Bölüm ☘18☘ Pişmanlık

85.8K 3.2K 679
                                    


/18/PİŞMANLIK/

Multimedyadaki parçayı bu hafta çok sık dinledim ve sizinde bölümü okurken dinlemenizi çok isterim.

29 AĞUSTOS 🍂🍂

Bir bir topladım, kırgınlıklarımı, kızgınlıklarımı, ağrılarımı, acılarımı, umutsuzluğumu, yeni doğan güne olan inancımı, gecenin kardeşliğini ve düşmanlığını, yüreğime dert olan her türlü sızıyı... Bedenimde ve ruhumda yaralar açarak biriken duyguları, ablama ve anneme olan özlemimin yanı başına koydum. Bir tek göz ardı edemediğim öfkemi ve vicdanımı , bir yere sığdıramadım... Çünkü sebebi olanlarla bir ömür geçirecektim. Ve asıl sebep kendim iken umursamamam mümkün değildi. O, bu, şu demeden önce kendime bakmalıydım ve bundan sonrasında ise sadece önüme...

Odanın duvarlarından destek alarak girdiğim lavaboda, yıkadığım yüzüme dakikalarca baktım. Morlukların ve sızıların, boynuma süzülen damlalar gibi yüzümü terketmesini istedim ama olmayacağını da biliyordum. Zaman lazımdı bana. Yaralarımı sarmam, toparlanmam için zaman lazımdı.

" Beni bekleseydin kuzum."

" Sağ ol teyze. Kendim gidip gelebiliyorum artık."

Ağır adımlarla vardığım yatağın üzerine oturup, teyzemin poşetten çıkardığı terlikleri giyerken bir yanım hastaneden çıkacağına seviniyordu ama diğer yanım Özadlı konağına döneceğim için karalar bağlamıştı. Oraya gitmek istemiyordum fakat başka bir seçeneğimde yoktu. Tabi şimdilik.

" Şey... Esilam..."

Bir şey söylemek isteyen ancak bunu nasıl yapacağını bilmediğini bakışları ve yüz ifadesi ile belli eden teyzeme, " Bir şey mi oldu?" diye sorduğumda nefesini sıkıntı ile salıp, " Erkam, konağa gitmeni istemiyor." dedi. Nedenini zevkle es geçip, " Nereye gideceğim peki?" diye sordum çünkü konağa gitmeyi hiç mi hiç istemiyordum.

" Yan odaya."

" Yan odaya mı?"

" Evet kızım. Erkam hemen yan odada kalıyor. Hastaneden çıkışını yaptırdı ama yanında kalıp onunla birlikte çıkacakmışsın hastaneden."

" Ya sabır!"

Saçlarımı, sinirle toplayıp teyzemin verdiği toka ile bağladıktan sonra yataktan kalktım ve ağrılarımı unutturan öfkem ile odadan çıkıp, ağa hazretlerinin odasına doğru ilerledim. Yüzünü görmemem mümkün değildi ancak az görme fırsatını elimden alamazdı. Onun refakatçiliğini yapacağıma, konağa giderdim daha iyi!

" Esila? İyi misin?"

Ferit ağabeyin gözlerime tedirgince bakması ile bakışlarımın sertliğinden emin oldum. Ama çok sevgili Erkam Ağaya etki edebilir miydim? Tabi ki hayır! Göz bebeklerinde cehennemin ateşini bulunduran kişiye ne kadar sert bakarsam bakayım o ateşi söndürmeye gücüm yetmezdi.

" İyi olmama müsade ediyor musunuz ki?"

" Ferit dışarı çık! Berfu sende."

Kardeşlerinin konuşmalarına fırsat vermeden dışarı çıkmalarını isteyen Erkam, ikimiz arasındaki bakışmalarına kapıyı işaret ederek son verdi.
Yüzüne bakmaktan kaçındığım Ferit ağabeyin ardından Berfu'nun da çıkması ile kapıyı kapatıp, kollarımı göğsümde birleştirerek, bakışlarımdaki sertliğin öfkesine yenilmemesini diledim ama adamın gözlerinde öfkenin kırıntısı dahi yoktu! Hayret!

" Sorun ne Esila?"

" Bilmiyorsun sanki!"

" Bilmiyorum. Açıklar mısın?"

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin