Bölüm ☘47☘ Birlikte Vâr Olduk...

51.7K 2.2K 570
                                    

/47/BİRLİKTE VAR OLDUK/

Bölüm parçası İntizar / Ardına Bakmadan

14 EKİM 🍂🍂

' Tanıyamıyorum artık kendimi anne... Ben önceden böyle bencil biri değildim... Şimdi de olmak istemiyorum ama kalbim ayaklarıma kapanmış; ' Sus, ona bir şey söyleme. Biraz daha gizle.' diye yalvarıyor. Önceden ablam için susuyordum ama şimdi kalbim için de susuyorum anne. Birkaç gün, birkaç hafta belki birkaç yıl... Onunla olmak istiyorum anne. Yüzüme her gülümsediğinde vicdanım ruhumu zincirlerle dövüyor ama çığlığını Erkam'ı kaybetmemek için bedenime gömüyor. Mutluluğum acının kucağında sessiz sedasız bekliyor. Belki de her şeyden vazgeçip, bu ihanete bir son vermem gerek ama yapamıyorum. Çünkü kaybedeceğim anne. Ben onu kaybetmek, nefretine sahip olmak istemiyorum. Bu gün eninde sonunda gelecek bunu biliyorum. Benden nefret edecek. Yüzüme iğrenerek bakacak, beni görmek istemeyecek... Ben bunları hayal ederken tükeniyorum anne ve o bir bakışıyla beni ayağa kaldırıyor. Hak etmiyor bu yalanın, ihanetin içinde yaşamayı ve ben en kötüsünü hak ediyor olduğumu bilsem bile susuyorum. Bir süre daha susacağım. Bencilliğimin beni yiyip bitirmesine kalbim için göz yumacağım... Böyle biri olduğum için affet beni anne... O affetmez biliyorum ama seviyorum işte anne...'

" Alsana şunlardan..."

Kurabiye kutusunu önüne iten kocasının gözleri gözlerine denk geldiğinde ağlamamak için başka şeyler düşünmeye çalıştı Esila. Erkam, şu an olduğu gibi kendisine soğuk baktığında vicdanı yakasına yapışıyor, 'Sonun bundan daha kötü.' diyerek umutlarını hırpalıyordu. O gülümsediğinde tutanacağı dalların sayısı çoğalıyordu fakat somurttuğunda dalları bir bir kırılıyor, kalbine saplanıyordu. Hep gülse olmaz mıydı? Bir insanın sürekli olarak gülmesinin mümkün olmadığını Esila da biliyordu ancak gülümsemesini solduranın kendisi olması varlığına lanetler okuması için yeterliydi.

" Canım istemiyor."

" Al hadi."

Kutudaki kurabiyelerin hepsini yiyebilecek derecede açtı ama Erkam'ın gözleri gibi sesindeki soğukluk yüzünden aç kalmayı seçti. O böyle bakarken yediği boğazında düğümlenirdi.

" Aç değilim Erkam. Zaten kahvaltı etmeye gitmeyecek miyiz?"

" Gideceğiz ama yol bir saat filan sürüyor. Araba tutar diye yemeni istiyorum."

" Tutmaz. Dayanırım ben."

" İyi. Sen bilirsin."

Erkam'ın omuz silkerek cevap vermesine bozulsada yüz ifadesini sabit tutmaya çalışan Esila, bu tavrının sebebini bilen ve ona söylenen kalbine susmasını söyledi. Dün gece anlattığı komşu oğlu mevzusu yüzünden böyle yaptığına emindi. O an için kıskançlığı hoşuna gitmişti bunu inkar etmiyordu fakat şimdi ki hâli yüzünden pişman olmuştu.

" Havin'i seviyor muydun?"

Kadınının bir anda sorduğu soruyla kaskatı kesilen Erkam, birkaç saniyelik süreyi doğru algılayıp algılamadığına ayırdıktan sonra dudaklarının arasındaki kurabiyeyi kutuya geri koydu. Ölen karısından bahsetmesi daha önce kendisine hiç sormadığı soruyu sormasına neden oldu fakat farklı bir şekilde.

" Öyle bakma. Daha önce evlendiğini biliyordum Erkam. Farkındaysan sıradan biri değilsin sen."

Boğazındaki düğüm ile birlikte aklındaki soruları özgür bırakmayı başarabilen adam " Bu nereden çıktı şimdi?" diye sordu. Durduk yere sormasına anlam vermeye çalışsa da olmadı. O sebebini söylemeden de anlamayacak ve cevap vermeyecekti.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin