"Daha önce yapmadığın bir şey değil." diyen Hamra ise söylerken pişman olmuştu ama söylemişti işte ve bu adam da bunu daha öncesinde yapmıştı.

Evli, bir kadınla daha öncesindeki birlikteliğinden bahsediyordu Hamra. Ahzal, bu durumun karşısına bir gün geleceğini bekliyordu ama şu an gelmesi en beklemediği şeydi.

"Senden önce olanlarla beni tâbi tutamazsın."

"Geçmişinle ilgilenseydim şu an karşımda oturuyor olmazdın Ahzal." diyen Hamra ise son sabır kırıntısıyla olduğu yerde dikleşti ve "Buraya neden geldin?" diye sordu.

Genç adamsa daha fazla dayanamadı ve yerinden kalktı.

"Öncelikle, Maria ile senin sandığın bir şeyden dolayı görüşmedim."

"Ben ne sanıyorum?"

"Seni aldattığımı." dedi Ahzal artık dayanamayarak. Tam, Hamra'nın önünde durduğunda, genç kıza yukarıdan baktı.

"Seni aldatmadım. Aldatmam da. Sadece onunla konuşmam gereken bir konu vardı." demesiyle genç kadının daha da sinirleri bozulmuştu.

"Bir de karşıma geçip böyle konuşmana inanamıyorum."

"Ne bekliyorsun Hamra, geçmişimde olan bütün kadınları hayatımdan çıkarıp onlar hiç olmamış gibi davranmamı mı? Alt tarafı yemeğe çıktık ve iki arkadaş gibi konuştuk." dediğinde Hamra'nın karnındaki ağrı gittikçe arttı. Artık sakin olması gittikçe zorlaşıyordu.

"Pekâlâ. Ben de eski erkek arkadaşlarımla, mesela Göktuğ'la seninle kavga ettikten sonrasında bir şeyler içmek için otursam ve o vakte kadar telefonlarına cevap vermesem bir sorun olmayacak mıydı?"

Genç adam bir an durakladı. Kaşları çatık bir hâlde karşısındaki kadına bakarken yüzüne düşmüş aydınlığa lanet etti. Böyle durumlara karşı olan bir ilişki hiçbir zaman geçirmemişti ama şimdi, onu farklı bir adamla aynı masada düşündüğünde dahi gerilmeden edemiyordu. Hiçbir erkek, bu kadınla baş başa oturduğunda kayıtsız kalamazdı ki.

"Aynı şey değil." dedi genç adam birden itiraz ederek. Hamra ise şaşkınlıkla karşısındaki adama baktı.

"Ne demek aynı şey değil?"

"Sen erkeklerin amacını bilemezsin. Özellikle de eski erkek arkadaşın seninle aynı masada oturup sana kayıtsız kalacaksa..." demesine kalmadan Hamra sözünü kesti.

"Sen de kızların amacını bilemezsin o zaman."

Ahzal, sinirle güldü.

"Hamra, aramızdaki yaş farkının farkındasın değil mi? Ben her kültürden kız tanıdım."

"Maria da onlardan birisi. Neyse ki ben de Türk kültüründen birçok erkek tanıdım." dediğinde genç adam uzlaşamayacaklarının farkına varmıştı.

"Ne dememi istiyorsun Hamra? Ben seni aldatmadım."

Genç kadın ise sesini yükselterek yüzüne doğru konuşan adama karşılık yerinden kalktı ve bu sefer boyu boyuna neredeyse yetişirken başını hafif geriye atarak konuştu.

"Eski sevgilinle, benimle kavga ettikten sonrasında baş başa bir yemeğe çıkıyorsan ne dememi bekliyorsun? Ah, iki arkadaş dışarı çıkmışlar, falan dememi mi?"

Ahzal, derdini anlatamamaktan yorulmuştu.

"Ne anlamak istiyorsan anlayabilirsin. Biz, sadece konuşmak için bir araya geldik."

"Güzel. Ben anlamak istediğimi buraya gelmeden önce de anlamıştım zaten. Gelip yeniden hatırlatmana ihtiyacım yoktu."

"Hamra."

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin