Ahir Zaman Seyyâhlarına...

7 1 0
                                    

Esselamünaleyküm ve rahmetullah.

Öncelikle bu yazdığım satırlar en başta benim sonra sizin istifade etmeniz icin. Zira insanlara dini anlatıp kendimi bundan Mustağnî tutmaktan Allah’a sığınırım.

Dünya hayatını bir yolculuk olarak değerlendiriyor Ebû zer. Diyor ki:“Dünya hayatı yolculukların en uzunudur. Hazırlığınızı ona göre yapın.”  Ona“peki neler hazırlamalıyızdiye sorduklarında verdiği cevap şu olur; kabirleriniziden kalkıp da mahşer yerine varıncaya kadar yürüyeceğiniz uzun yol için sıcak günlerde oruç tutun.” 

Seyyah olmanın, dünyada bir seyyah gibi yaşamanın elbette bir bedeli olacak. Sezai Karakoç’un deyimiyle kul ruhunu kızgın çile fırınında bal mumu gibi eritip sonra onu çelikleştirecek. Sonucun sahih olması için ana malzeme çile.

Bizler ahir Zaman’da İslama tutunmaya çalışan gençler olarak Allah için çile çekip çekmediğimizi sorgulayalım. Sahi Allah için şu zamana kadar neler yaptık yahut neler yapmadık? Herkes günah ağında çırpınırken bizler o sıra da tv izlemekle mi meşguldük yoksa? Bu ümmet gençlerin omuzunda yükselecek ve bizler de bu yükün altındayız. Kendimize hedef belirlememiz gerekiyor. Gününü gün eden zavallılar gibi yaşayamayız. Mümin genç prensip sahibidir ve prensiplerinden asla taviz vermez. Hududullah koruyucusudur. Ne insanların sözleri ne önüne çıkan engeller onu durduramaz. Onun azığı takvadır ve mümin kardeşini doyurmak için cebindeki son kuruşunu verir de azıkların en hayırlısı olan takvasından soyutlanmaz.

Bizler bugün taviz vermekten kaynaklanan bir yumuşaklığın bir boş vermişliğin içerisindeyiz. Tıpkı Ali (رضيا الله عنه)belirttiği gibi.. “Önce elle cihadı sonra dil ile yapılan cihadı sonra da kalp ile yapılan cihadı terk edeceksiniz. Kalp iyiliği tanımayıp kötülüğü reddetmeyince tersine çevrilecek üst alta gelecek ve dökülüp gidecektir.”(ihyau ulumiddin 3/11)

Taviz verdikçe kalpler benzeşecek ve şerlerin belki de en kötüsü meydana gelecek hak ile batılı birbirinden ayırt edemeyeceğiz. Allah “insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak için…” buyuruyor.(İbrahim/1) yani karanlıklar şerler tüm kötülükler sayısızdır. Ancak ayette geçtiği gibi Nur-aydınlık tektir. Ve bizler bugün karanlık ve aydınlığı ayırt edemiyoruz. Bunun en has sebebi günahlara tepkisiz kalmamız yahut tepkisiz kaldığımızdan günah işlememizdir. Bizler ve bu satırı okuyan sen sadece bir seyyahsın. Allah hepimizi hayırla mukafatlandırsın ve bizi seyyah olma bilincine taşısın.

Hz. Osman şöyle diyor;” Allah size kendisiyle ahireti aramanız için dünyayı verdi. Ona bağlanıp kalmanız için vermedi. Dünya fanidir ve ahirette ebedidir. Fani olan sizi şımartmasın ve baki olanla meşgul olmaktan sizi alıkoymasın. Dünya son bulacaktır ve dönüş Allah’adır.”

Dünyada bir yolcu ve binekli gibi yaşayan seyyâhlara selam olsun!

Elif YETİM

Gençler Yazıyor ~2~Where stories live. Discover now