Bölüm 🍀108🍀 Umudunu Yeşerten Varlığı ile Büyüten Kadın /Part1/

2.6K 227 21
                                    

Bölüm parçası: Deyrul Zafaran ( Oğuz Yerli - Enstrumantal) 

/108/ UMUDUNU YEŞERTEN, VARLIĞI İLE BÜYÜTEN KADIN / PART 1/

6 MAYIS 🍂🍂

Gecenin bir yarısı kolları arasında uyuyan şiirini bırakmak zorunda kalmıştı şair. Çünkü annesinin akşam söyledikleri yüzünden gözüne uyku girmemişti. Sürekli olarak tepkisini ölçmek için baktığı karısı tek bir kelime etmemiş, misafirlerin dağılmasıyla annesi ve yengesinin yatağını hazırlarken de doğru düzgün konuşmamıştı kendisiyle. Yatağa girdiklerinde annesinin dediklerini takıp kendisine iyi kötü bir şey söylemesini beklemişti ancak Esila, kolları arasına girip, yüzünü boyun girintisine yasladığı gibi birkaç dakika içinde uyumuştu. Yüzünde annesinin açtığı konudan dolayı rahatsızlığını belirten bir ifade de yoktu. Yalnızca fazlasıyla halsiz görünüyordu. Omuzları hafifçe çökmüş, gözleri 'ne zaman uyuyacağız?' der gibi gezinmişti etrafta. Ama yatak hazırlamasına yardım etmek istediğinde de izin vermemişti. Şimdi ise mutfaktaki masada oturan annesine suratı asık bir şekilde ilerliyordu.

Akşam doğru düzgün bir şey yemediğini söyleyerek Meryem'in uyumasına izin vermeyen yaşlı kadın, gelinini kendisi ile birlikte mutfağa gitmek zorunda bırakmıştı. Koridordan gelen sesler yüzündendi Erkam'ın bir türlü yer edinemediği yastığından başını kaldırması. Canını artık fazlasıyla sıkan meseleyi bir an önce annesi ile konuşmazsa burada kaldığı süre boyunca her gece aynı sıkıntının pençesine düşecekti.

Oğlunun içeri girmesiyle tabaktaki yoğurdun içine ekmek doğramayı bırakmadan yanına gelişini göz ucuyla izleyen Zahide Hanım, yüzünün büründüğü sıkkın ifadeden ne için geldiğini anladı ancak oralı olmak gibi bir niyeti yoktu. Ferit'in bebeği olmuşken Erkam'ın bir evlat sahibi olmayışına geceleri uykusuz kalıp, gündoğana dek düşünecek kadar takmıştı yaşlı kadın.

Gerçekten bebeği olmasını istediği için değilde Ferit'in ondan önce baba olmasını hazmedemediğindendi ısrarı. Yaşlı kadına göre önce Erkam baba olmalıydı. Zaten Ferit'in kızını her ne kadar sevse de adını Esila koymaları yüzünden arada delirecek gibi hissediyordu. Ara ara görüntülü konuştuğunda bebeğin ismini yok saydığı gibi ara sıra bebeği tutarken ekranda görünen Elif'i de yok saymaya devam ediyordu. Kocası nasıl oğlunu yok sayıyorsa yaşlı kadında Elif'i yok sayıyor, bebeğin annesi o değilmiş gibi davranıyordu.

Erkam'ın annesinin karşısındaki sandalyeyi çekip oturmasıyla sırtını tezgahtan ayıran Meryem de masanın baş tarafındaki sandalyeyi çekip oturdu. Uykusuzluktan gözleri yansada biliyordu ki kayınvalidesi uyumadan uyuyamazdı, çünkü yaşlı kadın yatağa girdiğinde bile konuşmaya devam ediyordu. Bir ara yatağının ondan ayrı olmasını isteyecek olsa da zahmet vermemek için vazgeçmişti. Buraya onunla gelme düşüncesi bile genç kadını rahatsız etse de Erkam'ın isteğini geri çevirememişti Meryem. Geçen sefer geldiğinde Berfu da gelişini o zamana denk getirmişti. Erkam'ın bunu bilerek ayarlamasına kızamıyordu Meryem. Yokluğunda annesi ve Esila'nın yalnız kalmasını istememesine hak veriyordu çünkü yaşlı kadının dilinin ayarı yoktu. İyi niyet adı altında verip veriştirmek vazgeçilmezidir.

"O kadar şey var. Yoğurt ekmek mi yiyeceksin ana? "

" Başka bir şey yemek istesem karın gelip hazırlayacak mı?"

Annesinin tek kaşını kaldırarak bakmasıyla hafifçe öne eğdiği başını sağa sola salladı Erkam. Annesi sanki Esila onu istemezmiş gibi konuşuyordu. Halbuki Esila geleceğini söylediğinde memnun olmadığını belirten bir ifadeyi ne bu sefer ne de geçen sefer geleceğinde takınmamıştı. Annesine karşı tavırları soğuk olsa, onu istemese anlardı Erkam. Fakat Esila hiçbir şekilde ne soğuk davranıyor ne de annesi gittikten sonra hoşuna gitmeyen hallerinden şikayet ediyordu. Çok sıcak, sevecen davrandığını da söylemezdi ama karısının açısından baktığında hak vermiyor değildi. Annesi önüne cenneti bile serseler mutlaka bir kusur bulurdu.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin