AŞK OLSUN...AŞK İLE YAPILMAYAN HER ŞEYE

15 1 0
                                    

Bizim için özel olan insanlara ne de kusursuz hazırlanıyoruz değil mi? En güzel kıyafetlerimizi, en hoş süslerimizi hep onlara saklıyoruz. Buluşma hazırlıklarımız aylar öncesinden başlıyor belki de.

Hele şu düğünler… Allah! Kendimizden geçiyoruz. Abiyelerimiz özel tasarımcıların ellerinden çıkmazsa; şallarımız en pahalısından olmazsa; ayakkabılarımızla çantamız uyum sağlamazsa; makyajımız göz alıcı, parfümümüz iz bırakıcı olmazsa eksik hissediyoruz kendimizi. Heyecanla, canla, başla, aşkla, istekle hazırlanıyoruz; iple çekiyoruz o tarihleri…

  Peki neden bunca zahmet?

Sevdiklerimizle buluşacağız diye mi; birilerine kendimizi beğendireceğiz diye mi; yoksa bu bizim normal(!) halimiz mi? (ya hu kimi kandırıyoruz? Hangimiz düğündeki gibi, hangimizin doğal hali boyalı cilalı; hangimiz normalde de anormal?!)

Hepsi iyi, güzel, hoş (tabii ki bize çizilen hudutların dışına taşmıyorsa) da özel dediğimiz günlere hazırlandığımız gibi neden namaza hazırlanmıyoruz? İnsan içine çıkarken gösterdiğimiz itinayı, Allah’ın huzuruna çıkarken neden göstermiyoruz? O günleri heyecanla beklediğimiz gibi ezanı neden heyecanla beklemiyoruz?

Ne yani insanlar kadar hatırı yok mu Rabbimizin, yoksa ahiret, dünya kadar önemli değil mi?

‘Tövbe’ dediğinizi duyar gibiyim. Ne kadar kondurmasak da bu ithamları kendimize; hal dilimiz maalesef ki bunlardan dahi daha acı şeyler söylüyor.

Aslında hiç böyle düşünmemiştik, bilmiyorduk. Çünkü gördüğümüzü uyguluyorduk. Gördüğümüz manzaralar da hiç iç açıcı değildi. Suç biraz da kötü örneklerle paylaşılıyordu…

Peki ne yapmalı? ‘Allah affetsin! Diyerek hatalara geri mi dönmeli; dünya telaşına kapılıp ahireti harap mı etmeli?

ASLA!

Önce niyet edelim Allah’ın rızasına ve kolları sıvayalım. İnşallah Rabbimiz de yardımcımız olsun.

…Abdestimizi alırken şapur şupur değil de; azalarımızı maddi ve manevi tüm kirlerden tamamen arındırarak almaya dikkat edelim ki; akıttığımız şey sadece su olmasın günahlarımız da o suyla yol bulsun. Niyetimiz öyle temiz öyle halis olsun ki; şeytan bize uğrayamasın. Abdeste öyle bir sarılalım ki; abdestsizlik bizden haya etsin. O bizi öyle temizlesin ki; hiçbir necaset bize pisliğini bulaştırmaya yeltenemesin. Öyle bir dostluk kuralım ki kendisiyle; onsuz asla olmasın.

Ee abdest önemli! İyi bir namaz için iyi bir abdest gerekir.

Sonra o güzel abdestimiz ile ezanı bekleyelim heyecanlı bir şekilde.. Ve müezzinin Allahu Ekber’i bizim ab-ı hayatımız olsun.

Her yere ayrı ayrı güzel kıyafetler hazırladığımız gibi, namaza da güzel giysilerimizi çok görmeyelim. Dışarıda başımıza taç ettiğimiz ipek tuvallerimiz, namazda yerini ahı gitmiş vahı kalmış tülbentlere bırakmasın, temiz ve güzel örtülerimiz tesettürümüzü tamamlasın.

Seccademiz en temizinden, en güzelinden olsun ki bizi miraca hakkıyla çıkarsın.

Bir de mis kokularımız var ki; melekleri bile hayran bıraksın

Öyle bir hazırlanalım ki namaza, düğüne hazırlanır gibi; öyle varalım ki seccadeye, Kabe’ye döner gibi…

Niyetimizi öyle bir ihlasla yapalım ki; geri çevirmekten haya etsin en yüce makam. Elimizin tersiyle itelim dünyayı geriye; can-u gönülden bir Allahu Ekber diyelim, Allah için dünya kelamına tövbe eden bir dille…

Tertil üzere konuşalım Rabbimizle, O’ndan gayrısı gelmesin aklımıza, dilimize, kalbizie. Hiç hatırımızdan gitmesin en büyük makamın kapısını çaldığımız, kalkmak istemesin seccadeden başımız. Selam vermeye kıyamasın sevdamız, huzurdan ayrılmaya varmasın ayaklarımız…Böylece yoğrulup dursun aşk mayamız…

Allah, kendine yönelenlerin yar ve yardımcısı olsun. Namazı önemsemeyenlere aşk olsun. Olsun ki secdeye varsınlar, o yüce aşk makamına…

 FATMA SELİN KASARCI

Gençler Yazıyor ~2~Where stories live. Discover now