Kur'ân-Siyer İlişkisi

17 2 0
                                    

Kur’ân-Siyer İlişkisi

Bismillâh..

Hamd Âlemlerin Rabbine,

Salat ve selam Efendimiz Aleyhisselatu vesselam’a, al ve ashabına, Salihlere, Şehidlere ve İslam davasının izzetli yolunu takip edenlerin üzerine olsun..

‘’Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.’’ (Ahzâb Suresi 21. Ayet)

Çoğulu siyer olan siret kelimesi, sözlükte “tavır ve hareket, hayat tarzı, tutulan yol, gidişat, tabiat,tedbir ve idare” anlamlarına gelir.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Musa’nın asasının mucize eseri yılana dönüşmesi hadisesi anlatılırken denilir ki:“(Allah) ‘Ey Musa! Şimdi onu (asanı) yere at’ dedi. Bunun üzerine onu yere attı; bir de ne görsün! O,hızla sıvışan bir yılan oluvermişti. ‘Onu tut’ dedi ve ‘korkma!’ Biz onu ilk haline / şekline döndüreceğiz.” Ayette geçen, “Biz onu ilk haline / şekline döndüreceğiz” cümlesinde siret, “hal, şekil, vaziyet” anlamlarında kullanılmıştır.

Bazı hadislerde ise ‘’Tavır ve hareket tarzı” manalarında kullanılan Siyer, Müslümanlar çok önemlidir.Nitekim bizim için Hz. Peygamber’in hayatı ve O’nun dünyasına ait her hatıranın çok mühim bir yeri vardır. Çünkü O (sas) en güzel örnek ve en doğru rehberdir. Rabbimiz onlarca ayette, Resûlullah’a itaatin gerekliliğine ve onun yaşamından dersler çıkarmamızı emretmiştir.

İslam aleminin viran olmuş bu halinden hiç kuşkusuz her Müslüman acı duyuyor ve ızdırap çekiyordur.Kur’an’a tekrar dönüş ama nasıl üzerinde en çok durulan konuların başında geliyor. Kimi yazan çizen ve toplumun belli kesimlerine hitap eden, kendilerini sadece Kur’an’cı diye tanıtıp çığır açma gayesi peşinde koştuğunu sananlar bilinçli ya da bilinçsiz olarak Resulullah(sas)’ı devre dışı bırakmaya çalışıyor. Yüce Kitabımızda Rabbimiz bizler için yol gösterici olarak Kitabı ve onu en güzel şekilde yaşamına ve ashabının yaşamına uyarlayan Resulullah’ı örnek gösteriyor.

Toplumumuzun İslam’dan uzaklaşmasının en önemli sebeplerinden biri Kur’an’dan ve Kur’an’ın ilk muhatabı olan Efendimiz(sas)’in yaşamından uzaklaşmasıdır. Şöyle ki Resulullah(sas), Kitabı insanlığa tebliğ ettiği gibi, onun nasıl yaşanacağını da öğretmiştir. Dolayısı ile o sadece tebliğ eden değil, hem tebyin eden, (açıklayan), hem tezkiye eden (arındıran), hem de ta’lim edendir (öğretendir). Bu yüzden Nebi(sas), Kur’an’ın okunmasından açıklanmasına, hayata nasıl taşınacağından hangi durumlarda neler yapılacağına dair her türlü açıklamayı yapmış ve bunları fiili olarakta göstermiştir.

Efendimiz(sas)’in vahyin gölgesinde geçen yirmi üç yıllık hayatının ayetlerle şekillendiği göz önünde tutulduğunda, inen her ayetin O’nun dünyasında nasıl karşılık bulduğu hatırlandığında, Kur’an-Siyer ilişkisi daha iyi anlaşılmış olur.

Nebi(sas) yürüyen Kur’an ve bizler için kurtuluşun ve yeniden dirilişin yegane reçetesidir. O(sas)nsuz bir yaşamın tıpkı cahiliyedeki sapkın yaşamdan öteye geçmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Evet, Siyer denilen bu muazzam hayatın sahibi olan Efendimiz’in değer ve kıymeti, ancak onun hayatı doğru bir şekilde öğrenildiği zaman kavranılacaktır.

Siyer normal/sıradan bir insanın yaşamı demek değildir. Siyer; Sosyal yaşamımızdaki ve hatta aile yaşamımızdaki karşımıza çıkabilecek her türlü durumda en iyi nasıl davranacağımızın örneklerinin yer aldığı, iki cihan Güneşimiz ve kurtuluşumuz pusulamız Sevgili Peygamberimizin hayatıdır. Bu bilinci aşılanmalı ve hiçbir zaman kaybetmemeliyiz.

Konuyu ciddi manada önemsemeli, kendimizi bu alanda geliştirmenin hesapları peşinde koşmalı, Müslüman bireyler olarak Peygamberimizin yaşamını mutlaka okumalı ve kendi dünyamıza Siyer’i en iyi şekilde aktarabilmenin gayesi, heyecanı içerisinde olmalıyız.

Vesselam..

Davamızın sonu Allaha hamd etmektir.

Mehmet Şirin ŞENKUL

Gençler Yazıyor ~2~Where stories live. Discover now