VAKTİNİ NASIL HARCIYORSUN?

18 1 0
                                    

BismillahirRahmanirRahim...

Rabbim sonsuz rahmet ve bereketi üzerinize olsun.Sonsuz Salat ve selam Fahri Kainat'ın üzerine olsun.

"Yazdıklarım nefse ağır gelen bir konudur kardeşlerim.Nefsine yenik düşüp bazı kardeşlerimin canını sıkabilir.Zamanında benimde canımı sıktığı ve bin pişman ettiği gibi...(Nefs=Şeytan ->bence..İkiside çok çok tehlikeli)"

"Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır." (Buhârî, Rikak 28)

Vaktimizi nasıl harcıyoruz?

-Bol bol uyuyarak?

-Bol bol gezerek?

-İhtiyacın olmadığı halde bol bol alışveriş yaparak?

-Dedikodu'yla mı geçiriyorsun yoksa?

-Yadaa ful bilgisayar başında oyun oynayarak mı?

-Tamam tamam buldum!Günün bir çoğunu birbirinden farklı tüm Sosyal medya hesaplarında haram olan fotoğraf ve video paylaşarak mi?

Peki kardeşlerim asıl can alıcı soruya geçiyorum..Zamanımızın ne kadarını dinimize uygun yasamaya çalışıyoruz?Ne kadar İslam'ca yaşamaya çalışıyoruz?

Araştırmalarım sonucu sizlere Peygamber Efendimizin bir gününü nasıl geçirdiğinden bahsetmek istiyorum.

""""""

Peygamber Efendimiz (S.A.V) güne sabah namazı ile başlardı.

Sabaha doğru müezzin, Resûlullah'ın (S.A.V) evine iki defa uğrardı. Birincisinde namaz vaktinin girdiğini haber verir, o zaman Efendimiz tekrar kalkıp sabah namazının iki rekat sünnetini kılar, sağ tarafına uzanıp dinlenirdi. Müezzinin ikinci gelişinde mescide çıkıp kendisini bekleyen ashâbına sabah namazını kıldırırdı. (Buhârî, Teheccüd 23)

Cihana bedel gözlerindeki uykuyu eliyle silerek doğrulur ve "Bizi öldükten sonra dirilten Allah'a hamd olsun. Yeniden diriltip huzurunda toplayacak da O'dur." diye dua ederdi.

Namazdan tesbihatını ve o vakte ait mutad evradını yapar, sonra yüzünü ashabına dönerek bağdaş kurar ve ashabıyla sohbet ederdi. Bu sohbetler sırasında gündelik konulardan, tarihi hatıralara, rüya tabirlerinden, imana hizmet konularına, sorulara cevap vermekten, sıkıntısı olanların sıkıntısını gidermeye varıncaya kadar beşeriyetin gereği olan birçok mesele konuşuluyordu.

Dipnot: Efendimiz namazdan sonra "Müjdeleyici (rüya) gören var mı?" diye sorar ashap da gördükleri rüyaları anlatırlardı. Bu konuyu ve gördüğü rüyayı Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle anlatıyor:

"Hz. Peygamber'in sağlığında ashaptan birisi bir rüya görünce, onu Hz. Peygamber'e anlatırdı. Ben de bir rüya görmeyi ve Allah Resulüne anlatmayı çok arzu ederdim. O sırada gencecik bir delikanlıydım ve mescitte uyurdum. Bir gün, şöyle bir rüya gördüm:

İki melek beni yakalayarak cehenneme götürdüler. Cehennem, kuyu duvarı gibi taşla örülmüş olarak görünüyordu. İki boynuz gibi iki yanı vardı. Burada, kendilerini yakından tanıdığım kimseler de vardı. O anda "Cehennem'den Allah'a sığınırım!" demeye başladım. Bu sırada yanımıza başka bir melek gelerek bana, "Korkma, sen buraya atılmayacaksın. Senin için tasa ve endişe yoktur." dedi."

Abdullah (r.a.) şöyle devam ediyor:

"Bu rüyamı Hz. Peygamber'in hanımı olan ablam Hafsa'ya anlattım. O da Efendimiz'e anlatınca şöyle buyurmuş:

Gençler Yazıyor ~2~Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang