DİRİL ARTIK EY KALBİM

12 0 0
                                    

Bir gaflete düşmüşüz ve attığımız her adım doğruymuş gibi ilerliyoruz.Gaflet,ALLAH’ı unutmak, ahireti hatıra getirmeyip, dünyada lüzumsuz işlerle meşgul olmaktır ve düşüncesizliktir gaflet!. “Başını gaflete sokar, tâ ölüm ve zeval ve firak onu görmesin.”(Asâ-yı Musâ) Kaldır başını gafletten, doğru yolu gör. Başını gaflete soktuğun için pişman mısın? Sımsıkı sarıl tevbeye Kardeşim!

Kalplerimiz öyle bir paslanmış ki… Attığımız her adım bizi çıkmaz sokaklara sürüklüyor. Düşünmüyoruz ve kendimize: “Ne işim var benim çıkmaz sokaklarda.” demiyoruz. Gittiğimiz yolun doğru olduğunu sanıyoruz. Oysa bu hayatın yalnız çıkmaz sokaklarla ibaret olmadığını bir bilebilsek,kurtuluşun çıkmaz sokaklarla olmadığını kavrayabilsek…Kurtuluş mu istiyorsun? ALLAH’ın emirlerine uy! Yasakladığı şeylerden uzak dur!
Yıllardır sarıldığın maddiyata sarılmayı bırak artık Kardeşim! Hiçbir şey kazandırmadı sana görmedin mi? Dünyaya, menfaate, şöhrete, mala, paraya, makama ve nefsine esir olmayı bırak artık. Çok şey kazandırdırdı diyorsun ama bak sevdiklerinden yanında kimse yok, hani nerede ailen? Peki kırdığın onca insanın kalbi…Nasıl da hafife aldın kalp kırmayı…
Abdurrahman et-Tâhî’nin halifelerinden Muhammed Sami Erzincanî (k.s) şöyle derdi:
“Kimsenin kalbini kırmayınız. Herkese hürmetle muamele ediniz; zira karşınızdaki bir velî olabilir. Böylece onların nazarına, himmetine kavuşursunuz. ‘Evliyanın nazarı ve bakışı kimyadır.’ denilmiştir. Şayet insanları incitmeyi huy ve tabiat edinirseniz bir gün bilmeden ALLAH Teâlâ’nın sevdiklerinden birinin kalbini kırar, üzerseniz de sonra pişman olursunuz. Nitekim hadis-i kudsîde, ‘Ben kalpleri kırık olanların yanındayım’ buyruldu. Bunun için, ‘Her gördüğünü Hızır bil!’ demişlerdir.”

Hayat-ı Dünyeviyeyi Ahiretine Tercih Etme! Güzel düşün, her dakikanı güzel yaşa. Geride pişmanlıkların olmasın, ahiretin için hazırlık yap, mesela namaz kılmıyorsan bu dakikadan itibaren huşu içinde namaz kıl. Göreceksin sana neler kazandıracak.
“Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir. Onlar ki, namazlarında huşu içindedir.”(Müminun,23/1,2)

Baktığın her şeyde ALLAH’ı görenlerden ol.Ağaçları,çiçekleri,hayvanları…
“Hatta bir gün kedilere baktım. Yalnız yemeklerini yediler, oynadılar, yattılar. Hatırıma geldi: ‘Nasıl bu vazifesiz canavarcıklara mübarek denilir?’ Sonra gece yatmak için uzandım. Baktım, o kedilerden birisi geldi, yastığıma dayandı ağzını kulağıma getirdi. Sarih bir surette ‘Yâ Rahîm, yâ Rahîm, yâ Rahîm, yâ Rahîm’ diyerek güya hatırıma gelen itirazı ve tahkiri, taifesi namına reddedip yüzüme çarptı. Aklıma geldi: ‘Acaba şu zikir bu ferde mi mahsustur, yoksa taifesine mi âmmdır? Ve işitmek yalnızca benim gibi haksız bir müterize mi münhasırdır, yoksa herkes dikkat etse bir derece işitebilir mi?” (Sözler)
Anla artık insanoğlu! Hayvanlar bile ALLAH’ı zikrederken sen ne(y)den kaçıyorsun? Kainata bakıp mükemmelliği görürken, neden kainatı yaratanı unutuyorsun? Güneş gibi parlak hakikat dururken, neden görmek istemeyip göz yumuyorsun. Ölü bir kalbi diriltmek senin elinde, kalbini çerçeveleyen o doğru bildiğin yanlışlardan kurtulmak senin elinde… Şimdi kır at o çerçeveyi ve yeniden dirilt kalbini!..”Diril Artık Ey Kalbim!” diye haykır haykırabildiğince.!

Kur’ân-ı Kerim’de “Yeryüzünde hiç gezmediler mi düşünebilecekleri kalpleri ve işitebilecekleri kulakları olsun? Zîrâ asıl kör olan (maddî) gözler değil (basîretlerini kaybeden) göğüslerdeki kalpleridir.”
Hakikat denizlerine açılmak icin zaman bekleme, ne acı ki belki beklediğin o zamana ulaşamadan öleceksin! “Ölmek” , “Ölüm” ne hakikat dolu bir kelime..!En sevdiklerinden ayrılacaksın. Bindiğin arabadan, kullandığın telefondan, en sevdiğin ayakkabından vs.
Ve sonra yavaş yavaş vicdan sızılamaya başlayacak ve kendine soruların :

ALLAH Teâlâ’nın emirlerine itaat edip,yasaklarından sakınmak ve kazâsına rıza göstermek hususunda sabrettim mi?

Haramları ve haram olma ihtimali olan şüphelileri terkettim mi?

Sünnet-i seniyyeye uymak ve unutulan sünnetleri ihya ettim mi?

Ashâb-ı kirâmı sevmek, onlardan razı olmak, onların kıymet ve şereflerini yüksek tuttum mu?

Âlimlere, büyüklere ve fazilet sahibi kimselere hürmet ettim mi?

ALLAH Teâlâ’nın ninetlerine şükrettim mi?

Nefsimi sürekli hesaba çektim mi?

Müslümanların ihtiyacını giderdim mi?

Müslümanların ayıbını örttüm mü?

Namazları ilk vakitlerinde kıldım mı?

Dinen yasaklanan işlerden uzak durdum mu?


Elif KABAK

Gençler Yazıyor ~2~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin