Bölüm 2☘ Bir Umut

215K 8.2K 652
                                    


/2/BİR UMUT/

3 AĞUSTOS 🍂

' Derdinin dermanı sevdiği olan; ölüme gözleri kapalı koşar... Ne gerek var ki böylesine...? Ölüm zaten bulacak yüreğini!'

Bir umut... Bir umut baktı genç kız kendisini sert gözlerle izleyen adamın yüzüne. İstediği tek şeyin ablası ile konuşması olduğunu anlaması içinse bakışlarını kaçırmadı. Ablası, yaşamak için olan umudunu kaybetmiş olabilirdi ama Esila bu umudu öyle ya da böyle ona geri vermeye kararlıydı. Vazgeçmek yoktu artık! Sonunda ölüm bile olsa vazgeçmek yoktu!

" Esila?"

Kardeşinin Esila'ya olan sert bakışlarının nedenini merak ederek sarfetmişti ismini Erkam ve aralarındaki inat dolu bakışmaya son veren Ferit oldu. Ağabeyi şüphelenmesin diye " Berfu evde değil Esila. Döndüğünde geldiğini söylerim." deyip, genç kızın gitmesini dilemişti ancak istediği gibi olmamış, az önce ağlayan o değilmiş gibi hafifçe tebessüm ederek karşılık vermişti.

" Sorun değil Ferit abi, gelene kadar beklerim."

Esila'nın sözleri üzerine gerginliği artan Ferit, ağabeyinin  " İçerde bekle o zaman Esila." demesiyle kaşlarını hayır demesini istercesine kaldırdı ama Esila, eniştesinin sözlerini tebessüm ederek  onayladı.

Ağabeyi  ile birlikte konağa giren Esila'nın arkasından, sessizce şansına küfürler  savurarak ilerleyen Ferit, her ne kadar umurunda olmadığını söylesede Elif'i deli gibi merak etmeye başlamıştı. Ama umudunun  inancını yitiren yanı bunu göstermesine engeldi.

" Siz oturun, ben babamın yanına uğrayıp geleceğim."

" Tamam abi."

İkilinin garip tavırlarını düşünerek yanlarından uzaklaşan ağabeyinin  merdivenlere yönelmesiyle derin bir nefes alan Ferit, sağ ayağının topuğunu yere vurarak gözden kaybolmasını bekledi. Kendisinin rahatsızlığının aksine bir hayli rahat olan genç kıza döndüğünde, kolunu  tutup, bedenini kendisine gelmesini istercesine sarstı. Ama ne bakışları ne de yaptığı Esila'nın umurunda olmadı.

" Hemen gidiyorsun buradan Esila!"

" Gitmiyorum! Sen ablamla konuşmayı kabul etmedende gitmeyeceğim!"

Kolunu, canını yakmaktan korkarak tuttuğu  Esila'nın yüzünde bir değişiklik görmeyen Ferit, " Konuşamam diyorum, anla! Sende, ablanda bunu anlayın artık." dedi ve avluda oldukları için sesinin tonunu sonlara doğru alçak tutmaya çalıştı.

" Ablam ölmek istiyor diyorum. Sende bunu anla!"

" Anlamıyorum. Anlamak istemiyorum Esila."

Konuşmalarının bu şekilde sürüp gideceğini anlayan Esila, kolunu Ferit'in elinden kurtarıp, "Anlayana kadar buradayım o zaman." dedi ve kollarını göğsünde birleştirdi.

Sabır çekerek bakışlarını gökyüzüne çeviren adamın tavrına inat ona biraz daha yaklaşan Esila, " Bu kadar mı sevgin? Bunca  yaşanmışlığın hatrına, konuşamaz mısın? Sevginin hatrına?" diye sormaktan kendini alıkoyamadı.  İçinde bulunduğu durumu az çok tahmin edebiliyordu ama bir konuşmanın bu kadar zor gelmesinin sebebini sevgisinin boyutuna bağlamadan edememişti. Tüm olumsuzlukları göze alıp, birkaç cümle sarfedemez miydi?

Boğazında ki düğümü, " Sevgimin hatrı... öyle mi? Çok sevdim onu..." diyerek çözen Ferit, dolan gözlerini Esila dan kaçırdığında içinden ' Hâlâ seviyorum ama elimden bir şey gelmiyor' diye geçirdi. Hâlâ seviyordu birkaç gün sonra resmen yengesi olacak kadını ama eli kolu bağlıydı ve bunu kimse anlamıyordu. Kimseye anlatamıyordu! Çünkü anlatılacak türden değildi yanan kalbinin sebebi.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin