BÖLÜM -46-

1.1M 7.2K 6.2K
                                    

Hellö 💦

Ne yapacağını bilemeyen genç kadın adamın dudaklarından çıkan cüretkâr sözlere karşılık bir an şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı. Zira o sözler bedeninde öyle bir etki bırakmıştı ki insanın aklının başından çıkmaması muhtemel değildi.

"Ahzal!"

Genç adam ise itiraz etmek için yeniden konuşmaya yeltenen kadını duymaksızın yavaşça elini kalçasına yerleştirdi ve onu kendisine çekti.

"Dediğim gibi. Göremiyorum." dedi ve onu iki bacağının arasına alıp bir bacağına oturttuktan sonrasında âşık olduğu yüzüne gözleri parıldayarak baktı.

Aralarında bu kadar yaş farkı olmasına rağmen nasıl olmuştu da bu güzel kadının aklını karıştırarak kendisiyle ilgilenmesini sağlamıştı ki?

Dudakları yavaşça yukarı kıvrıldı. Şu saatten sonra istese de başkalarıyla ilgilenemezdi ya orası ayrı.

"Bugün farklı görünüyorsun." diyen genç adam yavaşça burnunu o güzel saçların arasına gömdü ve derin bir nefes çekti. Hamra ise kendisiyle ilgilenen adama karşılık keyifle gülümsemeden edemedi.

"Nasıl görünüyorum?"

"Fazla güzel."

"Önceden kötü müydüm?" diyerek direten Hamra ile Ahzal istemsiz uzanıp o tatlı, kuğu gibi ince olan boynuna bir öpücük kondurdu.

"Sen hiçbir zaman kötü olamazsın." demesi ile elini bacaklarının arasına doğru yeniden uzatması ile Hamra yerinde hareketlenip onun önünü kesmeye çalıştı ama Ahzal elini istediği yere götürmeye kararlıydı.

"Sabah neden haber vermeden gittin?" diyen genç kadın ise ellerinin birisini adamın boynuna dolamış, diğerini ise saçlarında dolandırıp duruyordu.

"İkimiz de eşit olalım istedim." dedikten sonra geri çekilip kadının gözlerinin içerisine baktı.

"Benim yatağım sen kokuyor ve ben sana dokunamıyorsam sende de aynısı olmalıydı."

Genç kadın duyduklarına karşılık şaşkınlıkla dudakları aralandı.

"Sen çok kötüsün. Bunun için mi sabahtan gittin yani?"

"Evet." diyerek yeniden boynuna doğru uzanan adama karşılık genç kadın geri çekildi ve onun boynunu öpmesine karşı çıkarak gözlerinin içerisine baktı. Ahzal, mavi gözlerin sinirden ışıldamasına karşılık tam dudaklarını aralayıp bir şey söylemeye yelteniyordu ki genç kadın onu susturmuştu.

"O zaman senin cezan da ödülünü alamamak olacak." diyerek kucağından kalktığında genç adam şaşkınlıkla ayakta dikilen, eteği kalçalarına kadar çıkmış kadına bakakaldı.

"Ne yani, beni bu hâlde mi bırakacaksın?"

"Sen beni nasıl yatakta bıraktıysan aynen öyle bırakacağım." diyerek etrafına bakındı ve genç adamın gözlerine açıkta kalan kalçalarını soktuğunun farkında olmadan konuştu.

"Kahvaltı nerede?" demesi ile odanın diğer ucundaki küçük toplantı masasında duran kahvaltılıkları görmesi ile gülümsedi. Tam adamın bacaklarının arasından kurtulup ilerliyordu ki genç adam, şaşkınlığından kurtulup onu durdurdu. İki yanına da ellerini koyup masayla arasında sıkıştırdığında genç kadın istemsiz keyifle gülmeden edemedi.

"Çek ellerini koca adam. Cezalısın."

"Koca adamlara ceza verilmez güzelim." diyen genç adam ise kendisine dönüp yukarıdan bakan kadının gözlerinin içerisine bakarak yavaşça eteğini yukarıya doğru sıyırmaya başladı.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin