/20/AYNI YATAKTA/
Merhaba arkadaşlar...
Dilerim iyisinizdir... 🙏
Bölümden önce paylaşmak istediğim iki şey var. Okursanız çok sevinirim.
Birincisi geçen bölümde Erkam'ın, Elif'in adını sayıklamasını garip ya da gereksiz bulmuş olabilirsiniz.
Erkam, Elif'i sevmiyor fakat ateşi olduğu için sayıklaması normaldi bence.
İkincisi dirsekten öpme.
Bu bizim bir adetimiz, saygı göstergemiz arkadaşlar. Bizde gelinler aile büyüklerinin dirseklerinin hizasını öperler. Yani dirseğin tam ucunu değil. Görsel bulsam daha anlaşılır olurdu ama ne yazık ki bulamadım.
........
Multimedyadaki parça: Toygar Işıklı - Susma
1 EYLÜL 🍂🍂
' İnsanlar insanlığını yititiyor anne... Tükeniyor saygı ve yok oluyor sevgi...!'
Avuçlarıma dolan keşkeleri, kalbime yudumlatırken farkettim; kızgınlığının gizlemeye çalıştığı sevgiyi... Ablamın adını sayıklarken duyduğum o tını... Keşkelerimi tarumar etse bile kalbimde yer etmesinden vazgeçmedim... Erkam ablamı, ablam ise onun kardeşini seviyordu. Öyle bir kördüğümdü ki bu çözmek isteyenin canı yanacaktı hatta canından olacaktı. Ve ben dün gece ilk kez hissettiğim pişmanlığa sırtımı dönmek zorunda kaldım. Birbirini seven iki insanın arkasında dururken, Erkam'ın sevgisinin, duygularının katili oluşlarına ses etmedim... Ve o buna mecbur olduğumu bilmeyecekti.
" Üç numaralı bakışını atıyor."
" Nasıl?"
Doktorun muayene ettiği Erkam'ın üç numaralı bakışını attığını söyleyen Berfu'ya, anlamadığımı belirtircesine baktığımda, kulağıma yaklaşarak " Üç numaralı bakış. Yani doktora haber verdiğin, milleti ayaklandırdığın için seni mahvedeceğim Esila diyor." dedi. Bir an için Berfu'nun gülümsemesine eşlik etmek istedim ancak Erkam'ın kaşlarını çatarak bize baktığını farkedince vazgeçtim. Üzerimde yoğunlaşan sert bakışlarının sebebi ailesine gece ateşinin olduğunu söyleyip, doktor çağırmalarını istememdi. Yaptığımın bir hata olduğunu düşünmediğim için kızacak oluşunu umursamadım. Aslında ailesine gece haber vermem en doğrusuydu ama Özadlı prensinin inadı ve gıcıklığı buna engel olmuştu.
" Ben onun iyiliği için yaptım ama abin benden gelen her şeyi zarar olarak kabul ediyor."
" Zamanla anlayacak, sıkma canını Esila."
Gözlerini üzerimden ayırmayan, Erkam'a bakarak " Bakalım." dediğim sırada odaya yokluğunu şiddetli bir şekilde hissettiğim Zahide Hanım girdi. Hemen arkasından ise Adana dan gelen kız kardeşi girdi içeri. Birbirinin kopyası olan abla kardeş, önümüze geçince Berfu ile birkaç adım gerileyip, bedenlerimizi duvara dayadık.
" Kurban olduğum gece ateşlenmiş ama bu uğursuz sabah olunca haber verdi."
Hasan Ağa'nın, kaşlarını kaldırarak uyarıda bulunması ile susan Zahide Hanım, kız kardeşinin " Bunlar ayrı mı uyuyor?" demesi ile bakışlarını koltuğa çevirdi. O an yastığı ve çarşafı diğer odaya götürmeyi unuttuğumu farkettim ve Erkam'ın öfkesi, yıldırım misali üzerime düşmeye başladı.
Erkam'ın, babası boğazını temizleyerek muayeneyi bitiren doktorun yanına geçerken, annesi omuzunun üzerinden bana baktı. Diliyle değil ama gözleri ile gelmişime geçmişime lanet okuduğuna emindim.
