KAYBOLDUK

11 2 0
                                    

Ezberledik herşeyi, ezberletildi hep…

Yaşamak, hissetmek hep uzak oldu bize. Ezberledik ve söyledik sadece.  “Elhamdülillah Müslümanım” denildi, duyduk, öğrendik, söyledik sadece. Söylerken kalbimizin titremesi gerekirken öylece akıp geçti iki dudağımız arasından. Gerekleri, getirdikleri hiç olmadı hayatımızda. “Namaz dinin direğidir” dediler biz yalnızca söylemekten ibaret zannettik. O kadar zayıf temeller üzerine kurduk ki inancımızı, temelimiz kadar zayıf olduk ancak o kadar olabildik. Harama aldanıp helâle sırtımızı döner olduk. Yaratılan olduğumuzu unutup beylik beylik konuşmaktan alamadık kendimizi. Kimi zaman din bilgini olduk vaazlar dinlettik etrafımıza. O kadar ağız ucuyla konuştuk, menfaatlerimize o kadar kaptırdık ki kendimiz bile inanmadık bu söylediklerimize. Umutlarımızı secdelerden Rabbimize uzatmak varken ağzı bozuk şarkılarda aradık. Kaderlerimizi, dertlerimizi ilmek ilmek gözyaşlarımızla Yaradan’a ulaştırmak varken isyan etmeyi seçtik. Bizi bizden daha çok seven şükür sebebimizi unutup yalan sevdalar da kaybettik kendimizi.

Cenneti arzulayıp cehennem ateşinde yanmak için elimizden ne geliyorsa onu yaptık. Okuyarak öğreniriz zannettik oysa okudukça unuttuk. O’nun oku emrini yanlış anlayıp, hep kendimize pay çıkardık. Yazdıkça yok olmayız sandık, kendimizi sildiğimizin farkına varamadık. Nefes aldıkça hiç ölmeyeceğiz sandık, üstümüze avuç avuç toprak attığımızı göremedik. Mezarımızı kazanında, toprağı atanın kendimiz olduğunu, en büyük cihadımızda kaybettiğimizi, nefsimize yenik düştüğümüzü fark edemedik. Tertemiz kalbimizi koruyamadık. Çocuk saflığında yönelemedik Rabbimize.. O’nu hatırlamamız gereken her vakitte aramıza dünyayı, dünyaları koyduk. Ağlarken, gülerken tüm içtenliğimizi tüm samimiyetimizi kaybettik. Tövbelerimiz sadece sözümüzde kaldı bir nefes bile öteye geçemedi. Alıkoyamadı bizi aldanışlarımızdan. Küçücük bedeninde kocaman yüreği olan ufak bir çocuk kadar olamadık. “Seviyoruz hemde çok seviyoruz biz Allah’ı” dedik ama ama yeterince sevemedik. Sevdiğimizi kaybederiz, O’nu  hiç göremeyiz, o muhteşem suyu içemeyiz diye korkmadık. Büyük büyük cümleler dağıttık tüm hayatımız boyunca… Oysa ufacık cümleler kurup tertemiz çeyizimizle kapatabilirdik gözlerimizi. Belki sadece susarak, sükûtla, sabırla, aşkla Allah’a bağlayabilirdik tüm umutlarımızı, tüm geleceğimizi… Sevdamız yalnızca O’na olabilirdi.Dünyaya bu kadar aşık olmamalıydık. Köksüz, dalsız bir ağaç gibi savrulup gitmemeliydik modernlik  safsatası adı altında bize dayatılanların karşısında. Gözümüzü açıp görmeli, kulaklarımızla duymalıydık. Secdemiz, şükrümüz, sabrımız, tevekkülümüz yalnız O’na olmalıydı. Avuçlarımızda ki duamız tertemiz, ah almadan kirlenmeden, kirletmeden sonsuzluğa ulaşmak olmalıydı ama yapamadık. O kadar kaybolduk, o kadar kaybettik ki…

Fadime Doğan

Gençler Yazıyor ~2~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin