Bölüm 🍀98🍀Bu Gerçekten İlk

33.4K 1.9K 298
                                    


Bölüm Parçası : Özdemir - Sözün Bittiği Yer ( Bölüm ile birlikte dinlemenizi çok isterim)

/98/ BU GERÇEKTEN İLK/

12 ŞUBAT 🍂🍂🍂

' Ne sağım ne de solum boş değil artık anne... Benim başımı yaslayacağım iki huzur veren gövde, iki sağlam omuz var. Kaybetmekten hâlen daha korkuyorum fakat kaybolmaktan korkmuyorum. Hayattan korkmuyorum, annem. Varlıkları hem arkamda hem de yanımda. Sırtım artık sevginin yokluğuyla oluşan boşluğa  yaslı değil. Başımı koyduğum yastık öncesinin acılarını altına saklayıp, kumaşında kaybetmekten korktuğum gibi uğurlarında  canımı verecek kadar çok sevdiğim iki adamın güvenini taşıyor. Geride kalan hüzünlerimin, acılarımın ve mutluluklarımın ruhumda bıraktığı izler zaman zaman yoklasa  da yüreğimi yıkılmıyorum. En sonunda  tuttum içimdeki küçük kız çocuğunun elini, artık ne onu ne de kendimi kandırmıyorum. O mutlu, ben huzurluyum anne. '

Çam ağaçlarının arasında 'ben buradayım' dercesine kendini belli eden iç içe geçmiş  turuncu ve bordo renkli yaprakların çoğunlukta olduğu armut ağacına gözlerini diken Esila, ortamda dönen konuya inat armut ağacını çam ağaçlarının arasına kimin diktiğini düşünüyordu. Kar tanelerini tutan yapraklar beyaz ve alev renginin birleşimindeki güzelliği gözler önüne seriyor, dikkatini vermesini sağlayarak ela gözlerinde biriken yaşların düşmesine engel oluyordu. O armut ağacının orada bulunma amacını sorgulamak içindeki küçük kız çocuğuna saçma geliyordu ancak bir süre sonra tüm dikkatini ona verme nedenini anlamıştı. Pencereye dönük olan yüzünü arkasındaki koltuklarda oturan ailesinden saklamak içindi çabası. Hepsi Erkam'ı ve babasını düşündüğünü sanırken Esila, ısrarla onları düşünmemeye çalışıyordu. Çünkü düşünürse birlikte hareket ettiklerini öğrendiği andaki gibi kalbi göğüs kafesini dövecek, titreyen göz bebekleri mutluluğunun somutluğunu göz yaşlarıyla gösterecekti. Dokunsalar ağlayacak durumdaydı. Ve biliyordu ki asıl hislerine değil de onlara olan kırgınlığından ağlıyor sanacaklardı. Bu olmasın diye dönmüştü onlara sırtını.

" Ne kadar bakarsan bak armut ağacı yürümeyecek ya da seninle konuşmayacak Esila."

Çok az bir kısmı açık olan perdenin ucundan tutarak bahçeyi görebileceği şekilde kenara çekerken konuşan Yiğit, yüzündeki gülümsemeyi büyüterek devam edeceği sırada  annesinin "Cips yedin az önce ve ellerini yıkamadın. Rica ediyorum  perdelerden uzak dur, oğlum." demesiyle perdeden bir adım uzaklaştı.  Kurduğu cümleye iyi kötü bir tepki vermesini beklediği Esila'nın yüzünde mimik oynamadığını görünce işaret parmağının ucuyla sol omuzunu hafifçe dürttü. Fakat umduğu tepkiyi yine alamadı.

" Sessizliğinden kendime de pay biçmek üzereyim. Trip listene beni ekleme lütfen. Çünkü bilmeyen bir tek benim. "

"Bilseydin dayanamaz söylerdin."

Esila'ya biraz daha yaklaştıktan sonra sol omuzunun üzerinden ablasına kaşlarını çatarak bakan Yiğit " Ablamı duydun değil mi?" diye sorarak yüzünü yeniden Esila'ya çevirdi. Şu an ikiside aynı konuya farklı açılardan bakıyorlardı. Erkam'ın ve amcasının yaptığı sürprizin kendisinden saklanmış olmasına bozulduğunu her an dile getiriyordu ve Esila'nın da buna kendisi gibi tepki göstermesini istiyordu. Bu konuda yalnız olmak istemediği için üstelerken kuzeninin hangi açıdan bakıyor olduğunu düşünmemişti. Ta ki yüzünü görebilmek için bedenini öne doğru eğdiğinde mavi gözlerine dokunan ela gözlerin titrediğini görene kadar.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin