başladı. Acıkmıştı ve adam, hazırda yemeği varken kendisini alıp yemeğe götürüyordu. Yarın ise ne yapacağını bilmiyordu. İşi daha yeni yeni öğrenmeye başlamışken bir de şehir dışındaki işte batırma ihtimali çok yüksekti. Yine de bunu adama söyleyip bir de oradan kendisine bulaşmasını istemiyordu. Bu yüzden sessizliğini korudu ve yolda yanındaki adamla hiç konuşmadı. Boğaz manzaralı, elit bir mekânda durduklarında kapısını açan valeye teşekkür etti ve arabadan indi.

Ahzal da yanında ilerlemeye başladığında ikisi, mekâna girdiği gibi dikkat çekmişlerdi bile. Çünkü öyle garip bir çiftlerdi ki dikkat çekmemeleri muhtemel dahi değildi. Uzun, zarif bir şekilde ilerleyen kızıl saçlı kadın, her zaman görülecek bir güzelliğe sahip değildi. İri yarı adam ise kendisine has bir çekiciliği ile bu güzel kadının yanında yer alıyordu. İnsanlar onlara istemsiz gıpta ile baktılar. İkili ise bakışlardan bihaber bir şekilde cam kenarında, güzel bir yere yerleşmişlerdi bile.

Bölüm nasıldı?

Yazar: İlayda Melis Okurgan

Youtube: Mel Okurgan
Instagram: ilmelistan
Twitter: ilmelistan

YARDIMCI HESAPLARI

Wattpad: melis_hikayeleri
Instagram: melseytanlari
Facebook: melis hikayeleri

KIRMIZI KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now