Bölüm ☘ 29 ☘ Can Bulan Şiir

75.6K 3.3K 1.4K
                                    

/29/ CAN BULAN ŞİİR/

Bölüm Parçası: Kubat - Dermanımsın

21 EYLÜL 🍂🍂

Adam mutluydu ama kadın... O, var olmak ile yok olmak arasındaydı...

Bedeni aracılığıyla ruhuna dokunan adamın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştı Esila... Kocası karşılık verip vermeyeceğini merak ederek dudaklarındaki varlığını devam ettirirken Esila ' Neden?' diye sormakla meşguldü. Neden yapmıştı bunu? Neden duygularının talan olmasını sağlamıştı? Kalbinin ritimlerini neden bozuyordu?

Cevabını deli gibi merak ettiği sorularının ardı arkası kesilmeyince yüzünü geriye doğru çeken Esila, Erkam'ın binbir zahmetle cesaret ederek kurduğu bağı bir çırpıda kopardı. Daha birkaç hafta önce birbirimize haramız diyen adamın tutarsızlığı kendisine konuşmayı unutturmuştu. Ne diyeceğini bilmemek bir yana yüzüne dahi bakamıyordu. Utanmıştı... Heyecanlanmış aynı zamanda kızmıştı da...

" Esila..."

Karısının ismini söylerken sarfettiği her harfte boğazına bir düğüm yerleşen Erkam, başını önüne eğmesi ile hüsrana uğradı. Karşılık vermeyeceğine emin olmasına rağmen umut ederek beklemişti ama Esila'nın kendini geri çekmesi ve yüzüne bakmaması umudunun üzerine avuç dolusu köz bıraktı. Yanarak yok olmaya mahkum edilmiş bir umudun sahibiydi artık adam...

" Pişman etme beni... Yüzüme bak..."

Elbisesinin uçlarını avuçlarının içinde toplayan Esila, başını olumsuz anlamda sallayarak bakmayacağını belirtti. Bununla da kalmayıp  ayağa kalktı. Soruları boğuyordu onu, utancı bedenini yakıyor, kalbi üzerine  bir bina yıkılmış gibi çaresizce kurtarılmayı bekliyordu.

Banyoya doğru attığı adımlarının yönünü vazgeçip kapıya doğru yönlendiren Esila, Erkam'ın içindeki çocuğu öldürmek üzere olduğunu bilmeden odadan çıktı. Ne yapacağını şaşıran genç kız kapattığı kapıya omuzunu dayayıp bozulan nefes alışverişini düzenlemeye çalıştı. Her nefeste göğsüne bir sancı saplanıyordu ve bu sancı misafir değil ev sahibi olacakmış gibi yerleşiyordu bedenine.

" Ne bekliyordum ki?!"

Sıktığı sağ yumruğunu yatağa vuran Erkam, hırsını alabileceği daha sert bir şey arayarak ayağa kalktı. Odanın içinde attığı adımları kalbini ezme niyetiyle atıyor gibiydi. Karısından daha farklı bir tepki beklerken Esila susmuştu ama Erkam susamıyordu. Susarsa bir daha dile gelmeyeceğini bildiği için öfkesini eşyalara yönlendirdi. Yaptığının hata olduğunu düşünerek aynaya yumruk attığında oluşan çatlak kalbindekilerle aynıydı. Kırılmıştı... Karısını kırmaktan korkarak hem de...

' Yüzüne bakamıyorum... Baksam bile konuşamam ki... Unuttum sanki konuşmayı Erkam...'

Odadan gelen gürültüler yüzünden bedenini kapıdan ayıran Esila, merdivenlerin başına duvarlara tutunarak geldi. O anları hafızasından silmesi zordu ama daha zoru ne hissedeceğini bilmemesiydi. Dudaklarına dokunduğu ilk an kim olduğunu unutmuştu Esila. Hatırlaması ise taze olan anıların zihninde canlanması ile mümkün olmuştu. Bu yüzden sevdiği için öpmüştür diyemedi Esila. Dinmeyen bir öfkeye ve nefrete sahipken sevmesi imkansız gibi geliyordu.

" Hanımım! İyi misin?"

Başı döndüğü için merdivenlerin son basamağını yalpalayarak inen Esila, alnını tutarak Dilan'a baktı ama her hangi bir şey söyleyemiyordu.

"Dur Hanımım." diyerek koluna giren Dilan'ın yardımıyla mutfağa kadar zar zor yürüyen Esila, sandalyeye oturur oturmaz başını ellerinin arasına aldı.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin