Bölüm 🍀94🍀 Böyle Hayal Etmemiştim 🤍

43.5K 2.5K 324
                                    

Merhaba arkadaşlar.

Dilerim iyisinizdir. ❤

Beni soracak olursanız Haziran 21 den beri sallantıdayım. Ardarda misafir ağırladıktan sonra ilk fırsatta ailemin yanına gittim. Döndüğümde ise çocuklarımı hastalık, beni küçük bir ev kazası buldu. Bölümlerin gecikeceğini panoda duyurmuştum ancak hikaye içinde paylaşmak o an için aklıma gelmemişti. Bu ihmalim için özür dilerim.

Yavaş yavaş finale doğru gidiyoruz arkadaşlar. Yaşanacak çok şey var ve ben bir kısmını özel bölümlere bırakacağım.

Sağlık sorunları dışında yaşadığım durumlarda elimden geldiğince bölümleri yazmaya çalışıyorum.  Kaldırmakta zorlandığım bir durum yaşarsam zaten sizleri haberdar ederim, sessiz sedasız gitmem.

Bölüm başlığı karakterler gibi benim de sesimi temsil ediyor aslında. Bölüme başlarken hayal ettiklerim ile bugün tamamlarken yazdıklarım farklı. Erkam gibi durup durup ' Böyle hayal etmemiştim.' dedim ama yazmaya da devam ettim.

Dilerim beğenirsiniz. 🤍

/94/BÖYLE HAYAL ETMEMİŞTİM/

6 ŞUBAT 🍂

' Bahar yüreğimin kapısına dayandı.  Tohumlar aceleci, toprağı aşıp, güneş ile kucaklaşmak için gözlerinin ruhuma değmesini bekliyor Elam... Dokunsam tenine  büyüyecek gövdesi, sarılsam sana yaprakları can bulacak.  Birde senin bana dokunuşunda ve sarılışında olacak olanlar var. Şu an tahmin yürütemiyor kalbim fakat fazlasıyla umutlu. 'Güzel olacak' diyor. Kavuşmalar güzel olmaz mı zaten?

Canımız hiç yanmamış, kış ruhumuzu üşütmemiş gibi hissediyorum bu kapının önünde. Ama biz o acıları tadıp, yoklukla, özlemle sınandık. Yaralarımız derin, kolay kolay kabuk bağlamaz fakat acısı diner değil mi Elam? Göğsümde bir azalıp bir çoğalan, adını koyamadığım sızım seni görünce geçecek biliyorum. Bunun farkındalığıyla geliyorum sana. Güveniyorum. Şefkatine, sevgine güveniyorum.'

Birçok ad koyabilirdi içinde bulunduğu duruma. Veya hislerine somut  benzetmelerde bulunabilirdi.  Karanlık bir kuyunun dibinde  ya da bir bataklıkta çırpınmak gibiydi.  Bir binanın enkazı altında kalmak, kaza sonrası araçta sıkışmak, suyun derinliklerinde yüzeye çıkmak için uğraşmak. Bunlara benzer daha bir sürü  örnekle açıklamaya çalışabilirdi kendini adam. Çünkü   her birinde önce acı sonrasında çaresizlik ve sonunda ölümün nefesi hissedilirdi. Ama kalbi bu benzetmelerden yana değildi. O yaşarken ölmeyi birkaç kez tatmış, en sonunda kurtarıcısını bulmuştu. Bahsi geçen durumlarda yardım dilenen çığlığı birilerinin duyması beklenirken ve bir el uzatılması için yalvarırken onun çığlığına karşılık veren ela gözler olabilir, yardımı gülümsemesiyle yapabilirdi. Dokunmadan kurtarabilirdi şairi. Bakması, onunla konuşması yeterdi soluk aldığı mısraları yazacak hevesi bulmaya, kalemini sıkıca tutmaya. Şairin   kalbine bir tek o nefes olabilirdi.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin