Bölüm ☘12☘ Zor Seçim

149K 6.7K 706
                                    

/12/ZOR SEÇİM/

24 AĞUSTOS 🍂🍂

' Gücüme gidiyor anne! Sensizlik gücüme gidiyor!'

Gül kokulu mabedim olan kadın bana kızgın mıydı bilmiyorum... Ama ben onun üzerine laf getirdiğim için kendime kızgındım. Dile düşürmüştüm güzel annemi... Gereksiz insanların, hakkında ileri geri konuşmalarına fırsat vermiştim! Üstelik doğru düzgün ağızlarının payınıda verememiştim ya... bu kendime lanet etmem için yeterde artardı.

Ne biçim evlattım ben?

Üzerime gelmekten vazgeçmeyen dört duvara inatla bakarak defalarca kez sordum bu soruyu kendime... Böyle böyle karşıladım yeni günü, öfkenin kokusuyla dolu ama bir başıma olduğum odada. Bu gece de gelmemişti hiçbir gece gelmesini istemediğim adam... Kokusunu ve kahverengi gözlerini de alıp gitseydi ya yanında! O zaman ruhum sıkışıp kalmazdı bedenime...

Mezarımın kazılı olduğu gözlerinin gölgesinde kalmaktan, yok iken bile varlığını hissetmekten ne zaman kurtulacağım Allah'ım?

Saatin sekize geldiğini gördüğümde bedenim kalkmamam için isyan etse de üzerimde ki battaniyeyi ayaklarımla iterek aşağı düşmesini sağladım. Halsizliğim hatsafhaya ulaşmıştı ama kalkmak zorunda olduğum için yerimde doğruldum ancak Zahide Hanımın sesini duymamla vazgeçip başımı yeniden yastığımla buluşturdum. Her zaman avluda yankılanan sesinin salondan gelmesi ile gidene kadar yatağa gömülmek isterken bu odanın neden salonun karşısında olduğunu düşünmeye başladım. Konaktakilerin yatak odaları üst katlarda iken neden bu adamın odası salonun karşısında idi? Kendi tercihi miydi yoksa öyle mi denk gelmişti acaba?

' Sana ne Esila? Sana ne?!'

Onunla ilgili bir şeyi  merak ettiğim için kendime kızarak gözlerimi kapattığımda bu kez dün gece ki bakışları ve son sözü düştü aklıma... Ama Zahide Hanım sayesinde gelişi ile gidişi bir oldu...

" Bu uğursuzun dölü ocağımızı söndürecek, az kaldı! Ahh Allah'ım! Suçum günahım ne ya Rabbim?"

Beni parçalara ayırmak istediğini ses tonundan anlamanın zor olmadığı Zahide Hanımın  neye kızdığını merak etmeme gerek kalmadı çünkü odanın kapısını hışımla açarak içeri girdi. Bana olan öfkesinin seviyesine dün geceden beri sahiptim ancak onun kadar belli edemiyordum! Tüm benliğime sahip olan öfkenin saniyeler içinde geri çekilmeside cabasıydı!

" Oğlum senin yüzünden karakolda sabahlarken sen yan gelip yatıyor musun hâlâ?"

Kan çanağına dönen gözlerini gözlerime küfredercesine diken kadına " Benim yüzümden mi?" diye  sorarak yataktan kalktığımda, Berfu  annesi ile aramıza girdi. Aklım Erkam'ın karakolda oluşunun sebebine takılırken, Zahide Hanım beni eline geçirebilmeye çalışıyordu.

" Senin dün gece ki terbiyesizliğin yüzünden oğlum karakol köşelerinde perişan oldu!"

" Anne ne olursun bir sakinleş! Tansiyonun yükselecek yine!"

Annesinin kollarını tutarak geriye doğru gitmesini sağlamaya çalışan Berfu'nun aksine Meryem, Zahide Hanımın öfkesini körükleyecek sözler sarf etmeye başladı. Tavırları ve davranışları diğerlerine göre farklı olan kadının benimle derdi neydi anlayamıyordum. Hadi onlar ablam kaçtığı için bu denli öfke ve nefret doluydu. Peki ya Meryem? Onun nefretini neden farklı yerlere çekmem gerektiğini hissediyordum?

" Neden umurunda olsun ki bunun ana?  Yataktan çıkmayıp  şeytanıyla neler planlıyordu kim bilir?"

Sabır çekerek yüzüne baktığım Meryem, göz bebeklerine kadar ulaşan sevincinin yerine sahte olduğundan şüphe duyulmayan hüznü yerleştirerek Zahide Hanımın koluna girdi. Çekip götürmek mi istiyordu yoksa niyeti  üzerime salmak mıydı anlayamadım.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin