Emperyalizmin Süper Güçleri YOK!

7 0 0
                                    

Emperyalizm kelimesi ile birlikte aklımıza gelen ilk tanımlayıcı bikinçaltı bir refleksle “süper güçler” oluyor. Bu asıl olarak bilinçaltımıza doldurulan imgelemelerin bilinç üstümüze verdiği otomatize sinyallerden daha öte birşey değil. Zannedilenin aksine emperyalizmin elinde süper güçler, sihirli karışımlar falan yok. Tarih boyunca tek bir temel silaha dayanarak, muhatabının cehâlet ve ferâsetsizliğinden prim sağlayan basit bir sömürgecilik mantığıyla karşı karşıyayız.

100 yıl öteden gelen bir hikâye; Ruanda, Doğu Afrika’da yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile bilinen bir ülke. 1. Dünya Savaşı sonrasında Belçika sömürgesi haline gelen kara derili insanların ülkesi. Ülkenin insanları istisnasız kara derili olmasına rağmen sömürücü için bu insanları yönetmekte elleri, kolları olacak bir seçkinci kitle oluşturmak elzem oluyor. Akıl ve mantıkla izah edilemeyecek bir yöntemle uzun boylu, ten rengi daha açık, burnu daha sivri, fiziği daha zarif gibi kriterlerle bir Tutsi seçkinci kitlesi oluşturuluyor. Diğer kara derili insanlara Hutu deniyor. %9 luk seçkinci bir Tutsi yönetimi altında %90 lık bir Hutu köle nüfusu birlikte sömürgecileri Belçika’nın âli menfaatlerine uzun bir dönem hizmet ediyorlar. Yıl 1950 lere geldiğinde sömürücü ani bir karar değişikliği ile yönetimi Hutu köle çoğunluğuna veriyor. Bu tarihe kadar hayatın her alanında ezilmiş, dışlanmış, köle sınıfında muamele görmüş olan Hutular için intikam zamanı gelmiştir. Ülkede Tutsi düşmanlığı dönem dönem yükselmiş ve 1994 yılına kadar 30 bine yakın can kaybı yaşanmıştır. 1994 yılı Nisan ayında ülkenin Hutu asıllı Başkanının uçağı (hala kesin olarak bilinmeyen birileri tarafından) düşürülmüş ve fitil ateşlenmiştir. Temmuz 1994 ayına kadar 800 bin ile 1 milyon arasında bir Tutsi nüfusu BM, ABD, Belçika ve Fransa gözetiminde! vahşice katledilmiştir.

Bu yakın tarih hikayesi defalarca ve kitaplarca yazmaya konu olabilecek emperyalizmin sebep olduğu bir insanlık trajedisi olarak tarihe Kara Nisan olarak geçmiştir. Sözün sonunu girişe bağlayacak olursak; Emperyalizmin elinde süper güçler falan yok! Seçkinci bir sınıf oluştur, bu seçkinciler üzerinden köle sınıfını yönet, işin bittiğinde birbirine süşür ve sessizce aradan çekil. Hikâye tanıdık geldi mi? Bu tiyatral hikaye emperyalizm tarihi boyunca bu şekilde oynanmış ve hala oynanmaya devam edilmektedir. Ülkemizde ve çevremizde yaşanan olaylara bu hikayeye dayanarak tekrar göz gezdirsek?.. Kalplere inşirah, gözlere aydınlık, zihinlere berraklık dileklerimle…

Yobaz MÜHENDİS

Gençler Yazıyor ~2~Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora