HAYÂ

21 1 0
                                    

Bismillahirrahmanirrahim.

Elhamdülillahi Rabbilalemin.

Vesselâtü vesselamu ala seyyidina
Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.

Selamünaleyküm kardeşlerim.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde;“Hayâ imandandır.” buyuruyor. Buhârî kaynaklarında mevcudiyetini muhafaza eden bu veciz kelâm, günümüz iffet dairesine, keşmekeş dünyanın hegomenyasına, moda hapishanelerinin göğsüne bir kılıç misali saplanmakta ve Yüce Allah’ın kendisine halife olarak vazifelendirip halkettiği insanoğlunu düşünceden düşünceye sevk etmektedir. Bu sevkiyat mukaddes bir sevkiyattır, zirâ şu zamanlarda bu tür İslâmî yaşantının mihenk taşı hüviyetini haiz kavramlar, olgular, değerler ne yazık ki cehalet bürülü insanlar tarafından pek de kıymete alınmamaktadır.

Maalesef insanlarımız, hanımlarımız erkeklerimiz modern hayatın, günümüz dünyasının globel şartlarını bahane ederek iffetli olmanın zorluğundan dem vurarak, tesettürü hayâyı hafife almakta, kendisini bu zehirli avuntularla şişirmektedir. Tüm suçu ise, şuursuz bir şekilde hayat haletine ve gayrişahsına bağlamaktadır.

Ey Mümin kardeşim! Sanma ki Hz. Yusuflar, Hz. Meryemler, Hz. Aişeler zamanlarının şartları, dönemlerinin yaşama şartları sayesinde afif ve afifelik gibi nadide makamları elde ettiler. Şu içinde yaşadığımız zaman, ahir zaman ne kadar zor ise, bu muhterem zâtların yaşadıkları dönemler de o kadar zor ve tehlikeli idi, zira en çetin sınavlara Allah Teâlâ’nın bu seçkin kulları tâbi olmuşlardı. İnsanoğlu nefs belâsı ile her zaman sınanmıştır, sınanmaktadır ve sınanacaktır. Bu gerçek, Kur’an-ı Kerîm’den, Allah Teâlâ’nın mübarek Elçilerinin dilinden bizlere haykırırken bizler neden hâla bu belaya mağlup olmaya devam eder, hem dünya hayatımızı hem de ahiret hayatımızı yakarız?

Uyanalım kardeşlerim! Allah azze ve celle bizlerden ne istiyor iyi idrak edelim. Bir dakika gözlerinizi kapatın ve sonsuzluk deyip düşünün. Bunu şuurlu bir vaziyette yapın ki üzerinize bir ürperti çöksün, hakikat deryası gözünüzün önüne gelsin. Vazife bilinci tekrar dirilsin ve bizden istenene, öze dönülsün..
İnsan! En şerefli mahlukat. Rabbimiz isteseydi bu müşerrefiyeti başka bir yaratılmışa ikram edebilirdi. Saddak..
İşte bize bu ayrıcalığı, bu şerefi yükleyen, bizi diğer yaratılmışlardan ayıran nimetimiz aklımız, hayâmız ve utanma duygumuzdur. Hal böyleyken neden bu konularda nefsimizin egemenliğine boyun eğer, mağlubiyeti yeğleriz?

Gelin Müslümanlar, bir tevbe-i nasuh ile huzura varalım.

Yüce Rabbimiz, çok bağışlayan, çokça merhamet edendir. O Yüceler Yücesi inşallah bizleri de felaha, selamete erenler kervanına dahil eder.

Tevfik Allah’tan, selametle

Hakan KOÇAK

Gençler Yazıyor ~2~Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang