Bölüm ☘24☘ Sustu Küçük Kız...

71.8K 3K 406
                                    

/24/SUSTU KÜÇÜK KIZ/

Bölüm parçası: Grup Abdal -Bu tepe pullu tepe

13 EYLÜL 🍂🍂🍂

' Bin parçaya böl kendini diyor hayat... Herkese yetiş ama kendine geç kal... Kendimi bulamıyorum ki geç kalayım annem... Kayboldum... Elim bir elin kendisine uzanmasından vazgeçeli bir hayli oldu...'

" Elbise... kısa değil mi Berfu?"

"Bence değil."

Berfu'nun bayram günü giymesi için aldığı elbiseyi ayna karşısında üzerine tutan Esila, kısa olduğu için giyip giymemekte kararsızdı. Erkam'ın inadına üzerindeki elbise ile avluya inmek vardı ama sabahki uyandırma yönteminden sonra damarına ikinci kez basmak istemiyordu. El mecbur deyip giymeyi kabul etmişti. Fakat bu güne kadar dizlerinin üzerinde biten bir elbise giymemişti. Ya ayak bileğinin bir karış üstünde ya da uçları yere değen elbiseler giyerdi.

" Yakası da biraz açık sanki."

Cımbız bulmak için çekmecelerini karıştıran Berfu'nun " Sana yakıştıktan sonra gerisinin bir önemi yok Esila. Kısalığını, açıklığını neden dert ediyorsun? İki üç tane gerizekalı elbisen için ileri geri konuşur diyeyse onları takma derim." demesi ile " Haklısın ama..." dedi ve içine sinmemesinin asıl nedenini paylaşma gereği duydu.

" Ben insanların ne düşüneceğinin derdinde değilim. Sadece... babandan utanıyorum. "

" Babam -benim dışımda- kimsenin ne giydiğine bakmaz. Onun kıyafet konusunda takık olduğu tek kişi benim. Senin de sadece milletin içindeyken hâl hareketlerine bakar.  Hem babamın, açıklığını veya kısalığını hoş karşılamayacağı bir elbise olsaydı almazdım. Bu yüzden için rahat olsun."

Gülümseyerek göz kırpan Berfu'ya tebessüm ile karşılık veren Esila, " Şükür buldum cımbızı. Ben ağdayı hazırlayana kadar sende bir duş al gel, kaşını yüzünü alalım." demesi ile gözleriyle onayladı ve yatağın üzerindeki iç çamaşırları alıp yanından ayrıldı. Erkam'ın gittiğini bildiğinden içi rahat bir şekilde odasına vardığında yatağa bakarak gülümsemeden edemedi.

" Sinirinden kudurmaya devam ediyor mudur acaba? Kesin ediyordur."

Elbise ve iç çamaşırlarını yatağa rastgele  bırakıp, gülümsemeye devam ederek banyoya giren Esila, Erkam'ın yüz ifadesini aklından çıkarmaya çalıştı. Çatık kaşları hayalindeki evin üzerine çöken karabulut gibiydi. Gözlerindeki kıvılcımlar, gökyüzünden alev topları şeklinde yağıyordu çatısına... Onun olduğu yerde güzel hayaller kurması artık mümkün değildi. Bu yüzden 'yaksın yakabildiği' kadar diye geçirdi içinden.

Aceleyle yıkanıp banyodan çıkan Esila, saçlarını kurutup giyindikten sonra yeniden Berfu'nun odasına gitti.    Her şeyi ile en ince ayrıntısına kadar ilgilenen Berfu'ya yük olduğunu düşünerek, teşekkürü dilene dolamış, iki kelimesinden biri haline getirmişti.

" Bak bakalım beğenecek misin?"

Berfu'nun yüzüne doğru çevirdiği aynaya bakarak kaşlarını kontrol eden Esila " Çok beğendim, sağ ol." dedi ve gözlerinde beliren minnet dolu gülümseme ile yüzünü ona döndü.

" Sabah sabah bir dünya zahmet verdim sana."

"Saçmalama Esila, zahmet değil ki bu. Hem istemeseydim yapmazdım. Hadi bakalım sıra saçlarında."

Ağabeyinin sabah ki halini diline dolayarak Esila'nın saçlarından sonra   ısrar ede ede güçlükle yaptığı makyajını  bitiren Berfu, denemesi için dolabından ayakkabılarını çıkardıktan sonra kendi hazırlığını yapmaya koyuldu. Esila'nın eksik hissettiğini bildiği için elinden geleni yapmaya çalışıyordu. Tek isteği o güzel yüzünün asılmamasıydı. Ama ağabeyi Ferit'in vurdum duymazlığını düşündükçe morali bozuluyor, yüzü sürekli düşüyordu.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin