Bölüm ☘17☘ İsyan

73.8K 3.4K 398
                                    

/17/İSYAN/

Multimedyadaki parça eşliğinde dinlemenizi tavsiye ederim...

27 AĞUSTOS 🍂🍂

' Asma güzel yüzünü, dönme sırtını bana annem... Sana kavuşmak istememi hata olarak görme! Alma elimden seni...'

Çok mu şey istemiştim hayattan? Bir insanın annesine kavuşmak istemesi hata mıdır? Değildi bana göre ama annem ona kavuşmak istiyorum diye dokunmamın nasip olmadığı güzel yüzünü astı... Toprak rengi saçları kurudu... Siyah gözleri geceyi alt edecek kadar karardı... Gül kokusu yok oldu... Bunlar ona kavuşmak istediğim için mi olmuştu yani? Kara kaşlarını bu yüzden mi çatmıştı? Bilmez mi benim ondan başka sığınacak kimsem kalmadı? Tutunamıyorum işte, yapamıyorum. Yaşamayı beceremiyorum...

Var ile yok arasında sıkışmış gibiyim... Ne yaşam kucak açıyor bana ne ölüm...

Ölümü isteyecek kadar cesaretli iken kendimi öldüremeyecek kadar korkağım... Belki de bu yüzden annem gibi ölüm de bana sırtını döndü...

" Kuzum... Kurban olduğum..."

Teyzemin içimi sızlatan sesini duyduğumda gözlerimi açmak istedim ama yapamadım. Saç tellerimden ayak parmaklarıma kadar ulaşan ağrı yüzünden hareket edemiyordum. Sanki gözlerimi açarsam ağrılarım çoğalacaktı. Bu yüzden gözlerimi aralamayı denemekten vazgeçtim... Dudaklarımı konuşmak için aralamaktan vazgeçtiğim gibi... İçime çektiğim nefes bile ağrılarımı azdırıyordu.

" Seni bu hâle koyanların Allah tez zamanda belasını versin! Cayır cayır yansınlar her iki cihanda da!"

Ne demek istediğini bir süre düşündüğüm teyzem, " Bulacaklar o zalimleri! Burunlarından getirecekler." dediğinde en son aldığım toprak kokusunun yerini hastahane kokusunun ne için aldığını anladım. Annemin toprağına son kez sarılabilmek için başıma gelenleri hatırladığımda o anlar ruhuma ok gibi saplanmaya başladı.

' Olum dur lan belki kız altımızda zevk almayı seçer.'

' İyi  o zaman soralım küçük orospuya! Bizimle kalmak mı istersin yoksa seni atmamı mı?'

Hiç düşünmeden ' Atmazsan adam değilsin?' demiştim ancak onlar zaten adam olmayı bırak insan bile değillerdi gözümde. Bir kadının bedenine zalimce sahip olmak isteyene binlerce isim bulunurdu bulunmasına ama onlar gerekli cezayı almazlardı! Adalet onlar için yerini hakkı ile bulmazdı ki... Şimdi de bulamayacaktı! Hatta beni suçlayanlar bile olacaktı. Bu böyle olmaz mıydı zaten! Kadın o an bağırmamıştır! Kadın o an susup, kabullenmiştir! Kadın o an aslında ölmüştür ama bu duyarlı insanlar dışında kimsenin umrunda olmamıştır. Tıpkı benim kimsenin umurunda olmadığım, olmayacağım gibi! Kimin umurundaydı ki Esila'nın canından vazgeçme pahasına onlara boyun eğmediği?

Göz yaşlarım tenimi yakarken, o anları unutmak istedim ama bedenime ve ruhuma mühürlenen sancılar unutmamı engelliyordu. Hatta 'Unutma!' diye bağırıyordu dokundukları yerler! Unutmaki bir daha kimse hadsizce tenine dokunmasın! Unutmaki böyleleri başkalarının da canını yakmaya yeltenmesin!

28 AĞUSTOS 🍂🍂 Ertesi Gün

' Derman arar iken derde düş oldum... Ağlama gözlerim Mevlam kerimdir...'

Toprağa kavuşan yağmur tanelerinin sesi dışındaki seslere kulaklarını tıkayan Esila, gözünden akan damlalara yanağından başka ev sahipligi yapacak bir yer bulamadı. Düşse o acı damlalar birinin yüreğine, özgür kalsa bir kuş gibi, yağmurun toprağa sevinçle düştüğü gibi... Boşa gitmez anlam kazanırdı acı... Hani acının güzelleştirdiği gülümsemeler var ya... İşte o gülümsemelerin bile yüzünde yer edeceğine inanmıyordu genç kız. Artık hiçbir şeyin bir anlamı yoktu. Bedeninde ölü bir ruhu taşıyor gibiydi...

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin