SEVMEK SUÇ MU?

11 2 0
                                    

Bismillahirrahmanirrahim.

Gayrı meşru ilişkilerin, meşru acılarından bahsetmek istedim bu hafta.

Birçoğumuzun gündeminden düşmeyen bu sıkıntı hakkında bir iki laf gevelemek istedim nedense…

İnsanın hissiyat merkezi olan kalpte, genel olarak irademiz dışında pek çok his meydana gelir. Görünmez ama vücuda gelir. Hisler düşünce, düşünceler his olur. Ses olur, söz olur. Yazılır ve çizilir, söylenir dile gelir yahut kalpte saklanır.

Hissiyatın üretim yeridir kalp. Bu pek çok histen yalnızca sevmek hissinden bahsedelim…

Sonsuz bir histir sevmek. Fiil ve eylemdir. Oluş ve oldurma biçimidir. Evvelsiz ve ahirsizdir. Yaşam tarzı dahi olabilir. Herhangi bir mesele ne denli büyük olursa, idare ve idamesi de o denli büyük olur ve zaptı ve sevki zorlaşır. Sevmekte böyledir. İnsan bazen altından kalkamaz bu yükün. Bazen de altından kalkamayacağı işlere bile isteye talip olur. Sonrasını düşünmez, düşünmek istemez. Hazır zevk ve keyif, peşin bir ücrettir nefse. İş sonundaki ceza ve elem yüklü faturadan daha cazip gelir.

Peki şu soruyu soralım. Bir insanı sevmek suç mudur?

Elbet ki sevmek suç değildir.

Sevmek; yüce Allah’ın en önde gelen vasıflarından biridir ve var ettiği her şeyde mevcut olan var etme kanunudur. ‘Kün feyekûn’ kelimesinin sırrıdır sevmek. Sevmek üzerine bina eder ‘’OL’’ deyişlerini…

Her muhabbet sevmek ile hasıl olur. Alemlerin Rabb’i de, sevdiği için, sevgi ile var etti tüm mevcudatı. Sonsuz bir sevgi ve bu sonsuz sevginin kaynağını açıklamayı bırakın, özetlemeye bile cümlelerim yok ama…

Aynı membadan beslenen sevgi ırmaklarımızın, mahiyetince, rotasınca akmamasının neticesinde oluşan sorunları az biraz biliyor ve az biraz seziyorum. Hak olan sevmek işini, namahrem bir insana bazen mahremin olan bir insana bahşedersen, bunun neticesinde başına gelen ve gelecek olan her türlü sıkıntı müstahaktır.

Sevme listenin zirvesinde Allah yazmıyorsa ve altta kalması gerekenlere giden sevgi Allahtan yansımıyorsa, yani Allah için sevmiyorsan bunda büyük bir beis ve zafiyet vardır.

Senin fani insanlara sonsuz sevgini vermen, ancak ve ancak sevgini, sonsuz sevginin kaynağı olan Allah sevgisinden aks ettirmen ile mümkün olur.

Bu sevme gücü O’ndan gayrisine verilmek istenirse, sevilmek istenen bu sevgiye yetersiz kalır. Bu muhabbet yalnızca Allah için verilmiştir. Rabb’ini işte böyle sev. O’na sonsuz muhabbet besle. Bu sevgiye sadece O layıktır diye…

Ama biz ne yaptık? Dürüst olalım! Böyle mi davrandık?

Sahihliği konusunda emin olunamamış rivayetvari bir hadis var. O hadiste Allah’ın habibi, Habibullah olan Resulullah (asm) der ki; ‘’Ya Rabb’im! Kalbime engel olamıyorum. Aişe’yi çok seviyorum.’’ Bu hadisin aslı olabilir ya da olmayabilir ancak denilebilir ki, sevmek sünnettir. Hz. Hatice validemizin mübarek zevcesi peygamber efendimiz (asm) tarafından ne çok sevildiğini biliyoruz. Nitekim efendimizin, (asm) Hz. Hatice validemizin mübarek kabri şeriflerini görerek akıttığı gözyaşlarını biliyoruz. Bunlar hep sevginin eseri.

Sevmek sünnettir. Allah’ı sevmek ise farzdır. Her müslümana. Allah’ı sevmeyen Müslüman olur mu? Bu yolda sevgi ile yürünür. Sevgisiz adım atılmaz.

Gençler Yazıyor ~2~Where stories live. Discover now