SÜNNET MÜDAFAASI !

14 1 0
                                    

Bismillah. Allah ile.

Hamd kendisine mahsus olan Allah’a,

Salat ve selam mesajı bizlere taşıyan, taşırken pratikte gösteren, salt bir taşıyıcı olmayıp; her hali ile Kur’an’ı yaşayan Nebi’ye olsun.

    Biz müslümanlar iman ediyoruz ki; Hz Muhammed (sav)’siz bir İslam’ı düşünmek mümkün değildir. Onun için O’nun sünnetine düşman olanlar, aslında O’nun ve İslam’ın da düşmanıdırlar da şimdilik kendilerini kamufle için, sureta Kur’an’a sarılıp “Tek kaynak Kur’an’dır” deyip, onun ayetleri dışında bir şeyi yani Hz Peygamber (sav)’in sünnetini kabul etmemektedirler.

    Onlar, diledikleri kadar “Araptır” deyip Rasulullah’ı (sav) sevmesinler, ne çıkar? Ebu Cehil, Ebu Leheb de onu sevmediler… Bu çapulculara rağmen, ne kadar dejenere olmuşlarsa da, bugün dünya nüfusunun beşte biri onu seviyor; Velev kerihe’l-kafirun!

   Rasulullah (sav) bu tipleri ne güzel bize haber vermiş. Şöyle buyuruyor;

“Bir gün gelecek, sizden bazıları koltuklarınızın üzerinde yayılacak ve benim yapılmasını emrettiğim yada yasakladıklarım kendilerine söylenince “Bilmiyorum, Allah’ın kitabında varsa uyarım, (yoksa uymam) diyecekler.” (İmam Şafii, er-Risale, Mısır, 1969, s.51-52)

    En büyük münafıklık; Nebi (sav) döneminde bileKur’an’ı peygamberden ayrı görmekti. Dinde bir şey yapılmalı dendiğinde “Kur’an’da yazıyor mu? Eğer Kur’an’da yoksa dinlemek zorunda değilim” diyorlardı. Bunlar münafıklardı, Peygamberin yüzüne karşı bunu söylüyorlardı. Allah iki şeyin bir arada olmasını söylemiştir, bunlardan biri O’nun (cc) kelamı, diğeri mesajcısı Rasulullah (sav). “(O apaçık delil) Allah tarafından gönderilmiş, tertemiz sayfaları okuyan bir peygamberdir”(Beyyine 2). Bu ikisini beraberce anlamalıyız. Fakat münafıklar bu ikisini ayırmak istiyorlardı. Çünkü eğer ayırırsak Kur’an’ı istediğimiz şekilde yorumlayabiliriz. Bize pratikte model olan sünneti hesaba katmayarak, Kur’an’ı istediğimiz şekilde yorumlamak, bütünüyle öznelleştirmek mümkün.

     Eskiden yapılan bu münafıklık günümüzde de devam ediyor ve farklı şekilde dile getiriyorlar. Mesela “Peygamberin işi sadece mesajı iletmekti, gerisi kişisel sorumluluk” derken bazıları da der ki “Hayır hayır, o bir mesajcıydı, yaptığı şey çok önemliydi fakat bu O’nu takip edeceğimiz anlamına gelmez. Güzel işler yaptı ama biz sadece Allah’ın kitabını takip ederiz, bize Kur’an yeter!” Bu ifadeler çelişkili ve aynı zamanda sadece sünnete değil, Kur’an’ın kendisine yapılan bir saldırıdır! Kur’an’ı hakkıyla okusalardı; bu şekilde iddia etmek için hiçbir veri olmadığını görebilirlerdi.

    Bu bozguncular kendileri kaybeden taraftadırlar aslında. Kendilerine verdikleri zarar asla başkasına verdikleri zararla kıyaslanamaz. “İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir!” (Bakara 27)

    Hz Muhammed’e itaat etmek, o kadar zorunludur ki Allah Teala, onun yanında yüksek sesle konuşulmasını bile yasaklamıştır. Nerde kaldı ki, sünnetine uyulmasın.

    Allahu Teala şöyle buyuruyor:

Ey inananlar! Allah’ın ve Peygamber’in önüne geçmeyin; Allah’tan sakının; doğrusu Allah işitir ve bilir. Ey inananlar! Seslerinizi Peygamber’in sesini bastıracak şekilde yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi onunla da bağırarak konuşmayın ki, amelleriniz boşuna gitmesin. Seslerinizi Peygamberin yanında kısa kimseler, Allah’ın gönüllerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük ecir vardır.” (Hucurat 1-3)

    Bazı kendini bilmezlerin dediği gibi Rasulullah (sav) herhangi birimiz gibi bir insan olsaydı; Allah neden ona bu ayrıcalığı tanısın?

    Bir başka ayette de Allah (cc) şöyle buyuruyor:

Peygamberi kendi aranızda birbirinizi çağırdığınız gibi çağırmayın!” (Nur 63)

    Kur’an’ı Kerim’de Allah’a ve Rasulü’ne itaati birlikte zikreden onlarca ayet varken, hala Rasulullah (sav)’in sünnetini kale almayan bu güruha, tekrar ihtida etmeleri dileğimizle şu ayeti hatırlatmak istiyoruz:

“Peygambere itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse bilsin ki, Biz seni onlara bekçi göndermedik.” (Nisa 80)

    Bizim de ilk ve son sözümüz odur ki, kim Rasulullah (sav)’e karşı gelir, O’nun sünnetini tanımazsa, onun İslam’da yeri olmayıp artık o kendi çıkarları için kendisi gibi Rasulullah (sav)’e düşman olan gayrimüslimlerin emrinde olan ve onların batıl dinlerine hizmet eden ve Rasulullah (sav) vasıtasıyla insanlığa gelen son din İslam ile mücadele eden görevlilerdirler…

    Biz onların dinlerine, inançlarına karışmıyoruz. Umulur ki, onlar da kendilerine ait olmayan İslam hakkında konuşmamayı, onu tahrif etmemeyi öğrenirler bir gün…

Onların dini onlara, bizim dinimiz bize ! ..

Vesselam

**İçerik; İhsan Süreyya SIRMA‘nın kitabı veNouman Ali Khan‘ın videosundan derleme yapılmıştır. Allah onlardan razı olsun.

Dilan GÜNEŞ

Gençler Yazıyor ~2~Место, где живут истории. Откройте их для себя