İslam'da Kadın

22 1 0
                                    

 Bir soru soracağız ki cevabı en emin yerde aranacak.  

Öyle bir sual ki yanıtı ‘’Kadın’’ olacak.

Göreceğiz, Kadın İslam’da anlam  bulacak.

‘’ Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.’’(1)

Kadını anlamamız gerekir. Onu anlamak; değer  vermek ve sevmek demektir..Bütün bunlar, İslam’ı kavramakla beraber gelecektir. İnanıyorum ki ön yargılarımızdan arındığımızda İslam’ı kavramak, kadını anlamak olacaktır.

Bu şekilde bakarsak ilk olarak Ahzab suresinin 35. Ayetini  göreceğiz. Müslüman erkek ve Müslüman kadınların sorumluluklarına ayrı ayrı yer verilen bu ayet,  iki noktada dikkat çekicidir. 1.İbadet, iyilik ve erdem sahibi olmak, bunlar sayesinde kulluk imtihanını kazanmak, yüksek mânevî dereceler ve ödüller elde etmek, hâsılı kâmil insan olmak bakımından kadınla erkek arasında fark yoktur; her iki cins kemal için fırsat eşitliğine sahiptirler. 2.Allah’ın ve resulünün rızâsına ermek, âhirette eşi benzeri görülmemiş nimetler elde etmek için Peygamber eşi veya Ehl-i beyt olmak şart değildir. Onların özel bir yerleri bulunmakla beraber bütün müminlerin önünde ilâhî lutuf ve nimet kapıları açıktır; yeter ki insanlar, 35. âyette sıralanan iman, ibadet ve ahlâk kemaline sahip olmak için gayret etsinler.(2)

Burada dikkatinizi birinci madde yer verilen  ”Her iki cins kemal için fırsat eşitliğine sahiptirler” ibaresine çekmek istiyor, 1400 yıl öncesinden bahsettiğimizi hatırlatmakta fayda görüyorum. 1400 yıl öncesi, devir Cahiliye Devri!

Bu dönemde , orta ve aşağı tabakadaki kadının hiçbir önemi yoktur. Özellikle aşağı tabakadaki kadının kocasının yanındaki değeri onun mülkiyetinde olan malların değerinden fazla değildir. Bunun yanında kadınlar herhangi bir sebepten boşandıklarında, onlara eziyet olsun diye başka bir erkekle evlenilmesine  engel olunur, fakat erkeğe sınırsız sayıda kadınla evlenme hakkı tanınırdı. Hatta bu dönemde Arapların nikah hususunda yaptıkları çirkin şeylerden biri de üvey anneleriyle evlenmeleri idi. Bir Arap karısını boşar veyahut ölür ise , bu adamın büyük oğlu bu kadınla evlenmek istediği zaman elbisesini o kadının üzerine atar ve mehir vermeden o kadınla evlenebilirdi. (3)

İslam bunları yasaklıyor ve;

Bakara Suresi

(Dönüş yapılabilecek) boşama iki defadır. Sonrası, ya iyilikle geçinmek, ya da güzellikle bırakmaktır. (Evlilikte) tarafların Allah’ın belirlediği ölçüleri koruyamama endişeleri dışında kadınlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şeyi geri almanız sizin için helal olmaz. Eğer onlar Allah’ın belirlediği ölçüleri gözetmeyecekler diye endişe ederseniz, o zaman kadının (boşanmak için) bedel vermesinde ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır. Sakın bunları aşmayın. Allah’ın koyduğu sınırları kim aşarsa onlar zalimlerin ta kendileridir.(4)

Devam ediyor Bakara suresinin 231. Ve 232. ayetleri , o boşandıkları halde kadınlara eziyet edenler için;

”Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın. Bunu kim yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için indirdiği Kitab’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Gençler Yazıyor ~2~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin