28 ŞUBATTAN 15 TEMMUZ'A

23 2 0
                                    

Selam sana üniversite kapılarında her türlü baskı ve şiddete rağmen; onurunu, şahsiyetini, iffetini, örtüsünü ezdirmeyen 28 Mağduru ablam,
Selam sana ‘İslam İslam’ diye diye timsah göz yaşlarıyla müminleri kandırıp darbeye cür’et eden eşkıyanın paletlerine çomak sokan kardeşim,
Selam sana madde planında başarıyla gerçekleşen darbeye rağmen, ezanını susturmayan, kitabını ezdirmeyen, Alemlerin Biricik Nebi’sinin mirasını çiğnetmeyip, ashab misali “Anam babam sana Feda olsun Ya Rasulellah, varsın bizi hapse tıksınlar, varsın işkenceye maruz kalalım, varsın sevinçler başka bahara kalsın, ama senin mirasını kaybederse bu ümmet, asıl darbeyi o zaman yer..” diyerek manevi mirası bugünlere taşıyan Hür yürekli gençler,
Selam size kağnılarla cepheye mermi taşıyan nene hatunların, kamyonlarla meydana mücahid taşıyan torunları..
Nasıl ki Firavun’a yaptıklarının hesabını soracak, zulmüne çomak sokacak bir Musa geldiyse bu ümmete,
Küresel eşkıyaya da dur diyecek,paletin altına vücudunu siper edecek yiğitler de mazinin islam kokan bahçelerinden kopup gelecektir, geldi de…
Zalimler zulmüne, kafirler küfrüne devam etse de. Allah; nurunu tamamlayacaktır.
Ve bizler, Kaderin değişmez planı, mevcudiyetimizin sebebi olan bu ‘Hak ve Batıl Mücahedesi’nde,
İslamın bize değil, bizim İslama ihtiyacımız olduğunu şuurundan bir an olsun uzaklaşırsak,
Madde planında engellenen darbe, kalplerimize inmiş demektir.
Ey Müslüman! Şimdi şükretmek ve yapılan hatalara istiğfar etme vaktidir.

15 Temmuz günü ve ardında, Allahın yardımı olmasaydı eğer; Allah o imanı, o aşkı kalbine ilhak etmeseydi; bırak tankın altına yatmayı,
Seni yatağından çıkaran cesareti, cümle alem gelse veremezdi.
Bunu düşün,tefekkür et..
Eğer bir musibet peydah olduysa, bunun; işlediğin günahlara kefaret olarak geldiğinin bilincine var ve bırak kardeşim, işlediğin cürümleri terk et ve durma, İSTİĞFAR et.

DÜŞÜN
28 Şubattan bu yana; Mücahidliğin içinin boşaltılara nasıl müteahhitliğe dönüştüğünü düşün.
Faiz endişesiyle bankanın önünden geçmeye hayâ eden müslümanların imamlarının, nasıl düşük faizli kredilerle ev sahibi olmaya çalıştığını düşün.
Üniversite kapılarından her türlü engellemelere rağmen iffeti, namusu, hayâsı, örtüsü olmadan adım atmaya ‘Allaha İsyan’ gözüyle bakan bacıların,
Üniversitede ‘üstte ceket, altta kot pantolonlarla, renk cümbüşü elbiselerle, eşarplarla nasıl ‘Giyinmiş çıplaklara’ dönüştüklerini, iffeti, namusu, şerefi, örtüyü nasıl yerle yeksan ettiklerini düşün.
Hiç bir menfaat düşüncesi olmadan, sabahtan akşama kadar, mesai derdi olmadan, belki de günlerce evini ailesini görmeden ‘Dini Mübini İslam’ için koşuşturan mücahidlerin,
bir üst makama, koltuğa sahip olmak için, bir o kareden bir başka kareye poz veren, sempatik hareketlerle üstlerine şirin gözüküp 1. Adam olabilmek için nasıl menfaatperestlere dönüştüklerini düşün.
Televizyona erkek biri çıktığında,üstünü başını toplayıp başındaki örtüyü düzelten annelerin,
Evde ailecek fuhuş kokan dizileri, yarışmaları nasıl izlediklerini düşün.
Gençliğinde İslami cemiyetlerde bulunup, mangalda kül bırakmayan; fakat yaş ilerleyip devlet kademelerinde görev alınca ‘Bizde geçtik bu yollardan, gençlik heyecanıyla olur böyle şeyler’ diyerek, sanki cihadın ve tebliğin yeri zamanı ve mekanı varmış gibi ‘Emri bil maruf nehyi anil munkeri’ sudan sebeplerle nasıl içinin boşaltıldığını düşün.
Düşün ve istiğfar et.

HÜLASA
Bu zaferi sana ihsan etmekte güçlük çekmeyen Rabbinin, eğer yaşanılanlardan ibret alınıp ders çıkarılmazsa,
Bu muharebede şehit olan yiğitler, demokrasi gibi dinde ve islamda yeri ve hükmü olmayan tağutlara mal edilmeye devam edilirse, Darbeler bizi Allah’a değil de demokrasiye yakınlaştırıyorsa,
Elde edilen ganimetlerin sarhoşluğu bizi bizden alıp götürür,yeni darbelerin yaşanması kaçınılmaz olur.

Bilal Furkan

Gençler Yazıyor ~2~जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें