Bölüm ☘35☘ Bence Seviyor!

161K 7K 956
                                    

/35/BENCE SEVİYOR/

5 EKİM 🍂🍂🍂

' Sana kalbime nasıl dokunduğunu anlatabilmek mümkün olsa keşke... Boynumdan öpüşünün ruhumdaki etkisini bilsen... Şerrimin hayrı olan adam... Bunları bilme... Beni sevme... Ama gitme de... Yanımda kal, bedenimi hep böyle sar...'

Ruhumu katletmeye her zaman hazır olan acı bir köşeye çekilip mutluluğumu seyre koyuldu. Bedenini sardığım, göğsünde ağladığım adama karşı hissettiklerimi kıskanıyordu. Benim onu hem cinslerimden kıskandığım gibi. Ama benim aksime kıskançlığını gizlemeyi çok iyi biliyordu. Sessizdi ama gürleyeceği zamanı bu şekilde beklemek ona zevk veriyordu. Çünkü sakladıklarım ortalığa döküldüğünde baş başa kalacaktık. Hissettiğim sadece o olacaktı. Bunun içindi acımın bizi sessizce seyredişi...

Yaşanacakları bilmeme rağmen acının gölgesinde tattığım mutluluğun son bulmamasını diliyor, Erkam'a hadsiz hesapsız doyana kadar sarılmak istiyordum. Ona sığınmak, onunla bir bütün olmak... Kalp atışlarının sesini duymak... Bitti dediğimde başlayan hayatımın en acı ama bir yandanda en tatlı haliydi bedeninden kopmak istemediğim adam... Ve o bunları bilmiyordu, bilmeyecekti...

" Ağlama artık."

Kollarımdan tutup bedenimi bedeninden ayırdığında başımı olumlu anlamda salladım ama bıraksa başım göğsüne dayalı şekilde  saatlerce ağlayabilirdim. Çünkü ağladıkça tükeniyordu özlemim... İçimde sessiz çığlıklar birikmiyordu.

" İstediğin bir şey var mı?"

Kollarımı bırakıp, göz yaşlarımı silerken sorduğu soruyu " Yok." diyerek cevapladım... Ama istediğim o idi. Yanımda kalması, hiç gitmemesi...

" Yatağına gir o zaman... Bir şey istersen seslenirsin."

İsteksizce " Tamam." deyip yatağa girdiğimde gözlerinde görmeye alışık olmadığım şefkatiyle üzerimi örtmeme yardım etti. Değişmişti bakışları... Hâl ve hareketleri, tavırları eskisi gibi sert değildi. Sanırım öfkesi de acım gibi sessizliğe bürünmüştü. Terketselerdi keşke bizi, yok olsalardı...

' Gitme de... Yanımda kal de...'

Hiç olmadık zamanlarda sesli dile getirdiğim düşüncelerim, ağzımı aralayamadığım için öfkelenince Erkam'a kal dercesine bakmayı denedim. Ama gülümseyerek arkasını dönüp gitmesiyle başarılı olamadığımı anladım.

Kapıyı kapattığı anda bir onun gidişi bir de ne zaman geri geleceğini bilmediğim teyzemin yokluğu için ağlamaya başladım. Günlerdir ayrı kaldığım ve  özleyeceğimin aklımın ucundan dahi geçmediği odada bir başımaydım... Ama bu yalnızım demek değildi... İçimdeki küçük kız çocuğu üzüntüme aldırış etmeden Erkam'ın yüzünü duvara resmetmeye devam edince battaniyeyi yüzüme kadar çektim.  Onun ellerine boya benim göz yaşlarıma özlem bulaşmıştı... Buna rağmen yalnız değildik...

🍂🍂🍂

" Şişt Erkam! Baksana bi! Lan gitme o tarafa! Gıcık! Biliyor musun onun gibi gıcıksın ama tatlısın da!"

Erkam'ın adını verdiği balığın kendisini şaşırtmayıp saklanmasıyla parmaklarını akvaryumun üzerinden çekti Esila. Kocasının gidişinden sonra zar zor uykuya dalabilmişti genç kadın ve uyanır uyanmaz soluğu pencerenin önünde almıştı. Erkam'ı görebilmek umuduyla bir süre avluyu izleyen Esila onun yerine bolca misafir ve Meryem'i görünce bakmaktan vazgeçti ancak yatmaktan sıkıldığı için yatağı yerine kendisine huzur veren balıkların bulunduğu odaya girdi. Ve şimdi onlara bakarken hem mutlu oluyor hem de ara sıra sinirleniyordu. Mutluydu çünkü bu küçük tatlı balıklar ona sevdiği adamın hediyesiydi. Sinirliydi çünkü Erkam ağa yüzüne bakmamakla kalmayıp kendisinden kaçıyordu.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin