Gençler Yazıyor ~2~

İMAM GAZALİ'DEN ÖĞÜTLER 1 / EY OĞUL!

Bismillah. Kuşkusuz Allah ile.

Hamd O’na ait. O’na has. Biz de O’na tahsis ederek rububiyeti O’nda görüyoruz.

Salat, selam Rasulullah’ın üzerine olup kalıcı, sahici, katıksız sevgi ve hürmetimiz yine onadır.

Hüccetül İslam / İmam Gazali bu eserinde talebesinin mektup yoluyla sorduğu sorulara yine mektup yoluyla cevaben ayet, hadis ve mühim zatların sözleri ağırlıklı olmak üzere, kendi altın değerindeki öğütlerinden vermiştir. Biz gençler Allah’tan bu öğütlerin faydasını umuyoruz. Vira bismillah!

Ey Değerli ve Sevgili Oğul !

Allah onun emirlerine uymanı sürekli kılsın ve seni sevdiklerinin yolundan gidenlerden eylesin. Bil ki, asıl nasihatler ancak peygamberlik kaynağından gelendir.

 

Rasulullah (sav)’ın ümmetine yapmış olduğu nasihatlerin birisinde şöyle buyurmuştur: “Allah’ın bir kuldan yüz çevirdiğine dair kanıt, o kulun boş şeylerle uğraşıyor olmasıdır. Bir kimsenin, ömrünün herhangi bir saatini yaratılış gayesi dışında geçirmiş olması, onun kıyamet gününe dek pişman olmasını gerektirir. Her kim ki kırkını geçtiği halde hayırları (sevapları) şerlerini (günahlarını) geçmemişse kendini Cehennem ateşine hazırlasın.”

İlim ehli olanlara tek başına bu öğüt bile yeterlidir.

Ey Oğul!

Nasihat vermek kolay, zor olan onları kabul etmektir. Nasihatleri kabul etmek, sadece egolarını tatmin ve dünyevi çıkar elde etmekle meşgul olan bu gibi salt/kuru bilgi taliplerine çok zor gelir.

İlmin faydası, ancak o ilim hayata geçirildiğinde ortaya çıkar.

Allah’ın rahmeti, hayırlı işlerde bulunanlara çok daha yakındır. Ali (ra) şöyle demiştir: “Çabalamadan Cennet’e gireceğini düşünen sadece istemekle yetinen bir kişidir. Yalnızca kendi çabasıyla Cennet’e gireceğini zanneden ise, kendine gereğinden fazla güvenen bir kişidir.” Hasan el-Basri şöyle demiş: “Hayırlı işleri işlemeden Cennet’i istemek, günahlardan bir günahtır.” O başka bir sözünde ise şunları söylemiştir: “Hakikate ermiş olmanın göstergesi, yapılan hayırlı işleri ve onların karşılığını düşünmemektir, aksine o işleri terk etmek değildir.”

Ey Oğul!

Çabalamayı ruhunda, yenilgiyi nefsinde ve ölümü bedeninde gerçekleştir. Çünkü senin son durağın, mezarın olacaktır. Mezarındakiler ise, senin onlara kavuşma anını sabırsızlıkla beklemektedirler. Ebubekir es-Sıddık (ra) şöyle dedi: “Bu bedenler ya bir kuş kafesi ya da bir hayvan ahırı gibidir.” Kendi kendine acaba ben bu ikisinden hangisine benziyorum diye düşün. Şayet sen yücelerde uçan bir kuş gibiysen, “Ey nefis! Rabbine dön” (Fecr 27) çağrısını duyunca, Cennet’in yüksek burçlarına ulaşıncaya kadar kanat çırpıp uçacaksın. Nitekim Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Rahman’ın arşı, Sa’d B Muaz’ın ölümü için titredi.”

Hz. Peygamber (sav), sahabeden birisine şöyle buyurmuştur: “…Geceleri çok uyumak, seni kıyamet gününde fakir kılar.”Ey Oğul! “Gecenin bir kısmında da uyanarak sana özel bir fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl…” (İsra 18) ayeti bir emirdir. “Seherlerde bağışlama dilerdi.” (Zariyat 18) ayeti bir şükürdür. “… seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir.1 (Al-i İmran 17) ayeti bir zikirdir.

Rasulullah (sav) sahabesinden bazılarına şöyle buyurmuştur: “Kendisinde ikamet edeceğin kadar Dünya ve kendisinde baki kalacağın kadar Ahiret için çalış; kendisine olan ihtiyacın kadar Allah’a ibadet et; Cehennem ateşine dayanabileceğin kadar günah işle.”Ey Oğul! Eğer bu hadisi gerçekten bilip anlarsan, değişik ve çok fazla bilgiye de ihtiyacın kalmamış olur.

Saygıdeğer kardeşlerim Hüccetül İslam’ın değerli öğütlerine gelecek yazımda devam etmek suretiyle burada noktalıyorum. Rabbimiz bizleri ilmiyle amil kimselerden kıl, kitap yüklü merkepler olmaktan sana sığınırız. Allahümme amin, velhamdulillahi rabbi’l alemin.

Vesselam.

Dilan GÜNEŞ