Bölüm ☘ 28☘ İlk Yanan

79.4K 3.3K 835
                                    

/28/İLK YANAN/

Bölümü multimedyaki parça eşliğinde okumanızı tavsiye ederim.

20 EYLÜL 🍂🍂

' Yanımda olmasını beklemiyorum... Ama uzak durması, hiçmişim gibi davranması nedenini bilmediğim bir şekilde canımı acıtıyor anne... Ölümün yastığım olduğu yetmezmiş gibi umudumun üzerini gece ile örtüyor... Karanlıktan korktuğumu hâlâ bilmiyor...!'

Eleminin kuşandığı öfkeli zırhını uykusunun gelmesi ile çıkaran Esila, gözlerini duvardaki saatten ayırıp yatağına doğrulttu. Erkam'ın kapıya her vuruşunda çoğalan kızgınlığını umursamamıştı ama uyumadan önce kapının kilidini açmak zorunda olduğunu bilmek canını sıkıyordu.  Asıl sıkkınlığı ise Erkam'ın odaya gelmesi ile yaşayacağını da biliyordu.

Sırtını, yasladığı kapıdan ayırıp ayağa kalktığında zihninde Zahide Hanımdan önce Sevda'nın odanın içindeki halleri canlandı. Sevda'nın saçlarının ellerinin arasında olduğunu hayal ederek anahtarı çevirdikten sonra "Pislikler!" diye söylenerek yerdeki poşetleri aldı.

Şu an iyi gelebilecek olan tek şey sevdiği birinin yokluğuna rağmen varlığını hissedebilmekti ve teyzesinin gönderdikleri ile yorgun duygularını ayakta tutabileceğini düşündü.

Ağır adımlarla yanına vardığı yatağın üzerine oturduğunda içinde ekmek, çörek ve peynir bulunan poşetin ağzını aralayıp koklamaya başladı. O an Sevda ve Zahide Hanımın yüzü zihnini terketti ama Erkam'ın yüzü aklından bir türlü çıkmıyordu.

"Keşke bunları yapan ellerini öpebilsem yine teyzem... "

Kuruyan göz kıyılarının yeniden ıslanması ile poşeti bağlayıp kenara koyan Esila diğer poşetten patik ve terlikleri çıkardı. Göğsüne bastırıp, verdiği emekler için teyzesine teşekkür ederken dolan gözleri katlı olan yeleğin içinde ki kağıdı buldu. Teyzesinin bir not bırakmış olabileceğini düşündüğü anda koca bir tebessüm gözlerindeki hüznün yerini aldı. Aceleyle poşetin içinden çıkardığı yeleğin içinde bulunan ve ucu gözüken kağıdı çekip alan Esila, gözlerinin değdiği kelimeleri acıyan kalbinin derinliklerine gömmeye başladı.

' Kuzum... Sadece bedenin üşür diye göndermiyorum bunları. Çünkü insanın kalbi ve ruhuda üşür kuzum. Bu annenin yeleği, sen hariç elimde kalan tek hatırası. Geçmedi daha kokusu, acısı da geçmiyor Esilam. Bana bir acı da sen bırakma olur mu kuzum? Kimse için ruhunu üşütme, yaralama. Allah a emanet ol.'

Özlemin neden olduğu titreme genç kızın tüm bedenini esir alırken, gözleri yelek hariç her şeye kör oldu. Odaya giren kocasının varlığını dahi hissetmedi. Yanına varmak için attığı adım seslerini duymadı. Tek hissettiği titreyen ellerinin arasında tuttuğu yelek ve huzur dolu kokusuydu.

" Annem..."

Esila, yüzünü yeleğe gömdüğünde hüznü ve mutluluğu kol kola girdi ve onu izleyen Erkam'ın öfkesi kalbindeki sızının çoğalması ile yok oldu. Kapıyı açmadığı için biriken kızgınlığı, karısının hıçkırıklarının altında ezildi. Bir yanı ona hiç kıyamıyordu ve bu yanı saçlarına dokunması için ellerine baskı uyguladı.

Karısına biraz daha yaklaşıp, alt dudağını ısırarak elini saçlarına yönlendiren Erkam, Berfu'nun kendisine seslendiğini duyması ile geri çekti. Aynı hızda bedeninide genç kızdan  uzaklaştıran Erkam, yumruklarını sıkarak ayrıldı yanından.
Çıkmaz sokakta eli kolu bağlı bekleyen duygularının derdine düşmeyi sonraya bırakıp, salonun önünde bekleyen kardeşine doğru ilerledi.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin