Bölüm ☘14☘ Bitmeyen Bedel

150K 6.6K 543
                                    

/14/BİTMEYEN BEDEL/

25 AĞUSTOS 🍂🍂

İyiliğe, mutluluğa dair hiçbir şeyin hayatımda artık yer etmeyeceğini bu gece daha iyi anladım. Belki de Zahide Hanımın dediği gibi uğursuzdum ben... Bir yanda haber alınamayan Berfu ve ona ne yaptığı belli olmayan ağabeyim diğer yanda konağı gür sesiyle inleten adam! Daha birkaç saat önce karısı olmayı, beni öldürmesini istediğim Erkam etrafındaki adamlara ağabeyimi bulmaları için durmadan emirler yağdırıyordu. Sesi düğün gününde ki gibi acımasız, bakışları gaddardı. Ve haklıydı da. Kim kardeşi kayıp iken sakin kalabilirdi ki?

Geçen birkaç saatlik zaman diliminde babası ile birlikte iki kez ayrılmıştı konaktan ve hiçbir şey öğrenmeden dönmek onu daha çok öfkelendirmişti. Konağa girdiği anda annesi gibi avluyu dolduran akrabaları iyi bir haber bekliyordu ama yoktu. Berfu'dan ses seda yoktu!

" Allah'ım ne olursun başına kötü bir şey gelmiş olmasın. Yalvarırım Allah'ım. Koru onu ya Rabbim... koru."

Sessiz kaldığı için pişmanlığı devam etmekte olan Dilan, diz çöktüğü mutfak kapısının önünde dualar ederken, ben hemen yanı başında gözlerimi konağın kapısına dikmiştim. Rabbimden tek isteğim Berfu'nun sağ salim o kapıdan içeri girmesiydi.

" Ya bulamazlarsa hanımım."

" Allah'ın izniyle bulacaklar Dilan..."

Umutsuzluğunun çığlıkları mavi gözlerinden durmaksızın akan Dilan, başını sağ omuzuma yasladığında içimde biriken sıkıntıyı nefesimle birlikte dışarı atmak istiyordum. O benden ben ondan destek almaya çalışırken dudaklarından dökülen her hıçkırık içimdeki korkuyu büyütüyordu.

" Biri geldi Dilan!"

" Allah'ım inşallah Berfu'dur."

Konağın kapısının açılmasıyla kalbim patlayacakmışcasına heyecana kapılırken Dilan'ın koluna girip, ayağa kalkmasına yardım ettim. Konaktakilerin öfkesinin odak noktası ikimiz olduğumuz için mutfaktan çıkamıyorduk. Ama Berfu'nun gelmiş olma ihtimali ile burada kalmamız mümkün değildi.

" Ağam bulduk!"

Konağa giren kırk yaşlarındaki adam hızlı adımlarla çardakta bekleyen Erkam ve akrabalarının yanına vardığında elimi göğsümün üzerine koyarak mutfaktan çıktım. Erkam ile birlikte yanında bulunanlarda ayağa kalktığında iyi bir şeyler söylemesi için dua ettim.

" Mustafa'yı bulduk ağam!"

Ağabeyimin adını duyduğum o an yer ayaklarımın altından kaymış, korkum beni dipsiz kuyuya itmek için adeta hazırda bekliyordu.

" Getirdiniz mi?"

Karşısında duran adamın " Getirdik ağam." demesi ile bir anda tüm bakışlar üzerime toplandı. Hepsinde aynı ifade vardı ancak Erkam daha farklı bakıyordu. 'Bu sefer bitti' der gibiydi... 'Bittin' der gibiydi...!

Erkam'ın " Getirsene içeri ne duruyorsun?!" diye bağırması ile yanından ayrılıp koşar adımlarla konağın dışına çıkan adam, bir dakika geçmeden ağabeyimle birlikte geri geldi. İçeri girmeleriyle birlikte üzerimde ki bakışlar büyük bir hızla Erkam ve ağabeyime döndü.

' Abi...'

Kucağında ablamın yaptığı bez bebeği ile korku içinde ağabeyime seslenen içimdeki küçük kız çocuğu bir şeyler yapmam için gözlerimin içine bakıyordu. O benden medet umarken ben kimden medet umacaktım? Beni öldürmek istercesine bakan insanlar arasında halimden anlayan tek kişi Dilan'dı ve ben bu kadar insana nasıl karşı koyabilirim?

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin