Bölüm 🍀74🍀 Gitti Canım

65.2K 4.1K 671
                                    

Bölüm parçası: SASA - Kırmızı Gül Demet Demet

/74/GİTTİ CANIM/

22 ARALIK 🍂🍂

' Annem... Ben yanına varana kadar
bebeğimi kucağına alır mısın? Bırakma üşüsün... Ağlamasın... Gelecek annen de. Koymayacak seni bir başına de. Koynunda sakla bebeğimi anne... Birde göğsünde bana da yer ayırır mısın? Başımı koyacak bir yerim yok artık burada. Sığınacak, güvenecek  kimsem yok. İçim yanıyor ama gözlerimden tek damla dökülmedi daha. Sana sakladım gamımı kederimi. Paylaşacak kimsem yok artık. Olur da ruhum varırsa yanına yalnız koyma beni oralarda... Başım koy göğsüne, ister toprak atsınlar üstüme ister geceyi örtsünler... Sen bebeğimle beni  sararsın  değil mi annem? Güzel kokulu göğsün ev olur ikimize...'

Gözleri geceye takılı kaldı kadının ancak karanlıkta gördüğü tek suret annesine aitti. Saatler önce ağlayan, bebeğini bedeninden koparmasınlar diye yalvaran, doktorunun ellerini canından olmak üzereymiş gibi yakararak sıkı sıkıya tutan kendisi değilmiş gibi dışarıya bakıyordu. Yanına uğrayan, teselli amaçlı cümleler sarfeden ya da bedenine dokunan kimseye dönüp bakmadı Esila.

Kucağında bir bebekle yüzüne gülümseyerek bakan annesi var iken gözü diğerlerini istese de görmezdi ki...

Yanıyordu gözleri ama kapatmaya korkuyordu genç kadın... Yeşil kundağa sarılı bebeği kaybolur diye korkuyor, düşüncesi bile içinden bir parça alıp sessiz ağıtlarına katıyordu. Dokunmasa bile yumuşacık olduğunu düşündüğü annesinin saçları bebeğinin başına düşünce titredi kirpikleri. O bilmiyordu annesinin kokusunu ama bebeği bilecekti. Öyle hayal ediyordu Esila... Doğurmak, kucağına alıp kokusunu ciğerlerine kavuşturmak nasip olmamıştı ama Esila bebeğini hayal etmeden duramadı. Yetmedi onu alıp annesinin kucağına verdi. Bir nevi kendince emanet etti.
Bu yüzdendi ağlamayışı... Annesi, o yanına varana dek bakardı bebeğine...

Gözleri kapanacak gibi olduğunda başını olumsuz anlamda sallamasıyla bir şeye ihtiyacı olduğunu düşünen Hatice Hanım oturduğu sandalyeden hızla kalkarak üzerine doğru eğildi ancak karşılaştığı manzara yine aynıydı. Esila birkaç saattir olduğu gibi pencereden dışarıya bakmaya devam ediyordu. Karnının üzerinde ağır ağır gezdirdiği sağ elinin yanına sol elini eklendiğinde Hatice Hanımın yaşlarına yenileri eklendi. O durmadan Esila'nın saçlarını okşarken, Esila  karnını okşuyordu. Kuruyan dudaklarını dişlerinin arasına almak ve karnına dokunmak  dışında vücudunu hareket ettirmiyor, tek bir kelime dökülmüyordu dilinden.  Bu hâli Hatice Hanım gibi sırtını duvara yaslamış, yaşlı gözlerini bir an olsun Esila'nın üzerinden çekmeyen Berfu'nun da dikkatinden kaçmamıştı. İkisi de bir kelime eder de duymazlar diye gözlerini yüzünden ayırmıyordu. Ama bekleyişleri son bulmayacak gibiydi. Genç kadın konuşmamaya yemin etmişti sanki.

Kapının açılmasıyla bakışlarını kısa bir anlığına Esila'nın yüzünden ayıran Berfu, gelenin ağabeyi olduğunu görünce göğsünde tarifi mümkün olmayan bir acı hissetti. Söylediklerini hazmetmeye çalıştığı Mert'in, Esila'nın adını haykırması ile yere yığılan bedeni kucaklaması bir olmuştu. Sonrasında yaşananlar ise duyduklarını unutturmuştu ona. Ta ki Esila'nın bebeğini kaybettiğini öğrenene kadar. O an Esila'nın konuştuklarını duyduğu ve bebeğini bu gerçeğin ağırlığına dayanamadığı için kaybettiğini düşünmüş, Mert'e karşılık veren dilini koparmak istemişti. Bu yaşananları anlattığı Hatice Hanım ise daha bir korkar olmuştu çünkü üst üste yaşadığı iki acı olaya rağmen fazlasıyla sessizdi genç kadın.

Ağabeyinin içeriye bir iki adım atmasıyla başını önüne eğerek odadan çıkan Berfu'nun hemen ardından Erkam'ın geldiğini gören Hatice Hanımda yerinden kalkıp, zar zor bulduğu takati ile odadan çıktı. Kapının üzerlerine kapatılmasıyla Erkam'ın sol gözünden bir damla düşerken, Esila kapının kapanma sesiyle irkilsede çabucak toparlanıp, sesin bebeğini rahatsız edeceğini düşünerek fısıltıyla 'Şişş' dedi. Ama ne zaman ki onun kokusunu duyumsadı annesi kucağında bebeğiyle birlikte bir an da kayboldu.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin