Bölüm ☘ 40☘ Sevilmemenin Acısı

158K 6.3K 1.3K
                                    

/40/SEVİLMEMENİN ACISI/

8 EKİM 🍂🍂

' Çünkü kalbin... çarptığı sürece baş ucunda nefes alacağım...'

Kalbine kazınan kelimelerin aynısını sevdiği adamın yüzünü resmettiği duvarın sağ köşesine yazan içindeki küçük kız çocuğunun mutluluğunu gülümseyerek izledi Esila. Yüreğine yeniden gökkuşağının renklerini sunan adamın sözlerini seviyor olarak algılamıştı ve yeni doğan güne gözlerini araladığında dudaklarından önce gözleri tebessüm etti. Onu uyurken izlemek yetmediği için eli yüzünde yer etmek istedi fakat uyandırmaya da kıyamıyordu. Bu yüzden parmak uçlarıyla saçlarına dokundu... Gönlünü perişan eden gecenin sonu hüsranla değil büyük bir sevinçle gelmişti ve Rabbine devamı gelsin diye dua ederek kaşlarına, kirpik uçlarına baktı.

' Seviyorum seni be adam...' diye içinden geçiren Esila, içindeki küçük kız çocuğunun boya bulaşan ellerine gülümseyerek baktığını görünce ' Biz seni seviyoruz...' diye ekledi. Şu an ondan başka hiç kimse umurunda değildi. Olması gereken herkes ile arasına gri bir perde çekmiş, Erkam'ı yanına almıştı. Ama bir anda gri perdenin üzerinde kırmızı lekeler oluşmaya başladı. Lekelerin sayısı arttıkça acısı gülümsedi ve bununla da kalmayıp  mutluluğunu köşeye sıkıştırmaya çalıştı.

' Kaybedeceksin onu!'

Acısına inat " Hayır..." diye mırıldanırken farkında olmadan elini Erkam'ın yüzüne koyan Esila gözlerini araladığını görünce bedenini geri çekti. Tabi tenine dokunduğu için sızlayan avuç içinide.

" Günaydın..."

Çektiği elini tutup yanağına koyan kocasına " Günaydın..." derken yüreği titredi Esila'nın çünkü gülümsemesi bu sabah bir başka güzeldi. Sadece gökyüzünü değil, kuşlarıda almıştı yanına... Kanat çırpışları umudunun tatlı fısıltıları gibiydi.

" Çekme elini yüzümden, üstümden çekme Esila..."

Uyku ile serseri atışlarına ara veren Erkam'ın kalbi, kadınının yüzüne dokunuşuyla kaldığı yerden devam etti. Beterdi hâli fakat sebebi mutluluk olunca ruhunun  sevincinden gözleri de payını alıyordu. Daha düne kadar kalbinde can bırakmadığını düşündüğü kadın, kendisi için ölümü göze aldığını söylemişti ve o anı unutması mümkün değildi. Nasıl unutabilirdi ki? Yüreğini sahipsiz bırakmayan kadına ne söylese, onun için ne yapsa azdı!

" Avuçlarım korlarla dolu olsa bile mi?"

Acısının ruhunu daraltan fısıltılarını duymamazlıktan gelemediği için sarfetmişti bu sözleri Esila ve günün birinde şu an hissettiği mutluluğa hasret kalacağını çok iyi biliyordu. Bu yüzden ne yaşarsa yaşasın kalbininde, aklınında bir köşesinde ayrılık hep var olacaktı.

" Avuçların ölümü taşısa bile Esila... Varsın  ellerin, gözlerin ecelim olsun, her türlüsüne razıyım..."

' Rüya mı bu? Kesin rüya! Ya da kıyamet alameti... Evet, evet! Kesin kıyamet kopacak!'

" Erkam?" diyerek kocasının yanağını sertçe sıkan Esila, acıyla inleyerek elini tutmasıyla gülümsemeye başladı. İçindeki küçük kız çocuğu Erkam'ın kaşlarını çatması ile ' Rüya değilmiş' diyerek gülümsemesine ortak olurken Erkam, karısının yaptığı şeye anlam vermeye çalışıyordu.

" Bunu yapma sebebin neydi çok merak ediyorum Esila!"

" Kızma hemen. Kendinde misin diye merak ettim."

" Kendimdeyim tabi ki!"

" Bağırmasana ya! Elinden ölmeye razıyım diyene bak! Daha bir sıkmaya gelemiyorsun!"

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin