Gençler Yazıyor ~2~

EZELİ DÜŞMANIMA KARŞI 2: KİN

Beni yoktan var eden, varken gözetip kollayan, hastayken şifa dertliyken deva veren, önce ölümü tattırıp sonra diriltecek olan Allah’a hamd ederim.

Tebliğ ile görevlendirildiği günden itibaren karşılaştığı bütün zorluklara rağmen İslam’ı anlatan, şefkat ve merhamet sahibi son Peygamber Hz. Muhammed (sav)’e salat ve selam olsun.

Bize doğuştan verilmiş bazı duygular vardır. Ve bu duyguların kontrolü bize verilmiştir. Mesela üzüntü. Aşırı üzüntü duyan insanların depresyona girmesine ve psikolojik tedavi görmesine sebep olabilir. Yine aşırı sevgi kaybetme korkusunu da beraberinde getirerek rahatsızlıklara yol açabilir. Bunlar hep dünyaya aşırı davranmaktır. İnsan her şeyi kararınca yapmalı aşırıya kaçmamalıdır. Şimdi bu duygular gibi gün geçtikçe artan ve büyüyen ‘kin’ iinceleyelim. Bir kimseyle düşünceleriniz uyuşmayabilir, ona kırgın olabilirsiniz. Fakat onu sevmemek nefretin başlangıcıdır. Bir insana ‘sevmiyorum’ dediğiniz zaman beraberinde nefret de gelecektir. Huylarını sevmeyebilirsiniz ama“Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü.” sözüne binaen kişiyi sevmeme lüksümüz yoktur. Devam edelim. Nefret, nefsin ve şeytanın yardımıyla büyüdükçe büyür. Aslında belki bu kadar büyük bir nefrete sebebiyet verecek durum yoktur ama şeytan ve nefis bu işin peşini bırakmazlar. Nefretten sonra kin gelir. Nefret o kadar büyümüş ve aşırı hâle gelmiştir ki artık içinizde bir öç alma ve kin bulunmaktadır. Artık o kişi için kötü planlar düşünmeye başlarsınız. Efendimiz Hz. Muhammed (sav) ‘un veda hutbesindeki “Müslüman Müslümanın kardeşidir.” sözünü çiğneyip kardeşinize düşman olmuşsunuz. Üç günden fazla küs kalmamanız gereken kardeşinizle ne zamandır konuşmuyor olursunuz. Günahınız da nefret ve kininiz gibi büyüdü değil mi? Oysa en başta o kişinin iyi huylarını bulup onun arkadaşı olabilir, sonra da kötü huylarından uzaklaştırabilirdiniz.

“Size geçmiş milletlerin haset ve kin hastalığı sirâyet etti. Bunlar kazıyıcıdır. Bilesiniz; kazıyıcı derken saçı kazırlar demiyorum. Dini kazıyıcıdırlar. Nefsimi kudret elinde tutan Zât”ı Zülcelâl’e yemin ederim ki, sizler îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de îmân etmiş olamazsınız. Birbirinizi sevmeye yardımcı olacak şeyi haber vereyim mi: Aranızda selâmı yayınız.” (Tirmizî, Kıyâme, 57)

“Bu Allah’tan korkan tertemiz kalptir, içinde hiç bir günah, zulüm, kin ve haset yoktur.” (İbn”i Mâce, Zühd, 24)

Nefsimizle ve şeytanla olan düşmanlığımız ölüm bizi bulana kadar sürecektir. Peki nasıl mı uzak duracağız günahlardan? İbadetler ile uzak duracağız.Yaptığımız ibadetler bizi günahlardan alıkoyacaktır. Nefsimiz bize hakim olmadan biz nefsimize hakim olalım.

Müslüman kardeşinizle hiç küsmemeniz, küs olduklarınızla hemen barışmanız duasıyla.

Büşra KAYNARPUNAR