Bölüm ☘55☘ Kızımız

121K 5.4K 765
                                    

/55/KIZIMIZ/

21 EKİM 🍂🍂

' Hangi kadının kaderini yaşayacağım? Tanıdığım ve yaşadıkları olaylara üzüldüğüm hangi kadının kaderi alnıma izlerini kazımak için bekliyor? Ve neden aslında çok güçlü olan kadınlar bazılarının gözünde ezik durumuna düşüyor?  Empati yok, anlayış yok, saygı yok... Kimse başına gelmeden yaşamadan anlamıyor karşısındakinin hâlini. İşte ben bundan çok yoruldum kalbim... Anlaşılamamaktan yoruldum... İçimde ruhumu günden güne eriten bir yangın var ve bu yangın birkaç saat önce varlığını gücümü tüketecek derecede belli etti. Garip olanı ise ben o dakikadan beri gülümsüyorum. Ağlamak istiyorum ama gülmek zorundayım. Ve tek desteğim içimdeki küçük kız çocuğu ve bebeğim... Akşam gözlüm mü? O kaşlarını çatmış karşısındaki adama öldürecekmiş gibi bakmakla meşgul!'

Erkam'ın, Civan'a attığı bakışlardan sıkılan Esila'nın bir diğer sıkkınlığının sebebi ise yanında oturan ve yemekten sonra hiç durmadan Civan'ın ailesi hakkında konuşan Meryem'di. En büyüğünden en küçüğüne kimde ne kusur gördüyse sanki büyük bir olaymış gibi anlatıyordu.

Kulağına yaklaşarak " Beynimi hissetmiyorum." diyen Berfu'ya dönmeden mırıldanarak  " Bende..." diyen Esila, Zeynep Hanımın  yanlarına gelmesiyle içinden şükürler etti. Çünkü ne Meryem ne de onun söylediklerini onaylayan Zahide Hanım, Zeynep Hanımın yanında ailesinden biri hakkında konuşamıyordu.

" Lak lak iki saattir ne anlatıyorsun sen Meryem?"

" Hiç, hiçbir şey hala."

" Emin misin? Çünkü ben oraya gidip oturduğumdan beri çenen kapanmadı. "

Çardakta oturanları işaret ederek konuşan Zeynep Hanıma verecek cevap bulamayan Meryem, yardım istercesine kayınvalidesine baktı. Kenan ile olan tartışmalarından beri araları limoniydi fakat Civan'ın ailesi ile geçirdikleri birkaç gün içersinde yine eski hallerine  dönmüşlerdi.

" Buna hamilelikle ilgili bir şeyler anlatıyordu."

İğrenerek baktığı Esila'nın bakışlarını yüzüne doğrultmasıyla yüzünü diğer tarafına dönen Zahide Hanım oğlu için sevinmişti fakat bebeğinin Esila dan olacak olması sevincini gölgede bırakmıştı. Yıllardır oğlu için ettiği dualar kabul olmuştu olmasına ama torunun annesi Sevda olsun diye de az el açmamıştı Allah'a. Şimdi ise buna katlanabileceği sebepler arıyordu ama bulamıyordu. Kocası ise her zaman ki gibi onun tam aksini düşünüyordu. Hasan Ağa duyduğu an konağa nasıl geldiğini bile bilememişti. Yüzü günlerdir asık olan adamın gözlerinin içi dahi gülüyordu. Ve bu saatlerdir böyleydi. Meryem de ise ne sevinç vardı ne de sıkkınlık. Kenan ile arası tam olarak düzelmediği için kafasını başka şeylere veremiyordu. Dedikodu hariç tabi.

" Hamilelik ile ilgili mi?  Amcamla ailesini gömdü hala! Gelininden tut kundaktaki bebeklerine kadar hem de."

Kendisine kaş göz yapan annesini umursamayan Berfu " Onlarda geri geldiğinize sevinmiştir kesin. Hele de gelinleri. Rabbim o kadına peygamber sabrı vermiş olmalı." dediğinde Meryem sırıtarak kayınvalidesine baktı ve " Yakında seninde o sabra ihtiyacın olacak." diye mırıldandı.

" Anlamadım?"

" Diyorum ki..."

" Meryem!"

Gelinin adını yüksek sesle sarfeden Zahide Hanım çardaktakilerin bile bakışlarının kendisine dönmesini sağladığını farkedince masada öne doğru eğilip ses tonuna dikkat ederek " Geç oldu git çocuklarını yatır." dedi. Bir yandanda susmasını istercesine gözlerinin içine bakıyordu.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin